Bir Cihan Sultanı Mehmet Han
Osmanlı Devleti'nin tarihimizde kuşkusuz farklı bir konumu bulunur. Osmanlı Devleti padişahları içinde de Sultan II. Mehmet'in durumu farklıdır. Büyük hayali olan insanlar bir gün mutlaka o hayallere ulaşacaktır düşüncesiyle, çocukluğundan gençliğine, gençliğinden olgunluk dönemine kadar hep bir hayalin peşinden koşmuş ve hep başarılı olmuştu. Sultan Mehmet'in hayal kırıklığına uğradığı, hanedan soyundan gelmesine rağmen ötelendiği olaylarda meydana gelmişti. Hem maddi hem manevi dünyasında bu olaylar yaşanırken, Sultan Mehmet hiçbir zorluğa aldırış etmeden hedeflerine yürümeyi bildi.
Babası II. Murat büyük oğlu Alaaddin Bey'e oldukça düşkün olduğunu sürekli belli etmesine rağmen, Sultan Mehmet hiçbir zaman babasına ya da ağabeyine cephe almamıştı. İnsani olarak zaman zaman üzüntüsünü belli ettiği anlar olduğu rivayet edilir. Taht varisi şehzade Alaaddin'in vefatı üzerine, padişah II. Murat derin bir sarsıntı içerisinde kalır ve bu buhranlı ortamdan uzaklaşmak adına bir süre sonra hükümdarlığı diğer oğlu Mehmet'e bırakır. Hiç beklenmedik bir zamanda tahtta kendini bulan genç Mehmet yaşının da vermiş olduğu dezavantajla devlet ahalisine karşı tam manasıyla otoriter duramaz. Sonrasında Çandarlı Halil Paşa’nın tertiplediği “Buçuk Tepe İsyanı” ile tahttan çekilmek zorunda kalır. Bu durum tarihimizde eşine az rastlanan bir hadisedir. Her ne kadar çocuk denilecek yaştaki Mehmet’in herkes önündeki liderliği ya da söz gelişi “karizması” çizilse de, Sultan Mehmet, tekrardan makama geçeceği o zamana kadar kendini oldukça iyi geliştirecek ve idealleri için yoğun bir hazırlık dönemine girecekti.
1451 yılının şubat ayında Osmanlı Devleti’nin yedinci padişahı olarak tekrardan tahtta çıkmış ve hep hayalindeki İstanbul için hazırlıklara başlamıştı. Bu süreç içerisinde hep kendini ispatlamaya çalışan Sultan Mehmet, 1453 yılında tarihin akışını değiştirecek olan fetih ile birlikte rüştünü ispatlayacak ve ilk Padişahlık yıllarında diş geçiremediği Halil Paşayı azledip idam edecekti. Sultan Mehmet'in tüm gücünü ve otoritesini hissettirdiği bu dönemlerde, Osmanlı Devleti cihanın en güçlü devletlerinden biri konumuna gelecek ve sayısız memleketlerin tek sahibi olacaktı. Sınırları gelişmiş, hazinesi dolmuş taşmış bir dönemin ilk işaretleri şüphesiz II.Mehmet dönemiydi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.