Baha Durmaz

Baha Durmaz

Dolaylı Değil, Doğrudan Savaş!

Dolaylı Değil, Doğrudan Savaş!

Son zamanlarda yaşananlar malumunuz… Geçtiğimiz hafta ülkemiz için oldukça kötü geçti. Kahraman askerlerimizin kalleş bir şekilde vurulmasının arkasından TSK olması gerektiği gibi hamlelerde bulunarak adeta rejim güçlerini felç etti. Her ne kadar resmi anlamda Rusya’nın adı geçmese de bunu herkesin adı gibi bildiği aşikâr. Ruslarla şuan için açık bir harp halinde olduğumuz ve bunu rejim adıyla yaptıkları saldırılarda görmekteyiz. Pazar günü Rusların övünüp durduğu, tüm dünyaya adeta şov yaptığı savunma sistemlerini ve saldırı uçaklarının Türk SİHAları karşısında aciz kaldığını göstermiş olduk. Dünya savaş stratejisinin resmen değiştiği gördüğümüz bugünlerde insansız hava araçlarının ne kadar önemli olduğunu da bir kez daha görmüş olduk. SİHAların bu üstün başarısında başta projeye destek veren Merhum Necmettin Erbakan olmak üzere, Selçuk Bayraktar gibi büyük fedakârlık örneği sergileyen nice mühendise bir kez daha şükranlarımızı sunuyoruz.

Türk ordusu, Rusya’nın desteklediği rejim güçlerini vurdukça olay dallanıp budaklanmaya başladı. Önce Rus Devletine yakın Sputnik sitesinde Hatay ile ilgili alçakça yazı kaleme alındı. Arkasından bu kişilerin gözaltına alınmasıyla durumlar içinden çıkılamaz bir hale geldi. Bizi ilgilendiren konu Hatay ile ilgili işgal cümlelerin legal ortamlarda söylenilmesi. Gelelim Hatay ve diğer meselelere…

Mustafa Kemal Atatürk’ün ölmeden önce muhakkak yapılmasını istediği belki de son arzusu olan şey Hatay’ın anavatana katılmasıydı. Kendisi her ne kadar görememiş olsa da bugün Hatay’ın vatan topraklarında olabilmesinin en önemli çalışanı şüphesiz Mustafa Kemal Atatürk’tür. Milli mücadele döneminden sonrasında elde tutamadığımız Hatay’ı Fransızlar önce sömürge haline getirmiş akabinde de Suriye’de kurdukları kukla devletlerine vermişlerdir. 1930’lu yıllardan itibaren başlayan yoğun Türk dış politika baskısı sonucunda ve yaklaşan II. Dünya Savaşı da düşünüldüğünde Avrupalı devletler bu konuda çok fazla diretememişler ve 2 Eylül 1938 yılında Hatay bağımsız bir devlet durumuna gelmiştir. Devlet Başkanlığı'na Tayfur Sökmen, Meclis Başkanlığı'na Abdülgani Türkmen, Başbakanlığa ise Abdurrahman Melek seçilmiştir. Devletin resmî dili Türkçe kabul edilmiştir. Bu tarihten bir yıl sonra, Hatay Meclisi aldığı kararla, Türkiye Cumhuriyetine bağlandığını resmen duyurmuş olacaktı.

Anlaşılacağı üzere Hatay’ın Türk toprağı olmasında herhangi bir zorlama veya işgal bulunmamakta. Rusya bu tür yalan propagandaları tarihten bu yana sürdüren bir ülkedir. Aynı faaliyetleri II. Dünya savaşından sonra da yapan Ruslar, o zamanlarda da bizden, Milli Mücadele döneminde tekrardan vatan topraklarına kattığımız Kars ve Ardahan’ı istemişlerdi. Bugün Türk ordusu tarihi bir zafer yazmak üzere. Bütün gücüyle rejimi destekleyen Ruslar, bu topraklarda kimlerin sözünün geçtiğini bir gün kesin suretle anlayacaklar.

Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi, Rusya ve İran bloğuyla ittifak kurmak, müttefiklik bağı oluşturmak, tarihsel sürece bakıldığında her daim imkânsız olmuştur. Yaşanan bu gelişmeler bizi çokta şaşırtmamış, tarihin bir kez daha doğruluğunu ispat etmiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Baha Durmaz Arşivi