Terörist devlet Ermenistan kanla ve zalimle yazılmış tarihine bir yeni utanç sayfası daha ekledi. Geçtiğimiz günlerde yaptığı saldırı sonucunda onlarca sivili hedef alarak çoluk çocuk demeden yeni bir katliama imza attı. Biz Ermenistan'ın bu barbarlık kafasına alışkınız. Huyları ve elleri kurusun ki aynı zihniyet yine karşımızda.  
Ermenistan tarihinin hiçbir döneminde devlet aklına ya da ferasetine sahip olamadı. Var olabilmenin yolunu Türk düşmanlığını sürekli diri tutarak yapmayı tercih etti. Benzer bir durumda olan Yunanistan’da var olabilmenin yolunu Türk düşmanlığında buldular. Bunun sonucunda Rusya ve Fransa’nın da desteğiyle kanlı emellerine kahpece ulaşmayı hedeflediler. Bugün Ermenistan'ın sivillere yönelik saldırısında Azerbaycan'a yönelik bir tahrik politikası yatmakta. Nasıl olsa tüm dünya yine üç maymunu oynuyor. Geçtiğimiz hafta sosyal medya mecralarında bile yapılan katliamı çeşitli filtreleme teknikleriyle duyurmamaya çalıştılar. Terörist devlet Ermenistan, savaş meydanında yenemeyeceği Azerbaycan’ı tahrik edip savaşı sivil mecralara kaydırmak istiyor. Bunun sonucunda da bakın Azerbaycan, bizim şehirlerimize bomba atıyor, bakın Türkiye bizim karşımızda yer alıyor, bakın bu Türkler 1915’deki gibi bizi yok etmeye çalışıyor yalanlarına ortak arıyor. Süreci buraya doğru getirebilirlerse Azerbaycan’ın meşru zeminde gerçekleştirdiği operasyona dur diyebilecekler. 
Değerli okuyucularım dünyada hiçbir şey değişmiyor. Sadece biz değiştiğine inanmak istiyoruz. Zalimler, zalimliklerine yenilerini eklerken, mazlumlar dertlerini bile doğru düzgün anlatamıyor. Anlatsa bile haklı davalarına destek veren devlet sayısı yok denecek kadar az sayıda. Bizim toplumumuzda değişmeyen algılar vardır. Bunlardan birisi de sürekli komplo teorileri üretmemizdir. Çoğu zaman bu görüşe katılmayan biri olsam bile ne yazık ki dünyadaki emperyalist güçlerin hala emelleri bu topraklarda. Dünya haklının yanında yer almıyor. Dünya üzerinde geçmişten gelen bir Türk korkusu hala mevcut. Ermenistan ise bu durumu olabildiğince kaşıyor. Türkler, durdurulmazsa Viyana önlerine kadar ilerleyecek düşüncesini kanlı canlı tutmaya çalışıyor. 
    Bir tarafta gasp edilmiş topraklarını almak isteyen Azerbaycan. Bir tarafta geçmişindeki kanlı mezalimleri bir övünç madalyası olarak boynuna takan Ermenistan. Diğer tarafta hem soydaşlarına yardım elini uzatan hem de bölgede eski gücüne ulaşmayı amaçlayan Türkiye Cumhuriyeti. Önümüzdeki günler oldukça zor geçeceğe benziyor. Ekonomik problemlerle boğuşan milletimizin ve devletimizin Allah yardımcısı olsun. Umarım gelecekteki güçlü ve huzurlu Türkiye’nin sancılı dönemi olarak hatırlarız bugünleri. Son olarak Kıbrıs davamızda çok kritik bir eşiği geride bıraktık. Rahmetli Denktaş çizgisinde olan Ersin Tatar Cumhurbaşkanı olarak seçildi. Derin bir nefes aldık. 
    Ne Şam’ın şekeri ne Arabın yüzü ne de batılıların riyakâr tutumu. Başlıkta belirttiğim gibi. “Âlemde şer, Oğuz’da er tükenmez!” Var olsun Türklerin şanlı destanı!