Evet, bugünlerde hepimizin içi karamsar, telaşlı sonu belli olmayan bir yolun girdabına doğru girmiş vaziyetteyiz. Uzmanların bu salgını nasıl bitirebileceğine dair ya da ne zaman biteceğine dair net cevapları yok. Kamuoyuna aşırı derecede karamsarlık pompalanıyor. Bu bazen bilinçli bazen bilinçsiz adeta bilinçaltındaki fikirlerin açığa çıkarımı gibi oluyor.  Bu hal bir gün bir zaman bitecek. Fakat bittiği zaman aslında birçok şeyin kendiliğinden değiştiğini göreceğiz. Eski düzen namına birçok kavram, birçok sistem yerini yeni kavramlara yeni sistemlere bırakacak. Bunlardan biri de şüphesiz eğitim sistemi olacak. Türkiye’de bu sistem içerisine mecburen entegre olabilmek için yeniliklere uymak zorunda.

Teknolojinin her gün geliştiği bilişim çağında eğitimin içerisindeki birçok kavramında değiştiğini, değişeceğini biliyoruz. Malum okulların zorunlu bir şekilde kapanmasıyla beraber Milli Eğitim Bakanlığı tarafından EBA sistemi çocuklarımızın derslerinden uzakta kalmaması adına hayata geçirildi. Aslında EBA bundan öncede aktif bir şekilde kimi öğretmenler ve öğrenciler tarafından kullanılıyordu. Son aylarda özellikle Milli Eğitim Bakanımızın eğitimin teknolojik donelerle yapılma sürecindeki girişimlerini bir öğretmen olarak çok yerinde buluyorum. Sayın Bakanımız, dünyanın gelecek yıllarda içine gireceği bu sistemin hazırlıklarına göreve gelir gelmez başlamıştı. Salgın olayından dolayı da bu sistem daha aktif bir hale geldi. Bunun yanında eğitim faaliyetlerinin devlet kurumları haricinde özel okullarda da başarılı şekilde yapılması adına birçok okul, bugün uzaktan eğitim sistemine doğrudan giriş yapmaya başladı. Bu durumda kimi öğretmenler gelişen bu yenilik sürecinin doğru olmadığını dile getirdi. Fakat bu durumun bir zorunluluk hali olduğu fikri de oldukça yüksek sesle söylendi. Şahsi fikrim bu süreç gelecek yıllarda yapılacak olan uzaktan eğitim sisteminin bir provasıdır. Yani bundan sonra pilot okulların, farklı yapıya bürünecek olan eğitim kurumlarının artık bu uzaktan eğitim faaliyetlerinin peşinden gideceğini düşünüyorum. Bu salgın ne zaman biter söylemek güç. Salgın bittikten sonrada zamana yayılarak uzaktan eğitim sisteminin yaygınlaşacağı ise aşikâr bir gerçek. Dünya sürekli kendini yeniliyor. Sistemler, ideolojiler ve kavramlar gün geçtikçe farklı bir kimliğe bürünüyor. Amaçlanan zaten sistemin zamanla değişmesiydi. Artan dünya nüfusu, doğal kaynakların tükenmeye başlaması, insanoğlunun yeni arayışlara girmesine sebep oldu. Bu noktada performansın, zamanın ve bireysel anlamda parasal dengenin korunması maksadıyla yeni dünya düzeninde eğitim faaliyetlerinin daha çok öğretim şekilde yapılacağı durumu söz konusu olabilir. Kısacası geleneksel eğitim sistemi yerini modern öğretim anlayışına bırakacak. Tasarlanan proje bu maksatla düşünülürse, artıları eksileri tartışılır. Manevi ve zihinsel figürler yerini pratik ve maddiyat içeriğine bırakabilir.

Ne yazık ki, yeni sistemin oyun kurucuları arasında bizler yokuz. Bizler sadece bu sistemin içerisinde olan, olmak zorunda olan bireyleriz. Bizler bu sistemin içerisinde söz sahibi olmak istiyorsak, yeni gelen fütürist akımının analizini iyi yaparak kendimizi bu sisteme dahil etmeliyiz. Özellikle bundan sonraki süreçte bilgi teknolojilerini iyi kullanamayan, yeni fikirler ışığında kendini geliştiremeyen her bir eğitimci bu sistemin dışında kendine yer bulacaktır. Lütfen yanlış anlaşılmasın, yapay zekaların, robotik faaliyetlerin, uzaktan eğitim sistemini ne övüyorum ne yeriyorum. Sadece olacak olan noktasında tahminlerimi söylüyorum. Yeni dünya düzeninin uzun yıllardır altyapısı kuruldu. Bu sistem içerisinde olmak istiyorsak, öncelikle bu sistemi bilmek zorundayız. Gelecek yüz yıllarda ya büyük bir güç ya da parya olarak devam edeceğiz. Karar bizim!