D. Emin Bilge

D. Emin Bilge

OKUL BAŞARISI MI, HAYAT BAŞARISI MI

OKUL BAŞARISI MI, HAYAT BAŞARISI MI

Başarının tek ve tartışmasız bir  tanımı yoktur, göreceli bir kavramdır, kişiden kişiye değişir. Çocuğumuzun hem mutlu, hem de başarılı olmasını isteriz elbette. Peki bunu nasıl başaracağız? Çocuğumuzla el ele vererek, beklentimizi iyi belirleyerek.  Çocuklarımızdan ne bekliyoruz, bunu iyi düşünmek lazım. Ailelerin  çocuklarından beklentileri her zaman yüksek oluyor. Aileler kendi yapamadıklarını, ideallerini çocuklarının gerçekleştirmelerini isterler çok zaman. Yanlış mı? Elbette yanlış bir düşünce. Çocuğumuzun yeteneğini, duygularını ve her şeyden önce  ilgi alanlarını bilmeden yapılan planlar, beklentiler hayal kırıklığına yol açar. Başarı, isteklerine ve hayallerine kavuşmaktır. Aya gitmek için hedefin güneş olması lazım ama, ayağımızı da sağlam basmak gerekir.

OKUL BAŞARISI

Çocuğumuzun okul başarısı deyince çok iyi notlar, takdirnameler,  yaldızlı diplomalar, yüksek ihtisas ve diğerleri akla gelir. Bunların  sonucu iyi iş, kariyer, yüksek maaş, istediklerini alabilme... Çocuğumuzun yaldızı diplomaları,  birkaç lisan konuşabilmesi bizi aldatmasın. Bunlar bizi geçici olarak çok mutlu eder ama, bizi asıl mutlu etmesi gereken, çocuğumuzun  paylaşmak, yardımlaşmak, merhamet, fedakarlık gibi duygu ve değerlere sahip olup iyi insan olmasıdır. 
Her insan,  çocuğunun çok başarılı olmasını  ve iyi diplomalara sahip olmasını elbette çok ister, onlarla gururlanır. Bunlar gerçekleşmezse de, başarısız olacak diye  karamsar olmamalı. Nice okulu bitiremeyen öğrenciler haytta sınıf birincisi veya  okul birincisi arkadaşlarından daha başarılı olmuşlardır. Okul başarısı çok zaman yetersizdir ve okullarda başarılı olan çok kimsenin de mutsuz olduğu  bilinen bir gerçektir.

HAYAT BAŞARISI

Hayat başarısının bir okulu yoktur, kendi içinde kuralları vardır ama, bir de nasip işidir. Hayat başarısında diplomadan çok başka faktörler rol oynar. Cesaret, çalışkanlık, dürüstlük, itibar, yaratıcılık, sabır, paylaşmak, işbirliği vb.  Şehrimizde ve ülkemizde önce çok küçük bir iş yeri açan, sonradan işini her yıl büyüten nice insanlarımız var. Bu örnekleri çevremizde çok görürüz. Ülkemizde, dünyada pek çok iş insanı yüksek diplomalara sahip değiller ama, her alanda büyük iş insanı olmuşlardır. Tarımda, hayvancılıkta, ticarette, sanayide yüzlerce hatta binlerce  işçi çalıştırıyorlar yanlarında. Türkiye’nin önde gelen sanayilerinden biri olan Konya sanayiinde;  iş insanlarımızın,  tüccarlarımızın belki çoğunun yüksek diplomaları yok ama, yanlarında onlarca yüksek diplomalı insanlar çalıştırarak, onlara iş verip, üretim yaparak  ticaret ve sanayimize yön vermekteler. Bu insanlar, Anadolu’nun en ücra köşelerinden gelip büyükşehirlerde iş insanı olmuşlar, hatta dünyaya açılmışlardır. Yurtdışına giden bazı vatandaşlarımız, dil bilmez yol bilmezlerken,  önce küçük esnaf daha sonra büyük iş insanı olmuşlardır.  
İnsanı insan yapan özelliklerden birisi paylaşmak ve başkalarına yardımcı olmaktır. Peygamberimiz (sav): “İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır” buyuruyor. Bir toplum içinde yaşıyoruz hepimiz birbirimize muhtacız. Komşu komşunun külüne muhtaçtır. İnsani ilişkilerimiz, komşuluklarımız, birbirimize muhtaç olmamız insanlığımızı geliştirir, pekiştirir. Muhtaç olmayan zengin ülkelere baktığımız zaman dünyada en çok antideprasan kullanan ülkelerin insanları. Batı toplumları  bireyselcidir, Zaman zaman yapılan sosyal deneylerde medyada bunun örneklerini görüyoruz. Adam aç, açlıktan ölüyorum diyor veya başka bir konuda yardım istiyor, adamlar bakıp geçiyorlar... 

BAŞARIDAN AMAÇ MUTLULUKTUR

Başarıdan amaç çok para kazanmak, kariyer yapmak değildir.  Bu tip başarılar kalıcı değildir. Bir rüzgâr eser ne taht kalır ne taç. Başarılı olunca da insan elbette mutlu olur, fakat mutluluğu başarıya endekslersek başarının getirdiği mutluluk kısa sürer. Pek çok başarı geçicidir, yani ömür boyu sürmeyecektir. Başarıdan amaç mutlu olmaktır. Mutlu olmak çok zaman başarı getirir.
İnsan mutlu olduğu sürece başarılıdır, mutlu insanlar hayata olumlu bakarlar. Şükretmek, kanaat etmek insanı mutlu eder, egoistlik, aç gözlülük mutsuz eder, para mutluluk getirmiyor. Yedi dil biliyor ama canavar oluyor. Maneviyat yok, bir fakire yardım etmemiş, bir komşunun derdine deva olmamış, bir arkadaşına borç vermemiş tipler...
Bazı insanları başarı ve güç mutlu eder. Onların mutluluğu başarılı ve güçlü olmalarına bağlıdır. Bu tip insanlar güçlerini yetkilerini kaybedince sudan çıkan balığa benzerler.
Bazı insanlar da küçük şeylerle mutlu olurlar. Evine bir ekmek götürünce şükreder, elindeki ekmeğin yarısını sevdikleri ve muhtaçlarla paylaşır o şekilde mutludur.
Mutluluğun resmini ressamlar çizemez, bu gönül işidir. Pek çok insan kazandıkça mutludur, kazandıkça mutlu olan kazanamadığında mutlu değildir. Halbuki olaylara, hayata biraz da dervişce bakmak gerek.  Kazanmak için elimizden gelen çabayı göstermek lazım, olursa şükretmek, olmazsa da sabır ve tevekkül göstermek gerek. İsyan etmek bizi mutsuz kılar.Nasip olmayanda da vardır bir hayır diye tevekkül sahibi olmalıyız. Pek çok insan da paylaştıkça mutludur, başkalarına yardım ettikçe mutludur. 
Hayat diploma ve para değildir. Bunlar her zaman geçerli değildir, çok kapıyı açmaz. Varsın parası, diploması  olmasın ama itibarı olması lazım insanın, adam gibi adam olması lazım.
Hayat başarısını adam olma, iyi insan olma, evliyse mutlu bir evlilik, toplumda iyi insan, düzgün insan olarak kabul görme olarak anlayabiliriz.
Hayat başarısı, kendin olmak, kendinle barışık olmak, değerlerine sahip olmak, iş, para, makam karşısında eğilmemek, bukalemun olmamaktır. 
Hayat başarısı, bâki kalan gök kubbe altında düzgün yaşamak ve öldükten sonra hayırla yâdedilmektir. Musalla taşında, cemaatin  bizim için coşkulu  ve hüzünlü bir sesle, “mevtayı iyi bilirdik” demesidir.  Hayat başarısı,  “Bâkî kalan bu kubbede hoş  bir sadâ bırakmaktır.’’ 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D. Emin Bilge Arşivi