KONYA HABER
Konya
Açık
24°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,2952 %0,25
48,7903 %0,47
4.857,03 % 0,00
Ara

UZAKTAN BAKIŞ

YAYINLAMA:

Sosyal yapıları ve kültürel karakterleri bakımından ülkeler/milletler şöyle bir sınıflandırma yapılarak anlatılır.

 1-GELİŞMEMİŞ  ÜLKELER: Önce yaparlar, sonra yaptıkları işler güzel olmayınca, bunu niçin böyle yaptık, şöyle yapsak daha iyi olmaz mıydı diye kara kara düşünürlermiş.

2-ORTA GELİŞMİŞ  ÜLKELER: Tam düşünmeden, planlamadan işe başlarlar, bir yandan işlerini yaparlar, bir yandan da düşünürlermiş. Hatalarını düzeltmek isterlerlerken yine işbirliği yapmazlarmış.

3-GELİŞMİŞ  ÜLKELER: Önce düşünürler, araştırırlar, planlarlar, başkalarıyla işbirliği yaparlar ve ortak akıl kullanarak işlerini  yaparlar ve başarılı olurlarmış.

 Yaptığımız, yapacağımız işleri gelişmiş ülkelerin yaptıkları gibi araştırıp, planlayıp, işbirliği yaparak yapmadığımız için bizim işler haliyle eksik oluyor. İktidar, Benim dediğim olur, benim dediğim doğru” diye eleştiri kabul etmez. Muhalefet, İktidarın her yaptığı yanlış” diye düşünmeden araştırmadan muhalefet yapar. İktidarlar, yasaları yaparlarken hep iktidarda kalacaklarmış gibi yaparlar, muhalefet ise, hiç iktidara gelmeyecekmiş gibi karşı çıkar.

 Yapılan yasaların ülkenin dertlerine deva olmaması, iktidar ve muhalefetin işbirliği yapmamasından ve muhalefetin “doğruya destek, eğriye köstek olmamasından” kaynaklanır. Birisi emeklilik yaşını yükseltir, diğeri indirir veya indirme vaadinde bulunur. Muhalefet olunca, iktidarın verdiğinden yüzde 50 daha fazla vereceğim diye akıl dışı vaatlerde bulunur.Vatandaş ise, iktidar bana ve ülkeme ne verdi, gerçekten muhalefet bunu yapabilir mi diye hiç düşünmez, aklını değil alışkanlığını kullanır.

İktidarlar seçim yasalarını kendi kazanacaklarına uygun olarak düzenlerler. Ülke menfaatinden fazla parti menfaatini düşünürler. Hep iktidarda kalacaklarını düşünerek seçim yasalarını değiştirirler ama, bazı zaman da kendi yaptıkları yasaların kurbanı olurlar. Ummadıkları anda muhalefet olurlar. Çıkan yasalara karşı olan muhalefet ise, iktidar olunca ülke yönetimine hazırlıksızdır, muhalefette iken hep demeç vermiştir, yönetim için planı programı yoktur. Eleştirdiği yasalar kendi işlerine geldiği için, daha da geliştirirler.

Seçimler biter bitmez kaybeden parti hemen erken seçim ister. Bazı seçilenler hakkında suçlamalar yapılır. Bazı seçilenler de devlete meydan okurlar, yasaları çiğnerler, toplumu gererler… Hayatları yurtiçinde ve yurtdışında devlet ve millet düşmanlığı yapanların bazıları belediye başkanı ve milletvekili seçilirler... Sonradan bu seçilenler hakkında pek çok dosya gelir…

Peki ama, yasaları yapanlar, olabilecekleri düşünerek niçin yasa yapmazlar? Belediye başkanı veya milletvekili olamama şartlarını net anlatan yasalar  niçin yapılmaz?

DANİMARKA’DA SİYASİ PARTİLER

Danimarka’da  ilk parti 1870 yılında kuruldu ama, çok partili hayata 1900’lü yıllların hemen başında geçildi. Parlamentoda her renk ve düşüncede partiler var. Her konuda eleştiriler olur ama, tüm Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Danimarka’nın çıkarlarına, milli birlik ve bütünlüğüne karşı laf etmezler. Milletvekilleri suçluyu övemez ve koruyamaz. Koalisyon hükümetleri ve dışarıdan destekli azınlık hükümetlerine sık rastlanır. 

Partiler arasında tartışmalar olur, mücadele olur ama kavga olmaz. Tepe kavga yapmayınca elbette taban da yapmaz. Seçim döneminde bazı hafta sonları çarşılarda 7-8 parti aynı yere birer çadır kurarak, balon ve parti bayrağı asarak partilerini tanıtırlar.

Yapılacak yasalar için kamuoyu bilgilendirilir. Uzun süre kamuoyunda tartışılır. Kamuoyunun desteği alındıktan sonra, partiler arasında ortak konsensus sağlanarak yasalar çıkarılır ve uzun süre o yasalar değişmez.

Danimarka’da seçimler 4 yılda bir yapılır. Erken seçim  kararı alınınca, 3 hafta içinde erken seçim yapılır. Bizdeki gibi 7-8 ay önce karar alınıp, seçim konuşmalarıyla toplum gerilmez.

SEÇİM ÖNCESİ İTTİFAK

Partiler seçimden önce ittifak yaparak  kamuoyuna deklare ederler  ve vatandaşlar ona göre oy verirler. Yedek milletvekilliği sistemi vardır. Bir milletvekili izine ayrılır, ölür veya politikadan ayrılırsa, onun yerine seçim döneminde kendinden sonra en çok oy alan  milletvekili olur.

 Milletvekilleri Türkiye’deki gibi geniş ekonomik imkanlara ve nüfuza sahip değiller. Milletvekilleri, bir asgari ücretlinin aldığı maaşın 3-4 katını alırlar.  

DANİMARKA’DA YENİ PARTİ KURMAK

Yeni bir parti, açık adresli, kimlik numaralı ve imzalı şekilde 20.000 kişinin onayıyla kurulur. Danimarka’da yaklaşık 4.2 milyon seçmen var. 20.000 rakamı seçmen sayısının yüzde 0.5’i yapar.

TÜRKİYE’DE YENİ PARTİ KURMAK

Dünyada herhalde parti kurmanın en kolay olduğu ülke Türkiyedir. Yeni parti kurulmasına karşı değilim, ciddiyetten uzak parti kurulmasına karşıyım. Türkiye’de 89 parti var. Kaç partinin seçime girdiği malumunuz. Bazı partiler sırf tabela partisi olarak kuruluyor. Bunların az bir kısmı seçime girme hakkını kazanır ama, binde bir alamayan partiler  seçmen pusulasında gereksiz yer işgal ederler. Danimarka ile kıyaslarsak, 57 milyon seçmenin 0.5’i yaklaşık 285 bin demektir. Yeni bir parti kurmak için acaba buna benzer bir sistem gelse güzel olur.

Yazımı bir haber aktararak sonlandırayım.

Bazı  politikacılarımızın yaptığı benzer bir olayı  hatırlatıp, yorumu size bırakayım.

7 Ekim 2020 Danimarka

Sosyal Liberal Partili milletvekili Lotte Rod, sosyal medya hesabından bir açıklama yaparak, geçmişte partisinde birkaç defa cinsel tacize uğradığını duyurdu. Kendisini taciz eden kimsenin bacağının üst tarafına elini koyduğunu ve tepki gösterince elini çekmek zorunda kaldığını  yazmış ama yapanın adını vermemişti.

Sosyal Liberal Parti lideri Morten Östergaard, basın açıklaması yaparak, yaklaşık 10 yıl önce yaşanan bu olayı kendisinin yaptığını itiraf edip parti başkanlığından  istifa etti.

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *