Hayat Allah'a Güven ile Huzur Bulur
İnsanın içini huzurla dolduran, teslimiyetin ve tevekkülün en güzel ifadesi olan “Hasbûn Allâhü ve ni’mel vekil” cümlesi, zor zamanlarda sığınılacak en sağlam limandır. Hayatın karmaşası içinde savrulurken, çaresizliğin ve ümitsizliğin pençesinde kıvranırken, bu kutlu sözleri hatırlamak, kalbe ferahlık, ruha güç verir. "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir" demek, tüm yükleri O'na bırakmak, O'na güvenmek ve O'nun takdirine razı olmaktır. Zira insan, sınırlı bilgi ve gücüyle her şeyi kontrol edemez, her sorunu çözemez. Ancak sonsuz kudret sahibi olan Allah, kulunun samimi bir şekilde kendisine yönelmesini, yardım dilemesini bekler. Bir köşeye çekilip "Allah'a bıraktığınız hiçbir şeyden zarar etmezsiniz" cümlesinde saklı olan derin anlam, insanı tevekküle, teslimiyete davet eder. Bu, pasif bir bekleyiş değil, bilakis aktif bir çabadır. İnsan elinden gelenin en iyisini yapar, sonrasında ise sonucu Allah'a havale eder. Çünkü bilir ki, gerçek başarı, Allah'ın rızasını kazanmaktır. Bu anlayış, insana zorluklar karşısında dimdik durma gücü verir. Ümitsizlik ve karamsarlık yerine, tevekkül ve sabırla metanetini korur. Çünkü bilir ki, Allah kulunu asla yalnız bırakmaz, her zaman onun yanındadır. Hasbûn Allâhü ve ni’mel vekil... Bu kutlu sözleri kalbinize nakşedin. Zor zamanlarınızda, çaresiz hissettiğinizde, bu sözleri tekrarlayın. Ve Allah'ın size nasıl yardım ettiğine, sizi nasıl koruduğuna şahit olun. Unutmayın, O bize yeter, O ne güzel vekildir... Ve hayatımızın en güzel öğretmenleri peygamberlerin öğütleri ve yaşamlarından kesitler ile olmamış mıdır. Öyle ki Hz. İbrahim'in Ateşe Atılması olayından yola çıkarsak... Hz. İbrahim, putperest bir toplumda yaşarken tek bir olan Allah'a iman etmiş ve halkını da bu inanca davet etmişti. Ancak kavmi onu reddetmiş ve hatta onu öldürmeye karar vermişlerdi. Bunun için büyük bir ateş yakmışlar ve Hz. İbrahim'i bu ateşe atmışlardı. Ancak Allah, Hz. İbrahim'i korumuş ve ateşe "Ey ateş, İbrahim'e karşı serin ve selamet ol!" diye buyurmuştur. Böylece ateş, Hz. İbrahim'e zarar vermemiş ve o bu büyük imtihandan sağ salim kurtulmuştur. (Enbiya Suresi, 69. ayet) Bu olay, Allah'a olan güvenin ve teslimiyetin en güzel örneklerinden biridir. Hz. İbrahim, ölümle burun buruna geldiği anda bile Allah'a olan imanından ve güveninden taviz vermemiş ve "Hasbûn Allâhü ve ni’mel vekil" diyerek Allah'a sığınmıştır.
Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye Hicreti
Hz. Muhammed, Mekke'de İslam'ı tebliğ etmeye başlayınca müşriklerin zulmüne uğramış ve hayatı tehlikeye girmişti. Allah'ın emriyle Hz. Muhammed ve Müslümanlar, Mekke'den Medine'ye hicret etmek zorunda kalmışlardı. Hicret yolculuğu sırasında Hz. Muhammed ve Hz. Ebu Bekir, Sevr Mağarası'nda saklanmışlardı. Müşrikler onları takip etmiş ve mağaranın girişine kadar gelmişlerdi. Hz. Ebu Bekir endişelenmiş ve "Ya Resulallah, eğer aşağıya baksalar bizi görecekler!" demişti. Hz. Muhammed ise "Korkma, Allah bizimle beraberdir." diyerek ona güven vermiş ve "Hasbûn Allâhü ve ni’mel vekil" demiştir. (Tevbe Suresi, 40. ayet) Allah, örümcek ve güvercin mucizeleriyle onları korumuş ve müşrikler mağaraya girmeden geri dönmüşlerdir. Bu olay da, Allah'a olan güvenin ve tevekkülün ne kadar önemli olduğunu gösteren bir örnektir. Hz. İbrahim ve Hz. Muhammed'in hayatlarındaki bu zorlu anlar, "Hasbûn Allâhü ve ni’mel vekil" cümlesinin anlamını ve önemini en güzel şekilde ortaya koymaktadır. Bu cümle, zor zamanlarda Allah'a sığınmanın, O'na güvenmenin ve O'nun takdirine razı olmanın ifadesidir. Her iki peygamber de en zor anlarında Allah'a güvenmiş, teslim olmuş ve O'nun yardımını beklemişlerdir. Allah da onları korumuş ve zafere ulaştırmıştır. Bu olaylar, bizlere de her durumda Allah'a güvenmemiz ve O'na sığınmamız gerektiğini hatırlatmaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.