Acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlık
Telâşla, sabırsızca ve ivedilikle yapılan işler genellikle kötü sonuçlar doğurur; kişiyi pişmanlığın içine iter. Acele ile menzil alınmaz. Telâşlanıp ivmekle, sabırsız davranmakla daha çabuk sonuç alacağımız, başarı kazanacağımız sanılmamalıdır. Bilinmelidir ki her işin bir süresi vardır. Atalarımız ne güzel söylemiş; “Acele işe şeytan karışır” diye… Düşünüp taşınmadan, çabuk davranılarak yapılan işten iyi sonuç beklenmemelidir; o iş ya yanlış ya da bozuk olur.
Günümüzün hızlı tempolu dünyasında, acele etmek ve sürekli olarak bir şeyleri yetiştirmeye çalışmak yaygın bir durumdur. Ancak, acele etmenin beraberinde getirdiği zararları ve sakince hareket etmenin önemini göz ardı etmemek gereklidir. Zira aceleyle yapılan işlerde, hata yapma olasılığı daha yüksektir. Üstelik dikkatsizlik ve eksiklikler, işlerin tekrar düzeltilmesine ve zaman kaybına yol açabilir.
Aceleye hiç ama hiç gerek yok. Her bir işimizi sakin sakin temelleri sağlam atarak yaparsak daha sağlıklı ve verimli olacaktır. Mesela eğitim. Asla aceleye getirilmemeli. Planlı, programlı ve devamlı olmalı. Bir çocuk alelacele okuma yazma öğrenebilir mi? Elbette olmaz. Olsa da hayır gelmez. Bunun yerine sindire sindire öğrete öğrete ilerlemeliyiz. Eğitimin bir süreç işi olduğunu unutmamalıyız.
Tabi acele etmeyelim ama yavaş da kalmayalım. Her şey yerinde ve zamanında olmalıdır. Acele etmeyelim derken planı programı elden bırakıp işimizi gücümüzü savsaklamayalım.
Özetle sakin ve planlı bir şekilde hareket etmenin önemini unutmamak gerekir. Acele işte stres ve sıkıntı da vardır. Bu da bizim hiç istemediğimiz bir tablodur çünkü hatayı beraberinde getirir.
Sakin bir şekilde hareket etmek, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığımızı korumamıza yardımcı olur. Daha iyi kararlar vermemizi ve yaşamın tadını çıkarmamızı sağlar.
Mutlu bir yaşamın anahtarı kaostan karmaşadan uzak, sakinlik ve dinginlikte saklı olabilir mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.