Afganistan, insanlığın en önemli değerlerinden Hz. Mevlana’nın (Afganistan-1207/Anadolu-1273) doğduğu yerdir. Tıpkı son iki asırda Batı(lı)lar gibi o zamanlar da insanlık Moğollar tarafından kan ve gözyaşına gark edilmişti. Ve Hz. Mevlana, şehirlerin anası Belh’ten huzurun merkezi Konya’ya, huzur ve barışı serpe serpe gelmişti. Yaşayan Mevlana olan Mesnevi, bugün insanlığı kurtaracak mükemmel bir kitaptır.

  Müslümanların altın çağlarından birini kuran, Abbasilerin de kurulduğu yer olan Horasan bölgesi, (Ebu Müslim-i Horasani-750), öncesinde ve sonrasında en az dörder asır; ilmin, İslam’ın, zenginliğin, insanlığın ve dünya siyasetinin (Gazneli, Selçuklu, Timur, Babür…) Doğu’daki merkezi olmuştur. Ancak önce İngilizler (1839-1919), ardından Ruslar (1960-1989) ve son olarak da ABD öncülüğündeki Batı(lı)lar tarafından (2001-2021) arasında harabeye çevrilmiştir. Sykes-Pico ve BOP’un ilk uygulama sahaları (Afganistan’ı ikiye bölen Durand Hattı-1893) maalesef burası olmuştur.

  Bin minareli şehir Herat, Hindistan’ı fetheden Mahmud’un memleketi Gazne, Hz. Ali’nin ebedi makamı Mezar-ı Şerif,  camisi yıkılmış da olsa Dünyanın en uzun ikinci Minaresi (Cam), Fahrettin-i Razi, İbn-i Sina, Mevlana’nın şehri, peygamberlik mührünü öpen Hz. Ukkaşe’nin de medfun olduğu, şehirlerin anası Belh, yani Afganistan, son nefeslerini vermek üzereler. Oysa bir zamanlar Rumi olan Anadolu’nun manevi fatihleri, Horasan erenleri, çoğunlukla Afganistan’dan gelmişlerdi. Bu nedenle şimdi vefa zamanıdır. Binlerce yıllık asaletimiz ve dinimiz bunu emrediyor.

  Âlimlerin babası Bahaeddin Veled’in oğlu olan Mevlana’nın Belh’te doğduğu ev Afganistan’ın hali gibidir. TİKA tarafından onarılıp korumaya alınan eve giden ana yola Mevlana'nın şerefine "Konya Yolu" adı verilmiş.

Bunun için Mevlana’nın adına, Afganistan’ı ihya etmek için, Pakistan, İran, Türkiye, Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan Müslüman komşuları arasında sadece iktisadi, ilmi, sosyal ve kültürel bir pakt kurmalıyız. Bu paktın amacı sadece Afganistan’ın eğitim, tarım, hayvancılık, sağlık, yol, su ve elektrik gibi temel alt yapı ve sivil hayatı, ayağa kaldırmak olmalıdır.

Irak ve Suriye’nin ihyasına da örnek olabilecek, Afganistan’ın komşu ülkeleri.

  Dünyada tatlı su zengini olmasına rağmen; Afganistan, susuz, aç ve uyuşturucuya müptela edilmiştir. Tarım arazilerinde tohum olarak Ruslar ve Amerikalılar tarafından milyonlarca mayın serpil ve adeta sakatlar ülkesi olmuştur. 35 milyonluk nüfusun en az yarısının işi, evi ve ailesi olmayıp mülteci durumundadır.  Gençleri, ülkelerini işgal eden katiller tarafından uçak tekerlerine veya binlerce Km’lik yollara düşürülmüş ve ülke insansızlaştırılmıştır. Afganistan’ı yeniden ihya etmek için Konya ve Belh merkezli olmak üzere Mevlana Paktı, acilen kurulmalıdır. Aksi taktirde Çin Ejderhası üçüncü İmparatorluk mezarlığına altın dişler madenler için dalmak üzeredir.

  Orta Asya enerji kaynaklarının en uygun güzergâhı, zengin maden yatağı ve Çin’in kuşak yol için göz koyduğu Afganistan, Mevlana Paktıyla beş yıl içinde ayağa kalkabilir, iç ve dış mültecileri evlerine dönebilir. Bu Pakt’ın başarılı olması halinde sıra Suriye ve Irak’a da gelebilir.

  Bu Pakt’ta İran istikrar; Pakistan istinaf duvarı, Türkistan, Ruslara karşı bel kemiği olarak görülmekte olup, Türkiye, tıpkı Mevlana gibi Afganistan’ın ruhu ve aklıdır.