Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu

Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu

Amerikan Yüzyılı Bitti mi?

Amerikan Yüzyılı Bitti mi?

ABD, her ne kadar Afganistan ve Irak’ın askeri işgalini 11 Eylül saldırılarından sonra yaptıysa da bunun planlarını çok daha önceden yaptığını en yetkili ağızlardan ifade etmiştir. Çünkü 2004 yılı martına kadar süren 11 Eylül komisyonuna verilen ifadeler bunu çok net göstermektedir.

Pentagon'a bağlı çalışan, aynı zamanda BOP ve "Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi’nin de mimarlarından olan Eliot A. Cohen, bu konuda amaçlarını şu şekilde açıkça ortaya koymaktadır: "Bu savaşta düşman 'terörizm' değil. Militan İslam'dır. “Afganistan Dördüncü Dünya Savaşı'nın sadece ilk cephesini oluşturuyor" . Zaten Irak ve Afganistan’ın işgal edilmesi bunu doğruluyor. Çünkü Dünya’ya hâkim olma projesinin Afganistan ve Irak’la kalmadığı, Yemen, Mısır, Libya, 15 Temmuz Darbesi ve Suriye’nin yıkılmasıyla 20 yıl sonradan daha net görülüyor.

Eylül 2000'de, neo- muhafazakâr düşünce kuruluşu Yeni Amerikan Çağı Projesi (PNAC)’nın hazırladığı belgeye göre bugün ABD yönetiminin en kilit noktalarında bulunanlar, 11 Eylül saldırılarından bir yıl önce dünyaya hâkim olma planları yapıyordu. Bugün artık küresel bir 'Pax-Americana' yaratma tasarısının, Dick Cheney (Başkan Yardımcısı), Donald Rumsfeld (Savunma Bakanı), Paul Wolfowitz (Savunma Bakan Yardımcısı), Jeb Bush (Başkan Bush'un küçük kardeşi) ve Lewis Libby'nin (Cheney’in başyardımcısı) kaleminden çıktığı bilinmektedir. Bu belge aynı zamanda 11 Eylül saldırılarının ABD’deki neo-muhafazakârların küresel hâkimiyet arzusu için müthiş elverişli bir kalkış noktası olarak kullanıldığını da göstermektedir. BOP bu kapsamda hazırlanmıştır.

Amerikan Yüzyılı Bitti mi?

BOP: Parçalanmış İslam Dünyası projeleri

1997-2003 yılları arasında İngiltere Başbakan Tony Blair'in kabinesinde Çevre Bakanlığı'nı yürüten ve Irak savaşına karşı çıktığı için istifa eden Michel Meachar, 4 Eylül 2003 yaptığı konuşmada şöyle demektedir:

 

“İsrail Ortadoğu, İngiltere ve ABD bir Dünya hâkimiyeti için bu mücadeleyi yapmaktadır. ABD ve Britanya'da hidrokarbon enerji kaynakları giderek tükeniyor. 2010 yılına gelindiğinde Müslüman dünya küresel petrol üretiminin yüzde 60'ını kontrol eder hale gelecek; petrol ihraç kapasitesinin ise yüzde 95'ine sahip olacaktır. Bugün ülke içi enerji ihtiyacının yüzde 57'sini karşılayabilen ABD için bu oran 2010'da yüzde 39'a düşecek. Britanya'nın ise  2005'te 'korkunç' bir doğalgaz açığıyla yüzleşebileceği biliniyor. Britanya hükümeti, kısa süre içinde elektriğin yüzde 70'inin doğalgazdan üretileceğini ve bu gazın yüzde 90'ının ithal edileceğini açıkça “[Radikal, 04.09.2003] söylüyor.

 

 

Bu noktada, Irak'ın, petrol kaynaklarının yanı sıra, 110 trilyon metreküp civarında doğalgaz kaynağına sahip olduğuna da dikkat çekmek lazımdır. Amerikan ulusal çıkarlar komisyonu, Temmuz 2000'de sunduğu raporda, dünyanın en umut vaat eden yeni enerji kaynağının Hazar bölgesinde bulunduğunu ve bunun Suudi Arabistan'a bağımlılığı ortadan kaldıracağını vurguluyordu.

Bunun için ABD destekli Bakü’den Ceyhan’a Hazar kaynaklarını taşıyacak bir boru hattı inşa edilmesi için kollar sıvandı. Bir diğer hatta (OAPBHP) Afganistan ve Pakistan üzerinden doğuya yönelecek ve Hindistan sınırında sona erecektir. Kısaca amaç Doğu ve Batı’nın enerji kontrolü ABD’nin tekeline girecektir. Yani 11 Eylül saldırıların gerekçesi olarak gösterilen nedenler, Saddam’ın kıyamet topu gibi tamamen yalandır. Tek gerçek petrol ve stratejik bölgelerin işgali ve İsrail’in güvenliğinin sağlanmasıdır.

Aslında Yeni Dünya Düzeni, gerçekten Yeni bir Dünya Düzeni     değildir. CFR’nin  (Central Foreign Relations) kurucularından en etkin üyelerinden C.P. Morgan 'ın yaptığı 11 Şubat 1950 yılında Amerikan sen­atosunun önünde yaptığı konuşmada diyor ki, "Bir dünya hükümeti ister istemez kurulacaktır, tek sorun bu sonuca güzellikle mi yoksa zorla mı ulaşacağımız sorunudur." ABD’de şahinler grubunun karanlıklar prensi ve soğuk savaş döneminin ünlü stratejistlerinden Richard Perle ise şöyle diyor:

“Hiçbir aşama yok. Bu, top yekün bir savaş. Önce Afganistan’a ardından Irak’ın icabına bakacağız ve daha sonra durum nasıl görünüyorsa şöyle bir değerlendireceğiz. Bu kesinlikle gidilmesi gereken bir yol.  Eğer dünyaya yönelik vizyonumuzun devam etmesini sağlar, tamamen kucaklarsak ve akıllı diplomasi yöntemlerini kullanmaya kalkışmaz ve sadece top yekûn bir savaşa girişirsek. Çocuklarımız bugünden itibaren hakkımızda görkemli şarkılara söylemeye başlayacaklar“ diyerek bugün ilk iki aşamayı geçtiğimiz maceranın başlangıç safhasında çerçevesini çizmiştir.

2021 Haziran ayında ölen Savunma Bakanı Donald Rumsfeld‘in Pentagon’a yönelik ‘Düşünülemeyeni düşünün’ talimatı Amerikalı olmayanların, dünyanın tek süper gücünün yönetiminin, Taliban’ın yaptıklarını amatör işi gösterecek derecede (DAİŞ, PYD, Irak’taki işkence fotoğrafları ve görüntüleri ne kadar profesyonelce çalıştıklarını göstermektedir) insan katliamı vadeden fanatik bir zihniyetin eline geçtiğini düşünmelerini sebebiyet verebilir.

11 Eylül saldırılarından sonra ABD daha önce tüm dünyayı kapsamına aldığı 1802 tarihli Monreo Doktrini kalan kısmını tamamen yırtarak saldırgan ve İrrenditist bir politika takip etmeye başlamıştır. Seçilen hedeflere dikkat edildiğinde akla Ame­rika jeopolitiğinde bir boşluk olarak bulunan Merkezi Asya kıtası güçlerine karşı, Avrasya'ya bilfiil işgal etmek olduğu rahatlıkla görülecektir.

Ancak ABD, buraların tamamında yenildi ve yıkılıyor. Bugünleri göremeden gidenler de oldu. ABD bomlarıyla ölen çocuklar, İmparatorluklar mezarlığı Afganistan Mezarlığında yer açın, iki gün önce son bombalarını atan ve düşen Leş Kargası B-52/ ABD geliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu Arşivi