E. Ecem Altay

E. Ecem Altay

Bilgiden beceriye geçiş bu sistemde mümkün değil

Bilgiden beceriye geçiş bu sistemde mümkün değil

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin "Artık çocuklarımız bilgiye çok kolay erişiyor. Bilgiye erişmek için okula gelmelerine gerek yok. Onun yerine okulda elde ettikleri bilgiyi, beceriye dönüştürebilecekleri bir süreç oluşturalım istiyoruz" açıklaması yaptı. Bu sözler, eğitimde yeni bir yönelimi işaret ediyor gibi görünüyor: Bilgiden beceriye geçiş. Kulağa umut verici geliyor. Ancak gerçekçi mi? Ya da bu nasıl mümkün olacak? Mevcut eğitim sisteminde bilgi nasıl beceriye dönüşecek? Halen ezberci eğitim sisteminin olduğu, öğretmen yeterliliklerinin tartışıldığı, eğitim sisteminin ülkenin ihtiyaçlarına cevap vermekten uzak olduğu bir ortamda bilgi nasıl beceriye dönüşecek?

Evet, dijital çağda bilgiye erişim hiç olmadığı kadar kolay. Ancak bilgiye ulaşmak başka, onu anlamlandırmak ve beceriye dönüştürmek bambaşka bir şey. Bugün çocukların parmaklarının ucunda Wikipedia, YouTube, ChatGPT gibi araçlar var. Ancak bu, onların analiz, sentez, yorumlama, problem çözme gibi üst düzey bilişsel becerilere otomatik olarak sahip oldukları anlamına gelmiyor.

Türkiye'de hâlen ağırlıklı olarak sınav odaklı ve ezbere dayalı bir eğitim sistemi var. Öğrenciler bilgiye ulaşmaktan çok, onu depolayıp sınav günü geri vermeye çalışıyor. Ne yazık ki bu sistem, çocukların eleştirel düşünme, iş birliği, yaratıcılık ve üretkenlik gibi 21. yüzyıl becerilerini kazanmalarına olanak tanımıyor.

Bir yandan bilgiye erişimin kolaylaştığını söyleyip diğer yandan her öğrenciyi aynı test kalıplarına sokmak, bir çelişkidir. Eğitim sisteminde köklü bir paradigma değişimi olmadan, sadece niyetle beceri kazanımı sağlanamaz.

Bir diğer büyük soru ise şu: Öğretmenler bu dönüşüme hazır mı?

Beceriyi öğretebilmek, sadece bilgiyi aktarmaktan çok daha fazlasını gerektirir. Öğretmenin rehberlik, yönlendirme, ilham verme ve bireysel farklılıkları tanıma kapasitesine sahip olması gerekir. Oysa bugün öğretmenlerimiz büyük oranda müfredat baskısı altında, değişen pedagojik yaklaşımlardan yeterince haberdar olmadan görev yapmaya çalışıyor. Hizmet içi eğitimler yetersiz, materyal desteği sınırlı, sınıf mevcutları kalabalık.

Görülüyor ki sistem dönüşmeden birey değişmez. Bilginin beceriye dönüşmesi için okulların; Deneyime dayalı öğrenmeyi önceleyen, eleştirel düşünmeyi teşvik eden ve öğrenci merkezli bir yapıya kavuşması gerekir.

Bunun için sadece öğretmen değil, müfredat, ölçme-değerlendirme sistemi, okul kültürü ve eğitim politikaları da değişmelidir. Bugünkü sistemle değil beceri, kalıcı bilgi bile üretmek mümkün değil.

Sayın Bakan’ın niyeti kıymetli. Ancak iyi niyet, yapısal sorunların üzerini örtmez. Eğer gerçekten bilgiyi beceriye dönüştürecek bir eğitim sistemi istiyorsak toplumun her kesiminin bu işe gönül vermesi ve sil baştan bize uygun, çağdaş bir eğitime geçmeliyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
E. Ecem Altay Arşivi