Eda Nur Harputlu

Eda Nur Harputlu

Toplumsal baskı ve sınav kaygısı

Toplumsal baskı ve sınav kaygısı

Sınav kaygısı gençleri ve ebeveynlerini zorlayan konulardan biri. Sınav anına ya da sınav sonucuna yönelik endişeler kişi üzerinde pek çok konuda istenmeyen durumlara yol açıyor. Bu durum yalnızca belli özellikte olan aile ve çocukları da etkilemiyor üstelik. Kaygının öğrenci üzerinde oluşturduğu semptomlar benzer, fakat olumsuz düşüncelerin kaynakları her hikâyede değişiklik gösteriyor. Bazen aile öyküleri, bazen eğitim alınan kurum ve karşılaşılan öğretmenlerin bakış açısı, bazen de tamamen kişilerin hayatında ki biricik detaylar kaygı çekirdeklerini oluşturuyor.

Konu üzerinde tarama yaparken Prof. Dr. Acar Baltaş’ın 5250 öğrenci üzerinde yaptığı bir araştırmaya rastladım. YGS-LYS’ye hazırlanan öğrencilerin kaygı düzeyi, ameliyat olacak genel cerrahi hastalarının kaygı düzeyinden daha yüksek. Araştırmanın sonucu bana toplumsal yapının da öğrencilerin kaygı düzeyi üzerinde oldukça etkili olduğunu bir kez daha düşündürdü. Pek çok kişi için sınavda başarılı ya da başarısız olmak göründüğünden çok daha derin anlam ve işaretler içeriyor. Sınav sonucu insanların gözünde kişinin çalışma ahlakına ve disiplinine, iyi yetişmişliğine, zekâ düzeyine, hayatın ilerleyen aşamalarında da elde edilecek toplumsal statüye işaret ediyor. Bazen eğitim kurumları bazen de ne yazık ki aileler de bu sonuçlara göre gençlere yatırım yapma ya da yapmama konusunda tavır alıyor. Bu durum yetişmekte olan gençler içinse büyük hayal kırıklığı. Kendilerini keşfetmeye en çok ihtiyaç duydukları dönemde varlıklarının yalnızca ders başarısı üzerinden değerlendirilmesi onları ebeveynleri ile kurabilecekleri zengin ve doyurucu ilişkiden mahrum bırakıyor. Aileler ‘Ders de önemli değil ama artık ben çocuğumu tanıyamıyorum.’ noktasına geldiğinde ise kehanet kendi kendini gerçekleştiriyor. Gençler kendileri için yazılan en olumsuz senaryolara duygusal yalnızlıkları içinde gayri ihtiyari sürükleniyorlar. Bazılarının üzerinde oluşturulan baskı ise zaman içinde onlarda da akademik başarının her şey olduğu inancını yerleştiriyor. Çalışırlarsa akışın tamamen istedikleri gibi olacağı motivasyonu ile ilerliyorlar. Hayatta her şeyin kontrolümüz dâhilinde olamayacağı gerçeği ile yüzleşmek zor. Sürekli kontrol etmenin bir yolunu arıyorlar. Yaşamı büyük bir külfet olarak -bir hedefe ulaşmak sonra orada kalmaya çalışmak olarak – deneyimliyorlar. İstedikleri hedefe ulaşamadıklarında ise ömürlük hayal kırıklıklarıyla kendilerinden sonraki kuşaklara eşlik ediyorlar. Senaryo elbette her zaman bu kadar karamsar ilerlemiyor. Ya aile ya da genç hayatının bir döneminde düşünsel esneklik kazanıp bakış açısını değiştirebiliyor. Böylece er ya da geç potansiyeline ulaşması konusunda önemli bir engeli de aşmış oluyor.

Kaygıyla baş etmek için olumsuz düşüncelerin gerçekliğinin araştırılması, keskin yargılar yerine esnek bir tutumla değerlendirme yapılması kıymetli. Nihayetinde insan hayatında bir dizi ihtimal var. Başarıya giden yol yalnızca YKS sınavından geçmiyor. İnsanlar çoğu zaman bütün kariyer hayatlarını 18 yaşında attıkları bir adıma göre inşa da etmiyor. Gençlerin farklı hayat deneyimleri olan insanlarla temasını sağlamak kaygı ile baş etmeleri için faydalı olabilir. Anne- baba olarak siz de kaygılı olduğunuzu düşünüyorsanız bu konuda önce kendinizi yatıştırmanız gerekecektir. Dilinizin söyledikleri ile tavırlarınız arasında ki farkı karşı taraf mutlaka anlar. Sınava yüklerini bir kenara bırakarak girmelerini istiyorsanız eşlik ederken sükûnetinizi korumayı ihmal etmeyin. Olumsuz düşüncelere müdahalenin yanı sıra fiziksel olarak rahatlamak için sisteminize gevşeme egzersizleri, nefes çalışmaları, keyif aldığınız birkaç aktivite ekleyin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Eda Nur Harputlu Arşivi