Fahrettin Damga

Fahrettin Damga

Ciğerimizi yakanın ciğeri yansın

Ciğerimizi yakanın ciğeri yansın

Birkaç gündür maalesef ciğerlerimizi yakıyorlar. Yanan sadece orman olsa iyi. Geleceğimiz yanıyor. Bu yangın fırtınasının doğal yollardan gerçekleşmediği ya da birilerinin gerçeğin üzerini örtmek için ifade ettiği gibi piknikçiler tarafından başlatılmadığı kesin.

Orman yangınlarında piknikçiler her zaman olağan şüphelidir. Payları olabilir mi? Elbette olabilir ama yangınların aynı anda birçok bölgede birden başlaması bu ihtimali en aza indiriyor doğrusu.

Turizm bölgelerinde zaman zaman yapılmak istenen otellere alan kazanmak için yangın çıkartıldığı iddiaları da her zaman olur, oluyor da. Fakat Türkiye, son dönemde bu bölgeler hiçbir şekilde imar izni vermiyor. Yangın alanları en kısa sürede yeniden ağaçlandırılıyor.

Çıplak gözle bakıldığında ortada bir organize bir kötülük olduğu aşikar. Bilerek, isteyerek bir strateji çerçevesinde yapıldığı da ortada. Yangınları çıkardıkları tespit edilenlerden yakalananlar olduğuna dair haberler var.  PKK destekçisi ve kendine “Ateşin Çocukları” diyen babası belirsiz bir grup bu yangınları üstleniyor. Bu gerçeği de göz ardı edemeyiz.

Üstelik 90’lı yıllarda Şemdin Sakık’ın “Silahımız tükenir, sayımız azalırsa Bodrum’a gider yatlarını yakarız. Antalya’ya iner seralarını yakarız. İstanbul’a çıkar arabalarını yakarız. İzmir’e ulaşır, ormanlarını yakarız” şeklindeki sözlerini unutmak mümkün değil.

Birileri Kandil’dekiler çok çevreci, yerlere izmarit bile atmıyorlar diye güzellemeler yapsa da PKK’dan insani hasletleri beklemek enayilik olur. Kaldı ki PKK taşeron bir örgüt. Sahipleri ne derse o, onu yapar.

Zira kendine gazeteci diyenlerden bazıları da Recep Tayyip Erdoğan’dan kurtulmak için büyük bir felaket olması gerektiğine dair bir video yayınlamıştı. O beklediği felaketlerden biri de tüm Avustralya’yı yakıp kavuran büyük yangınlardı. Yani ne orman umurlarında ne ormandaki hayvanlar. Ne insanımız umurlarında onların ne malı mülkü. Varsa yoksa kendi amaçları hasıl olsun. Erdoğan gitsin de ne olursa olsun.

Yaşadığımız kâbusun bir benzerini geçtiğimiz sonbaharda Hatay’da yaşamıştık. Verdiği zararın maddi boyutu bir yana, uzun yıllar eski haline dönmekte zorlanacak yangın alanları. İçerisinde yaşayan hayvanların gördüğü zararın ise telafisi bile yok. Yaşam alanları da büyük zarar gördü. Köyler tamamen yandı. İnsanımız hayatını kaybederken malı mülkü, hayvanı telef oldu.

Velhasıl çok yönlü bir zarar söz konusu.

Devletimiz elindeki tüm imkanlarla yangına müdahale ediyor. İnsanüstü bir mücadele var. Halkın da desteği büyük.

İlgili bakanlar bölgede her anlamdaki çalışmaları koordine ediyor.

Belli ki bizi içeriye hapsedip enerjimizi içeride harcatmak için her şeyi yapanlar devrede. Bu işin arkasında olan ister şahıs, ister örgüt, ister devlet olsun, karşılığını en ağır şekilde almalı. Geleceğimize uzanan elleri kırmak devletimizin boynunun borcudur.

Devletin istihbarat örgütlerinin elinde olan bitene dair her tür bilgi ve belge olduğuna şüphe yok. Bu çerçevede de hareket edileceğine de eminiz. Zira devletimiz güçlü. Yapanın yanına bırakmaz.

Canımızı yakanın canını yakmak farz. Eğer göz göre göre ormanlarımızı yakanları da ihmalle orman yangınına sebep olanlarla bir tutmayacak düzenlemelere ihtiyaç var. Bu yeni bir boyut. Kanunlarımızı da bu yeni duruma adapte etmemiz lazım.

Halka kalsa, ormanlarımızı taammüden yakanlar tutuşturdukları ateşe odun yapılmalı. Fakat devlet hukuk içerisinde hareket etmeli.

Yakanın en ağır cezaya çarptırılması için gereken yapılmalı. Ha insan öldürmüş, ha orman yakmış, ne farkı var? Kaldı ki çıkarılan yangınlarda insanımız, hayvanlarımız, ağaçlarımız, bitki örtümüz, hayat sevincimiz, insanlığımız ölüyor. Yapan da verdiği zararla orantılı ceza almalı.

*****

HUĞLU AV TEKSTİLİ VE OUTDOOR GİYİMDE DE MARKA OLACAK

Önceki gün küçük ama çok önemli bir adıma şahitlik etmek için Huğlu’daydık.

Av tüfekleri konusunda ülkemizin en önde gelen markalarından olan Huğlu Av Tüfekleri Kooperatifi kendi alanında olduğu gibi av tekstili ve outdoor giyim konusunda da bir dünya markası olma yolunda önemli bir adım attı.

Kooperatifin genç ve vizyoner başkanı Naci Tanık, bu kez Huğlu’nun hanımları için elini taşın altına koydu. Yeni bir yola çıktı. Başarılı olacağından da hiç şüphe yok.

Doğrusu arkasında da her kademeden devlet desteğini hissetmiş. Açılışta bu desteği görmek mümkündü. Ortak akıl ve el birliği en güzel tanım olur bu proje için.

Proje sahada KOP İdaresi başta olmak üzere Beyşehir Kaymakamlığı, Beyşehir Belediye Başkanlığı, Mevlana Kalkınma Ajansı desteğiyle faaliyete geçerken bürokratik işlemler Ankara’da AK Parti Konya Milletvekili Gülay Samancı tarafından takip edilip nihayetlendirilmiş.

İlk başta 10 hanımın istihdam edileceği atölyede kapasite kısa sürede 40 çalışana yükseltilecek. Huğlulu hanımlar son dönemde silah üretiminde de istihdam edilmeye başlanmıştı. Şimdi yeni bir sektörle daha eşlerine destek verecekler.

Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır yaptığı konuşmada çok güzel ifade etti. Huğlu, erkeklerinin silah sanayisindeki başarılarıyla tek kanatlı olarak uçuyordu. Artık bu projeyle diğer kanat da devreye giriyor. Huğlu bundan böyle iki kanadıyla uçacak dedi.

Gerçekten de öyle. Kadın istihdamı Türkiye için çok önemli. Elbette Huğlu için de. Huğlu Av Tüfekleri Yapı Kooperatifi, ihtiyacı olan av tekstili ürünlerini dışarıdan temin ediyordu. Artık kendi kadınları eliyle modern bir atölye ile ihtiyacını karşılayacak.

Bununla da sınırlı kalmayıp dünyada ve ülkemizde giderek yükselen outdoor giyim alanında da bayrak gösterecek. İnanıyoruz ki Huğlu’nun hanımları da en az erkekleri kadar başarılı bir örnek olacak tüm ülke için. Tıpkı av tüfeklerinde olduğu gibi markalarını bir dünya markası haline getirecekler.

Bu güzel projeye sebep olanlara, destekleyenlere ve emek verenlere minnettarız. Huğlulu hanımlarımıza ve Naci Başkan’a uzun yolculuklarında başarılar diliyoruz. Yolları açık olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fahrettin Damga Arşivi