Ermenistan’ın son saldırısı ve Türkiye
15 gün önce başına geleceği bile bile Ermenistan, Azerbaycan’a saldırdı. Tıpkı o saldırıdan kısa bir süre önce Bakü-Tiflis-Ceyhan ve TANAP hatlarının geçtiği Tovuz bölgesine saldırdığı gibi.
İlk saldırı sonrası hedefin enerji yollarını kontrol etmek isteyen Rusya’nın bir kışkırtması olduğu iddia edildi. Zira TANAP hattı devreye alındıktan sonra Türkiye enerji kaynaklarını çeşitlendirme stratejisi çerçevesinde Rusya’dan gaz alımını azaltmış, Azerbaycan ilk sıraya yükselmişti.
Tam da bu sebepten bu saldırıyı Rusya’nın kışkırtmış olma ihtimalini kimse yadırgamadı.
Son saldırının üzerinden yaklaşık 15 gün geçti. Azerbaycan Ermenistan’a tarihi bir ders verdi. Bu dersin Karabağ’ın özgürlüğüne kadar süreceği düşünülürken Ermenistan Başbakanı’nın çağrı ve feryatlarına rağmen bugüne kadar çatışmaya sessiz kalan Rusya devreye girdi. Tabiri caizse bir boks maçında grogi durumdaki boksör modundaki Ermenistan’ı gong çalarak köşesindeki sandalyeye oturtmayı başardı.
Peki neydi olan?
İddia odur ki son saldırının ardında da Rusya var. Önce kışkırttı, sonra Azerbaycan’ın Ermenistan’ı iyice benzetmesine müsaade etti. Ermenistan tam nakavt olacakken devreye girip büyük bir baskıyla ateşkes ilan ettirdi.
Rusya ilk kez Azerbaycan’ın bu kadar ilerlemesine ses çıkarmadı. Üstelik birinci elden Karabağ hakkındaki BM kararına atıf yaparak.
Ermenistan, batı destekli, Soros yapımı turuncu devrimle iktidara gelen Başbakan Nikol Paşinyan tarafından yönetiliyor. Rusya’yla alışılagelmiş Ermenistan ilişkilerinin dışında hareket ediyor. İddia odur ki Rusya kendi kontrolünden uzaklaşmaya ve batıya yakın durmaya çalışan Paşinyan’ı azıcık terbiye etmek istedi.
Önce teşvik etti. Sonra Azerbaycan’ın Ermenistan’ı ve dolayısıyla Paşinyan’ı dövmesine izin verdi ve sonunda da devreye girerek, Ermenistan’ın kendisinden başka hamisi olmadığını gösterdi.
Azerbaycan, tam da Ermenistan bitti artık Karabağ özgürleşecek ve artık durmaz dedikleri anda neden ateşkesi kabul etti?
İddialar muhtelif.
72 saatlik geçici ateşkes olmasına ve morallenen Ermenistan’ın sivil yerleşim yerlerini bombalamasına rağmen harekatına kaldığı yerden devam edebilecek mi? Bu sorunun cevabı Karabağ’ın özgürlüğünün anahtarıdır.
Azerbaycan’ın Ermenistan’a karşı sahada kazandığı açık üstünlüğün Türkiye’nin savunma sanayisinin son dönem en görkemli ürünü olan İHA ve SİHA desteğiyle olması dünyada epey ses getirdi.
Türk yapımı İHA ve SİHA’lar Suriye, Kuzey Irak ve Libya’dan sonra Karabağ’da da destan yazdı. Bu destan artık konseptin değiştiğini dosta düşmana ilan etti. Kullanılan yüksek teknoloji ve eşgüdüm halinde (sürü) hareket edebilme yeteneği henüz diğer ülkeler tarafından çözülememiş teknolojimiz dost ve kardeş ülke Azerbaycan’a da tarihi bir başarı kazandırdı.
Her ne kadar Azerbaycan İsrail teknolojisi İHA’ları da kullanıyor olsa da herkes biliyor ki Azerbaycan’ın başarısının arkasında hem savunma sanayi teknolojisi ve orduya verdiği eğitimle Türkiye var.
Ermenistan da bunu çok iyi bildiği için Nicol Paşinyan Alman Bild Gazetesi’ne verdiği röportajda “Türkler durdurulmazsa Viyana’ya kadar gidecekler” diyerek yeni bir Haçlı Seferi beklentisine yatırım yaptı. Aynı Paşinyan, “Güney Kafkasya’daki Ermeniler, Türkiye’nin kuzey, güney ve doğuya ilerlemesinin önünde duran son engel” diye konuşarak batıyı Türkiye’ye karşı kışkırtıp destek aradı. Fakat nafile. Çünkü ne batı eski batı ne Türkiye eski Türkiye.
Aslından son dönemde Türkiye’nin dikkatini dağıtmak ve çevrelemek için yapılan tüm hamleler Türkiye’nin kendini ve gücünü test etme imkanı verdi. Gördük ki Türkiye artık tek başına ve kendi imkanlarıyla tüm bu saldırılara değişik coğrafyalarda çok net cevaplar veriyor. Plan sahiplerinin tüm hesaplarını da bozuyor. Tıpkı Azerbaycan da olduğu gibi.
Dün, ülkemizi bölmek için PKK’yı başımıza musallat ederek kahraman ordumuzun gerilla taktiklerine karşı kazanan tek düzenli ordu olmasına vesile olanlar bugün de değişik coğrafyalarda Türkiye’ye karşı kurdukları tuzaklarla ülkemizin kendi gücünü keşfetmesini sağlıyor.
Özgüvenini kazanmış, tarihi iddialarına korkusuzca sahip çıkan, değişik coğrafyalarda kendi imkan ve kabiliyetleriyle operasyon yapabilen bir Türkiye var artık.
Değil mi?
“Neye niyet, neye kısmet.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.