‘Geçen zamanla değişen aile bağlarımız’
Sandığımızdan daha zor meseleymiş meğer büyümek. Daha büyük sorunlar demekmiş. Canımız sadece düşüp dizimizi parçaladığımız için acırken; büyüyünce ciğerimiz yansa bile kendimizden önce düşünürmüşüz değer verdiğimiz insanları. Artık dayanılmaz hale geldiğinde çocuk olup hüngür hüngür ağlayabilmek istermişiz.
Değer yargılarımız bile değişirmiş büyüdüğümüzde. Çocukken hayatlarımızın en vazgeçilmez parçası ailemizdi, büyüdüğümüz zaman başımıza ne gelirse gelsin yanımızda görmek istediğimiz insanların ailemiz olmasını isterdik ama öyle mi sahiden?
Çocukluğumuzda olduğu kadar bağlı mıyız ailemize?
Kız çocuklarının ilk aşkı babalarıdır, derdik. Hayatlarındaki en büyük örnekleri babalarıydı, hayaller kuruldu yatmadan önce masallar okunurken ve o hayallerin hepsi geçmiş zamanda kaldı. Geçen zaman her şeyi değiştirdi. Her acı tecrübe bize insanlardan uzak durmamız gerektiğini öğretirken bizim en sıkı dayanağımızdı ailemiz. Ne oldu da kendimizi ailemize uzak dururken bulduk? Ne oldu da bizim için canını veren insanların sesleri gelmedi bize?
Babalar için zordur kız çocuğu büyütmek, canının içi gibi büyüttüğü kızının bir gün yuvasından uçacağı gerçeğiyle bakar kızına. Bu gerçek ile büyütür onu, bu gerçeği düşünerek tarar saçlarını. Aslında soğuk değildir babalar, dertlidir. Çınar ağacıdır evin, derdini içinde yaşar ve daha sağlam durur her zaman. Koruması gereken, gölgesinden ayırmayacağı canını taşır çünkü.
Baba olmak zordur, kız babası olmak daha zor. Güçlü bir babanın kızı olmaksa her zaman gurur kaynağıdır.
Günaydın,
İyi öğlenler,
Huzurlu akşamlar…
Gününüzün hangi vaktine denk geldiysem o vakitte bir gülümseme bırakabilmek umuduyla bir yazarca geçti buradan.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.