Hoş geldin ramazan
Bu sene çok farklı başladı ve devam ediyor. Depremlerle, çığlarla sarsıldık. İdlib’ den çok sayıda şehit haberleri geldi üzüldük. Uluslararası suikastlar, mültecilere kapıların açılması vs. derken şimdide korona / covid-19 salgınıyla bütün dünya gibi bizde uğraşıyor, mücadelemizi veriyor bu virüs salgınına karşı topyekûn savaşıyoruz.
Gündem böyle devam ederken rahmet dolu Şehri Ramazana kavuştuk. Bu bereketli günlerde kendimizi maddi, manevi olarak onarmalıyız. Ramazan ayında inmiş olan Kuranın tamamını bu ayda metin olarak ta anlayacağımız dilde de en az bir kez okuyup anlayıp Rabbimiz ne diyor, bizlerden ne istiyor diye bir bakalım. Bunu sürekli tekrar edip geliştirelim, kafamızda bir Kuran ölçüsü oluşsun. Gündüzlerimizi salatla, oruçla, salih amellerle, Kuran okuyup anlamakla ve gecelerimizi de aynı şekilde değerlendirip, bilinçlenip, kulluk şuurumuzu artırıp, salatla, hayırlı amellerle ramazan ayını fırsat bilip değerlendirelim.
Bedenimizi tehdit eden bu korona virüsü gibi beynimizi tehdit eden, düşünce dünyamıza, bilincimize bulaşan, hastalandıran, öldüren manevi virüslerden de, salgınlardan da inancımızı, beynimizi, düşüncelerimizi korumalıyız. Hem dünyamızı hem ahiret hayatımızı mahveden düşünce ve bilincimizi karartan en büyük bela virüs gibi hatta daha beteri ŞİRKTTİR. Şirke bulaşan, bu hal üzere yaşayan ve öleninin vasfı Kuran’da MÜŞRİK’ tir. Şirk Allah’ın affetmeyeceğini söylediği en büyük günahtır (Nisa 4/48 ve 116). İnsan ahiret hayatında hüsrana uğrar, mahvolur. Amelleri boşa gider. Eyvah der lakin artık geri dönüşü yoktur.
Şirkten kurtuluş yok mudur? Elbette vardır. İlk öncelikle en iyisi hiç şirke bulaşmamak ve tevhit üzere ve takvalı yaşamak şirk koşmamak. İmanı, fikri, zikri, düşüncesi, şirke bulaşmış biri ise bu şirkten henüz hayatta yani sağken, kendi bilinci ve isteğiyle Nasuh tövbesi yapıp şirkten vazgeçmesi ve tevhide dönmesidir. Allah TEVVAB ve AFUV’dur; tövbeleri kabul eder affedicidir. Kişi böyle tövbe ederse, şirkten tevhide dönerse affedilir.
Allah, firavun gibi son nefeste iman edenin imanını da kabul etmeyeceğini de söyler. Bazı cahiller hala son nefeste imanı tavsiye etse de bu boştur aldanırlar. Firavun örneği ortadayken hala niye bunu söylerler anlamam. Uyuklayan kişileri uyarmak isterken başka bir hata yapıyorlar. Ha şunu söyleseler kurtarır bir tarafı var; son nefesimizde de tekrar edelim dese (de takısını muhakkak eklemeli) bu söylemin su götürür bir tarafı olur. Ömrü boyunca hep söylemişse ve o hal üzereyken de söylerse zaten sıkıntı yok. Son nefes de diye niye dayatırsınız. Kişi şahitliğini sağken yapmalı. Dirilerin şahitliği kabul olur. Mezardan şahit çağrılmaz.
Hâsılı kelam Şehri Ramazanı maddi manevi değerlendirip kendimizi onarmak, geliştirmek için fırsat bilelim vesselam. 24 NİSAN 2020 / 01 RAMAZAN 1441 FİKRET COŞAR
ŞEHR-İ RAMAZAN
Hoş ve sefa geldin şehri ramazan.
Geçsin ömrümüz oruçlu gibi her an.
Felaha erişiriz inan ki o zaman.
Bırakma nefsinle mücadeleyi bir an.
Çıkarma O’nu aklından, sürekli an.
Savuşur üzerinden sığın ki, belan.
Hafifler, olursun kuş gibi o an.
Gurbetin değildir bil ki o; sılan.
09-07-2013 / 01 RAMAZAN 1434 FİKRET COŞAR
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.