Aldık, alamadık, bu atar o atamaz, şunu neden beğenmezsiniz, o bizim oyuncumuz olamaz, bunun kumaşı tutmaz derken sezonun üçüncü haftasında, bizim ise ikinci maçımızda kendi evimizde ağırladığımız Beşiktaş'ı adeta Konya'ya geldiğine geleceğine pişman ederek yolcu ettik. Geçen sezon, yani daha bundan birkaç ay önce düştü düşecek derken muhteşem bir geri dönüşle lig şampiyonu Başakşehir ve şampiyonu kovalayan Trabzonspor'a dört atan temsilcimiz bu sefer de ligin hatrı sayılır diğer bir takımı Beşiktaş'a dört salladı. Evet, açık söylemek gerekirse maçtan önce bu skoru söyleselerdi pek inanmazdım. Çünkü geçtiğimiz hafta Gençlerbirliği karşısında pek de ümit vadeden bir oyunu sahaya yansıtamadık ki testi umarım yarı yolda kırılmaz diye yorumlamıştım. Gelinen noktada hala daha düşüncelerimde ciddi bir yol katedemedim. Bunun en büyük sebebi ise Beşiktaş karşısında bizim çok iyi oynamamız değil, aslında Beşiktaş'ın bu denli kötü bir oyun ortaya çıkarması diyebilirim. Kesinlikle takımımızı öyle küçümsemiyorum. Ama eğri oturup doğru konuşacak olursak bunu açık yüreklikle belirtmek gerekiyor. Geçtiğimiz sezon da birçok müsabaka da üç aşağı beş yukarı bu oyunu sergiledik lakin skora yansıtamamıştık. Ve burada belirleyici etkin son vuruşların filelerle buluşması oldu. Kaleyi bulan dört şutun hepsi golle sonuçlandı. Ve biz gerçekten camia olarak santrafora hasret kalmışız. Penaltı atışında bile gözümüz Skubic'e öyle alışmış olmalı ki Kravets'i topun başında görünce kısa süreli bir şaşkınlık yaşadım. Elbette olması gereken buydu lakin bu güne dek yoklukla imtihan olmuşuz. Kayseri'de forma giyerken Umut Bulut'un gölgesinde kalan Kravets oyuna sonradan dahil olmasına rağmen iki gol bir asist ile adeta sahada konuştu. İlk etapta bizim golcüden beklediğimiz elbette skora doğrudan katkı sağlaması ki geçen yıl bir sezon boyunca Bajic'in yaptığını nerdeyse tek maçta sergileyen Kravets'e teşekkür etmeden olmaz. Çalkantılı bir süreç geçirdik. Lig ilerledikçe sular sanki hafif hafif duruluyor. Gidenler gelenler, teknik heyet, sponsorluklar derken iki maçta alınan dört puan az da olsa Konyaspor için atan yüreklere su serpti. İsmail Kartal, çift başlı kartala içerisinde bulunduğumuz süreçte en azından şimdilik can suyu oldu demek yanlış olmaz. Lakin hoca Kartal, camiaya kanat olabilecek mi? Bunu hep birlikte bekleyip görelim.
-------------