Sakata Geldik
Hem de öyle böyle değil, fazlasıyla sakata geldik. Yoğun maç programı her geçen hafta birini daha alıp götürüyor ki takımdaki sakat oyuncuların sayısı 10'un üzerine çıktı. Hal böyle olunca zaten yeri dar olan hocanın nerdeyse hamle imkanı da kalmadı desek yeridir. Normal şartlar altında, çok özel bir durum olmadıkça genelde oyuncu performanslarına bu mecrada değinmiyordum. Hamle imkanı kalmadı derken laf açıldı. Sezon başında ligin en vasat kadrolarından biri diye eleştirilen takım, geldiğimiz noktada ilk onbiri bile çıkarmakta zorlanacak süreç yaşıyor. Şunun performansı kötüydü, bu beklenileni veremedi diye yazmaktansa buraya beklenileni fazlasıyla karşılayan Abdülkerim Bardakçı ile İbrahim Sehić'i bıraksak kâfi olur. Sehić'i de bir kenara bırakalım, bunu söylemek için belki çok erken ama bizim takımda sezona damgasını vuran isim kanımca Bardakçı oluyor, olacak. Ümit ediyorum ki Şenol Güneş'in de dikkatini çekip milli formayı sırtında taşır. Elbette bir de gündemde Ahmet Karademir var. Öyle bir sezon ki 16 yaşındaki yeteneğin alternatif olarak sahada olup olmamasını tartışıyoruz. Tabi onun nezdinde Ali Karakaya, Şener Kaya'yı da zikredelim. Madalyonun iki tarafı da var elbette. Sezon başında ileriye dönük süreci iyi gözlemleyemediğimiz için eksik kadro yapılanması içerisinde olmuşuz diye de düşünülebilir, krizi fırsata çeviren yetenek, yetenekler diye de varsayılabilir. Üzülsek mi? sevinsek mi? elbette kamuoyunun takdirine bırakmak lazım. Zaman zaten herşeyin ilacı olacaktır. Söz konusu sakatlıklar olunca bireysel performanslar üzerine konuyu çok dağıtmadan girmek istedim ama özünde bu olay takım oyunundan ibarettir. Ve sezon öyle de uzun ki maçlar sadece hafta sonu ile sınırlı kalmıyor. Rakibimiz derken önce Kayseri'den zor da olsa üç puanı aldık, Rize'ye de kendi evimizde iki puanı hediye ettik. Hediye ettik derken biz oynadık onlar skoru elde etti gibi anlaşılmasın. Rize ikinci yarı oyuna ortak olunca biz avucumuzu yalamak zorunda kaldık. Dengimiz takımlardı ama onlara göre de biz onların dengiyiz. Herkes kazanmak istiyor ve her maçın da hikayesi başkadır. Kötü durumda değiliz. İyi miyiz? Şartlar böyleyse iç güveysinden hallice diyelim.
