Hümeyra KARADAĞ

Hümeyra KARADAĞ

YERLİ MALI HAFTASI AMA AKLIM KARIŞIK

YERLİ MALI HAFTASI AMA AKLIM KARIŞIK

1923 yılında toplanan İzmir İktisat Kongresi’nde de “bağımsızlık” için yerli üretimin teşvik edilmesi gerektiği gerçeği kabul edildi. 1946 yılından itibaren ise 12-18 Aralık, 'Yerli Malı Haftası' olarak kutlanmaya başlandı.

1983 yılında haftanın adı ‘Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası’ olarak değiştirildi. Haftanın özellikle ilkokuldan başlayarak öğrenciler tarafından bilinçli kutlanması amaçlandı çünkü yerli malının öneminin en çok yeni nesillere anlatılması gerekiyordu. Bu amaçla şiirler yazıldı, piyesler sahnelendi.

Türkiye önce ‘kendi kendine yetebilen ülkeler’ arasına girdi sonra da küresel ekonominin en fazla üretim yapan ülkelerinden biri haline geldi.

Ekim 2023 itibarıyla Türkiye’nin ihracatı 22,9 milyar dolara ulaştı. İthalat ise 29,6 milyar dolar seviyesinde ancak bunun önemli bir bölümünü ‘petrol, doğalgaz’ gibi kaynaklar oluşturuyor. Geçmişte ağırlıklı olarak tarım ürünleri üreten Türkiye, bugün elektrikli otomobilden uçağa, otomotivden beyaz eşyaya kadar neredeyse her şeyi üretebilen bir ülke haline geldi. Tüketiciler açısından da ihtiyaç duyulan tüm ürünlerin yerli üretim alternatifi bulunuyor.

Artan üretimin yanı sıra, markalaşma da artık önemsenen bir konu. Havayolu taşımacılığı, beyaz eşya, otomotiv, GSM hizmetleri, giyim-tekstil, bankacılık, süpermarket ve askeri teknoloji gibi sektörlerde

Türkiye’nin dünya çapında bilinen ve tercih edilen çok sayıda markası bulunuyor. Dünyada dolaşımda olan bu ürünler üzerinde ‘Made in Türkiye’ damgası yer alıyor.

Tabi toplum olarak ise bizden beklenen, yurdumuzda üretimi yapılan bu ürünlere sahip çıkmamız ve alışverişlerimizde de ülkemizin firmalarını tercih etmemiz. Bu vesile ile incelediğim verilerde özellikle son yıllarda artan yabancı marka düşkünlüğü beni kara kara düşündürdü.Bu ürünlere talep ülkemizin ithalat miktarını artırmakta, bu da ülkemizin dış borçlar dengesini bozmakta,hemen her ay yayınlanan uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları ülkelerin ekonomik görünümünü değerlendiriyor. Ülkemizin kredi ya da anlayacağımız dilde yatırım yapılabilir durumu uzun zamandır kritik durumda

Tabi şu soru akla gelebilir; halk olarak biz ne yapabiliriz? Bunun en basit cevabı yabancı ürünler yerine yerli ürünler kullanarak ürettiğimiz katma değerin ülkemizde kalmasını sağlamak ve kendi sermayemizi güçlendirmek, böylelikle dış borç yükümüz azalacak ve daha sağlam ekonomik yapıya kavuşabilir ve kırılgan bir ekonomik yapıdan kurtulabiliriz.

Sonuç olarak, insanlar en son trendleri takip edebilmek için borca girebilirler. Maddi varlıklardan keyif almakta yanlış bir şey olmasa da, gerekli ve gereksiz harcamalar arasındaki çizginin farkında olmak önemlidir. Aksi takdirde, kendinizi kurtulması zor bir tüketim çılgınlığı döngüsünün içinde bulabilirsiniz.

Bunun nedeni kısmen ekonomideki değişikliklerin yanı sıra gelişen sosyal normlardı. Özellikle kredi ve reklamcılığın yükselişi tüketim kültürünün teşvik edilmesine yardımcı olmuştur. İnsanlar giderek daha fazla ürün satın almaya başladıkça, kredilere giderek daha fazla bağımlı hale geldiler. Bu da daha yüksek tüketim seviyelerine yol açtı.

Günümüzde tüketim çılgınlığı küresel bir olgudur ve dünyanın her yerinde insanlar sürekli artan bir oranda mal ve hizmet satın almaktadır. Bazıları bunu olumlu bir gelişme olarak görürken, diğerleri bunun sürdürülemez olduğunu ve hem bireylere hem de bir bütün olarak topluma zarar verdiğini savunuyor. Kişinin görüşü ne olursa olsun, tüketim çılgınlığının kalıcı olduğu inkar edilemez. Vatanımıza, geleceğimize sahip çıkalım. Yerli Malı haftamız kutlu olsun

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hümeyra KARADAĞ Arşivi