Hüseyin Altay

Hüseyin Altay

Tabuta sığmayan kahramanlar

Tabuta sığmayan kahramanlar

“Ölüm bize ne uzak, bize ne yakın ölüm

Ölümsüzlüğü tattık, bize ne yapsın ölüm.”

Konya Şehitliği’nde metfun Afrin şehidi Jandarma Astsubay Çavuş Abdullah Taha Koç’un kabrini süslüyordu merhum Erdem Bayazıt’a ait bu dizeler.

Şehidimiz, son görüntülerinde Bayazıt'ın 'Bulmak' şiirinden bu sözleri okuyordu. Şehit babası Ahmet amcamız da bu dizelerin yazılı olduğu kağıdı mezar taşına bantlamış.

Fani hayatımızda nice askerimizin, polisimizin bu vatan için toprağa düşmesine tanık olduk. Kimisi gazete sayfalarında birkaç satır kimisi ana haber bültenlerinde 5-10 saniye ile yer buldu o ölümsüz kahramanların.  Ancak bir kare vardı ki bugün bile gözümün önünden gitmez. O kareye işte bu mezarda yatan kahramanın babası Ahmet amcamız imza atıyordu.  “Bir babanın en ağır yükü!” başlıklarıyla manşetlere taşınan fotoğraf… Tabuta sığmayan kahramanlarımızdan şehit Abdullah Taha Koç kardeşimizin tabutunu öyle bir omuzlamıştı ki asla unutulmaz, unutulmamalıdır da.

 

Tabuta sığmayan kahramanlar

 

Efendim bu yazıyı kaleme almamıza vesile olan şehidimizin kabrindeki o mısralardı. Yolumun üzeri olduğu için zaman zaman şehitliği ziyaret eder kahramanlarımıza bir Fatiha  okur, gencecik fidanların sıra sıra dizili kabirlerine bakarak hüzünlenirim.

Malum gazetemizde tarih sayfaları yapıyor, geçmişe yolculuk yapıyoruz. Geçen hafta yine tarih sayfasını hazırlamak için bilgisayar başına geçtiğimde “25 Mayıs 1993: Bingöl-Elazığ karayolunda pusu kuran PKK militanları 33 silahsız askeri kurşuna dizdi. Bu olay hem PKK hem de devlet için önemli bir milat oldu” ifadesine rastladım.

Bu elim hadiseyi araştırdığımda ise yaşları 21 ila 26 arasında değişen o masum 33 askerimiz arasında Konya’dan da 7 şehidin olduğunu öğrendim. Ali Arar, İbrahim Erten, Mevlüt Özkan, Mustafa Yılmaz, Hilmi Şahin, İlyas Uyar ve Erkan Kaçar isimli hemşehrilerimiz PKK’nın hain saldırısı sonucu şehadet şerbetini içmiş. Dağıtımlarını almış usta birliği için birliklerine giderken teröristlerce kaçırılıp 24 Mayıs’ı 25 Mayıs’a bağlayan gece üzerlerine bin 570 kurşun sıkılarak şehit edilen bu kahramanlarımızın kabirlerini ziyaret etmek ve haber için fotoğraf çekimi yapmak için hafta sonunda çocuklarla şehitliğe gittim. Bu ziyarette iki kahraman Mehmetçiğimizin kabirlerine ulaştım. Sanıyorum diğerleri ilçe kabristanlarında ebedi istirahatlarına uğurlanmış. Mevlüt Özkan ve Erkan Kaçar’ın kabirlerinde dua edip birkaç kare fotoğraf aldıktan sonra dönüş istikametinde Abdullah Taha Koç’un kabrine uğradık.

 

Tabuta sığmayan kahramanlar

 

Bu vesileyle 3 yıl önceye uzanıp şehit babasının oğlunun tabutunu omuzlaması gözlerimde canlandı. Kendisini tanımıyorum ama Ahmet amcamız zalimlere, alçaklara meydan okurcasına o tabutu sırtlarken büyük bir metanet örneği sergiliyor ve acısını yüreğine gömerek mesajı en net bir şekilde veriyordu. Bu fotoğraf vatan toprağına göz dikenlere karşı verilen mücadelenin simgesi olmuştur. Bu milletin vatan sevgisini kimse ölçmeye kalkmasın. Dün Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda, Kıbrıs’ta bugün 15 Temmuz’da, Afrin’de, PKK’ya karşı mücadelede nice yiğitlerimiz vatan uğruna toprağa düştü ama vatanın kutsal toprağına uzanan eller de bir bir kırıldı. Minarelerimizden ezan sesi yükseldiği, ay yıldızlı bayrağımız başımızda dalgalandığı müddetçe de dahili ve harici hiçbir şer odağı emeline ulaşamayacak. Kimseden korkumuz yok. Ölüm bize ne yapsın, bu millet ölümsüzlüğü tatmış bir kere…

Cümle şehitlerimize rahmet diler, şehitlerimizin anne ve babalarının ellerinden hürmetle öperim. Allah sabır versin.  Yüce Yaradan bu vatan için hiç düşünmeden canını ortaya koyan kahramanlarımızdan razı olsun… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Hüseyin Altay Arşivi