Günlerdir Konya konuşuluyor, Konya’daki vahşet konuşuluyor. Sen kalk Türkiye’nin en büyük hayvan bakım ve rehabilitasyon merkezini yap. Sonra birkaç kendini bilmez çıksın vahşice bir eyleme imza atıp yıların emeğini yerle yeksan etsin.

Görüntüleri izledik canımız yandı. Sosyal medyadaki gerçek ve samimi tepkilere şahit olduk empati yaparak yüreklerimiz parçalandı.

Sonrası karalama kampanyaları... Konya’ya söveni mi ararsın Büyükşehir Belediye Başkanı’na olmadık hakaretler edeni mi?

Ayıptır, yazıktır, günahtır… Yıllarca verilmiş bir mücadele var. Hayvanlara eziyet edecek zihniyete sahip bir belediye, bir başkan bunca yatırımı yapar mı? Gördünüz mü o tesisleri? Adeta bir TOKİ bölgesi gibi. Binalar, barakalar, tedavi merkezleri… Hayvanlar için ambulanslar var ya hu bu şehirde. Bir telefon açıyorsunuz anında ekipler olay mahalline geliyor.

Sokak hayvanları can dostu olarak görülüyor bu şehirde. Hatta çoğu zaman insanımız sokak hayvanlarının çokluğundan şikayetçi oluyor. Belediyelerimiz ise yaz kış demeden imkanları seferber ediyor. Dahası her köşesi sevgi, barış ve hoşgörü tohumları serpili bu şehirde kışın yiyecek bulamayan yaban hayvanları için bile seferber olunuyor. Onun için tekrar ifade edelim ki kimse bu mücadeleye gölge düşürmeye kalkmasın. Sorumlular ise inşallah adalet tarafından en ağır cezayı alacaklardır. Bundan zerre kuşkumuz yok. Bırakalım mahkemeler işini yapsın. Yüce mahkemede zaten gereken cezayı alacak ve bu merhametsizliklerinin bedelini ödeyecekler. Zira orada ilahi adalet tecelli edecek. Eminiz ki bu dünyada da karşılığını görecekler.

Şimdi tekrar olaya bakacak olursak; bir şeyler mantıklı değil. Hiçbir insan evladı hayvanlara bu eziyeti yapamaz. Ya da bu eziyet yapılırken seyirci kalamaz. Hele hele manzara fotoğrafı çeker gibi bu görüntüleri çekemez. Vicdan buna müsaade etmez. O halde bu işin içinde başka bir şey var. Son dönemde çalışma arkadaşlarımla ülkede bir “mama mafyası” olduğu ve bunların dönem dönem hayvana işkence görüntüleriyle merhamet dalgası oluşturup ceplerini doldurdukları konusunda istişareler yaparız. Nasıl yapmayalım, her köşe başında mama dükkanı var. Her markette mama köşeleri var. Şimdi bakkalda bile kedi köpek maması satılır oldu. Üstelik bu mamalar hayvanların da kimyasını bozuyor. Bizim ofisin önünde de 4 dostumuz var. Sağ olsun arkadaşlar kedilerle ilgilenip mamalarını sabah akşam veriyor. Ne var ki bu hazır mamacı dostlar artık mama dışında bir şey yemiyor, çöp konteynırı karıştıran yok, fare kovalamak nedir unuttular. Hatta mama bile seçmeye başladılar. Ekmeğe, yemek artığına burun kıvırıyorlar, süt bile içiremiyoruz.

Konya’daki bu elim olay iyi irdelenmeli. Olayın arkasındaki güçler (!) tespit edilmeli. Eğer gerçekten de ülkede bir mama mafyası var ve olayların perde arkasında bunların parmağı varsa o parmak bir an önce kırılmalı. Yarın çok geç olabilir.