Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hafta başındaki kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada “17 günlük tam kapanma” söylemi vardı. İçişleri Bakanlığı’nın kararnamesinde de “iş bu kez sıkı tutulacak” mesajı net bir şekilde veriliyordu.

Karar sonrası kimi ağlıyor “Ben ne yiyip içeceğim, dükkanın masrafları devam edecek ama 17 gün kasaya delikli kuruş girmeyecek”diyor, kimi muhalefeten de olsa “devlet vatandaşa yardım vermeden tam kapanmaya gidemez” diyor... Ekseriyeti sabit maaşa sahip bazıları da “Bu yasaklar çok iyi oldu, geç bile kalmıştı” görüşünü savunuyordu.

İlk tepkilerin ardından bu kez “bu yasağı nasıl delerim” mücadelesi başladı. Herkes “bir bilen”e danışıyor, tüyolar istiyor ve yasağı delmenin yolunu arıyordu.

Sonra odalar ve meslek örgütleri devreye girip kendi meslek grubuna yönelik  “izin”ler koparmaya başladı.

Ve gelinen nokta: Dün sabah sanki tam kapanma yokmuş gibi bir tablo ortaya çıktı. Herkes izinli, herkes sokakta, herkes trafikte…

Parası olan zaten çoktan “kavimler göçü” ya da “Covid-19 göçü” olarak adlandırdığımız büyük hareketliliğe  dahil olup soluğu tatil beldesinde aldı. Köyü olan mitili köyüne kasabasına attı. 

Kısıtlama sürecinde üretim ve imalat tesisleri, inşaat gibi pek çok sektör faaliyet göstermeye devam edecek.  Olan gündelik yevmiye ile çalışanlara, kuaförlere, zücaciyeci ve tuhafiyeci esnafına oldu. 

Tam kapanmanın amacına ulaşması için şehirlerimizdeki, sokaklarımızdaki bu büyük hareketliliği durdurmamız lazım. Aksi takdirde eline ekmek poşetini alan Konya’yı gezecek, ben “muafım” diyen biraz da caka satarcasına şehri bir uçtan bir uca gezecek.

Bunu sağlamanın tek yolu da etkin denetimdir. Güzergah uygulamasıdır. Evden-sanayiye gidip gelmesi gereken adamın bilmem ne semtinde işi olmaması, güzergah dışı yollarda bulunmaması gerekir.

Yani bu saatten sonra iş tamamen genelgede altı çizilerek yazılan “Kolluk kuvvetlerince yürütülecek denetim faaliyetleri sırasında, geçerli görev belgesi olmayan, belgesini ibraz edemeyen veya görev belgesinde belirtilen muafiyet nedeni, zamanı ve güzergahı ile denetim sırasındaki durumu uyumlu olmayan kişiler ile eksik, yanlış bilgi veren iş yeri yetkilileri hakkında adli ve idari işlem uygulanacak.” Maddesinin uygulanıp uygulanmayacağındadır.

******

Yaşanan süreçte belki de en garip olanı ise şehirlerarası trafik yoğunluğuydu. Aracına atlayan 17 günlüğüne bir yerlere kaçmak için kontak çevirdi. Peki hastalığın en yoğun olduğu büyükşehirlerden Anadolu’ya yönelik bu büyük hareketin mantıklı bir açıklaması var mı? İstanbul’da yoğun temaslı belki de pozitif ya da taşıyıcı kişi ve ya kişilerin günden güne mutantlarla yeni bir kimliğe bürünün bu virüsü Anadolu’ya taşımayacak mı?

Ya da dönüşte buralardan kaptığı virüsü yaşadığı şehre götürmeyecek mi? Keşke bu tam kapanma olayını daha bilinçli, daha tutarlı ve mantıklı yapabilseydik. Bu sayede hem kısıtlama amacına uyar hem de hükümetin, sağlık çalışanlarının, filyasyon ekiplerinin, kolluk kuvvetlerinin mücadeleleri anlam kazanırdı. Hani Sağlık Bakanı Fahrettin Koca hep diyor ya “Virüsü yenmek bizim elimizde” diye… Milletçe daha bilinçli hareket edip sorumluluklarımızı yerine getirebilirsek bu virüsü yeneriz. Yasakları delmeye çalışarak, fedakarlıktan kaçarak değil.

Hepinize sağlıklı günler, mutlu hafta sonları diliyorum.