Yanan sadece orman mı?
Maalesef son günlerde yine yurdun dört bir yanından gelen yangın haberlerine şahit olduk. Geçen yıl 9 Ekim'de Hatay'ın Belen ilçesinde 9'u ormanlık, 6'sı kırsal alanda olmak üzere 15 ayrı noktada meydana gelen, rüzgarın etkisiyle İskenderun ve Arsuz ilçelerine sıçrayan, yerleşim birimlerinde de etkili olan yangını hatırlarsınız. PKK'ya bağlı "ateşin çocukları inisiyatifi" tarafından çıkarıldığı öne sürülen yangından sonra bu kez başta Manavgat’ta olmak üzere yurdun çeşitli noktalarında kara dumanlara şahit olduk.
Maalesef Manavgat’ta 3 kişi hayatını kaybetti, 122 vatandaşımız da etkilendi. Aynı gün ülke genelinde 41 yangının çıkması tesadüf mü? Elbette değil. Güvenlik güçlerimiz gereğini yapacak ve yangınları aydınlatacaktır.
Yüreğimiz yandı, ciğerlerimiz yandı. Peki yanan sadece orman mı? Maalesef bu yangınlarda nice canlarımız yok oldu. Bölgeden gelen fotoğrafları, kamera görüntülerini izledik. Ne yazık ki dumandan zehirlenen ya da alevler arasında kalıp canlı canlı yanan koyun, inek, köpek, kedi, kaplumbağa, kuş... Artık aklınıza ne gelirse binlerce canımız da bu yangınlarda telef oldu.
Bu yangınlar bununla da kalmıyor elbette. Ormanlar, tohumlar, tabiatın gençliğini ve orman yaban hayatını korkunç bir zarara uğratıyor. Yeni doğan ya da doğacak canlıların da ateşler içerisinde yok olmasıyla birlikte tür popülasyonu da ciddi bir tahribe uğruyor.
Ülkemize geçmiş olsun diyoruz. İnşallah bir daha bu tür acılar yaşamayız. Ve inşallah yurdumuzun güzelliklerine, yeşilliklerine göz diken, canlarımızın acı bir şekilde ölümüne yol açan şer güçler de hak ettikleri cezaları bulurlar.
ANLAŞILAN BU TABLOYU TEKRAR TEKRAR YAŞAYACAĞIZ
1,5 yıldır gündemimizden hiç düşmeyen koronavirüs pandemisi ne yazık ki bize yine nefes aldırmayacağa benziyor. Uzun yasaklar döneminin ardından gelen serbestlik ile birlikte tam rahatladık derken vaka sayıları yeniden artışa geçti.
Tatil ve bayram vesilesiyle toplumsal etkileşimin artmasıyla birlikte günlük vaka sayısı da hızla tırmanıverdi. Ne yazık ki yarınlar için tehlike çanları da çalıyor. Bakalım bu filmin sonu nereye kadar varacak? Belli ki güz döneminde bizi yeni kısıtlamalar ve kapanmalar bekliyor. Toplumumuzdaki bu boş vermişlik olduğu sürece de biz bu tabloyu tekrar tekrar yaşayacağız.
Salgını durdurmak nasıl ki bizim elimizdeyse salgını yaymak da görüldüğü gibi bizim elimizde. Tedbirleri ne kadar umursamazsak vaka sayıları da o kadar artacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.