Kaygı yaşıyorum
Diğer canlılar gibi insanlar da hayatta kalabilmek için hem fiziksel hem de psikolojik bir çaba sarf etmektedir. Ve birçok yola başvurmaktadır. Kimi zaman gösterilen çaba sonuçsuz kalıp başarısız olununca kaygı ortaya çıkmaktadır.
Kaygı (anksiyete), “endişe, kuruntu, korku, telaş gibi insanda baskı ve gerilime yol açan duygu durumu” olarak tarif edilir. Yani bireyin yetersiz kaldığını ya da kalacağını, başarısız olduğunu ya da olacağını düşündüğü durumlarda yaşadığı stres, üzüntü ve endişe halidir.
Kaygı, kimilerince doğuştan gelen “mizacın bir parçası” olarak kabul edilirken; kimilerince “öğrenilmiş bir tepki” olarak kabul edilmekte; kimilerine göre de “varoluşu duyumsamanın bir aracı” olarak düşünülmektedir.
Kişinin kaygıdan dolayı meslek ve aile yaşamında güçlüklerle karşılaşması, sosyal çevre ve aile üyeleri ile olan ilişkilerinde sorunlar yaşaması, günün büyük bir bölümünde kişinin zihnini olumsuz yönde meşgul etmesi, kişinin korku ve kaygılarını kontrol altında bulundurmakta güçlük çekmesi ve bu sorunların en az 6 ay devam etmesi, kaygı bozukluğundan söz etmemiz için yeterli kanıtlardır.
Kaygı halinden kurtulmak, kaygıyla baş etmek, tatmin olmak, rahatlamak adına bilinçdışında farkında olmadan savunma mekanizmaları gelişmektedir. Ve Freud’un da söz ettiği savunma mekanizmaları, bizi kaygıdan uzaklaştırmak için devreye girer.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.