Bir Bilgisayar Oyununda Gibiyim
Hani bilgisayar oyunları vardır; kale inşa edersiniz içine, yaşam katar, asker yetiştirir korursunuz. Ama oyunun adı kale olunca, mutlaka bir savaş vakti gelir ve bu savaşların birinde kaybeder, canlarınız biter, tüm o oyuna verdiğiniz emek ve zaman bir anda hiç oluverir. Bir de bir zamanların meşhur oyunu vardı, hemen hepimiz ya oynadık ya izledik "Farmville" Oyun çiftçilik üzerine kurgulu; ekiyorsun, dikiyorsun, satıyorsun, çiftliğini büyütüyorsun onca emek ve zaman veriyorsun sonra bir bilgisayar korsanı (hacker) çalıp götürüp yakıyor onca emek ve zaman yine heba oluveriyor. Ya da belki Süper Mario, onca bölümü geç tam finaldeyken bir çukura düş, "game over" tabelası. İşte sevgili dostlar bu aralar ülkemi bu oyun platformlarından biri, kendimi de bu simülasyonların içinde bir figüran gibi hissediyorum.
Ne alaka demeyin.
Hatırlayın; 2021 yılbaşısıydı, ülke olarak 2020 Mart ayında tanış olduğumuz, Covid19 dan kurtulmak, tekrar sağlıklı günlere kavuşmak ortak temennimizdi. Bu ilk level (oyundaki ilk aşama) idi bizim için. Sonrasını bu tarz oyunlara aşina olanlarınızın tahmin edeceğiniz gibi süregelen levellerde, başta terör, şehit haberleri, depremler, seller, 8. levelde başımıza gelen orman yangınları. Ve daha günceli fazlaca tedirgin olduğum, mülteci sorunu. Şaka gibi bir 2021. İşin daha vahim olanı ise henüz 8. levelde oluşumuz. Ve sadece, sağ kalanlarımız, 12 levelde yine "bize sağlık huzur mutluluk getir 2022" diyebilecek. Hoş görünen o ki gelen gideni aratacak. Öylesi günlerden geçiyoruz ki, hemen her gün bir musibetle uyandığımız, özellikle afetlerden kayıplarımız konusunda, birçoğu kendi hatalarımızın sebep olduğu keşke bir oyun olsa, keşke bir kabus olsa.
Bunca felaket kurgusuyla bezenmiş oyunu, elbette kazanma şansımız var.
Ülkemize hangi bakış açısına sahip olursak olalım fikir birliğinde olduğumuz vatan kaygımız, rehberliğinde, bu oyunu kazanmak doğru tuşlara basmaktan geçiyor. Naçizane birkaç kilit hamle sayayım, sizler kendi tecrübelerinizle ilave hamleler ekleyin. Öncelikle para uğruna doğayla kavga etmeyi, ayarlarıyla oynamayı bırakacağız. Afetlere engel olamasak da, can kaybını ve hasarı en aza indirecek tedbirleri almalıyız. Neslimize eğitimde ve sorumluyu denetimde ödün vermeyeceğiz, Kangrenimiz olan terör konusunda ise istikbalini toplum olarak iyi görmediğimiz her enstantenesi bir terör tezgahı kokan mülteci sorunumuza hızla çözüm üretmeliyiz. Sizin de, ilaveten saydığınız çözümlerle birlikte oynamazsak bu oyunu, finalini meşhur Kızılderili dostumuz yine meşhur şu vecizesiyle yapacağız. "Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak."
Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.