Ekmekcell: Bir Dilim İyilik, Bir Tuş Uzaklıkta
Ekmeğin kokusu sadece fırından değil, insanlığın vicdanından da gelir. Türkiye’nin pek çok yerinde uygulamaya alınan Ekmekcell sistemi, bu vicdanın dijital çağdaki sessiz temsilcilerinden biri olarak öne çıkıyor. Dar gelirli ailelerin günlük ekmek ihtiyacını onurlu ve pratik bir şekilde karşılayan bu sistem, yardım etmenin en sade ama en etkili halini sunuyor.
Ekmekcell sistemi aslında son derece basit ama bir o kadar da güçlü bir yapıya dayanıyor. Yardım etmek isteyen kişi veya kurumlar, sisteme tanımlı telefon numaralarına dijital olarak “ekmek bakiyesi” yüklüyor. Bu numaralar bir belediye havuzundan alınabileceği gibi, doğrudan tanıdık bir ihtiyaç sahibine ait de olabiliyor. Yardım alan kişi fırına gittiğinde sadece cep telefonu numarasını söylüyor; sistem, tanımlı bakiyeden günlük sınır kadar ekmek veriyor. Ne fişe gerek var, ne karta, ne de kimlik göstermeye. Yardımın karşısında mahcubiyet değil, güven var.
Bu sistemin ne kadar etkili çalıştığını görmek için küçük ama anlamlı bir örneğe bakalım. Kırşehir’in Kaman ilçesinde, bir hayırsever emekli öğretmen, her ay maaşından bir kısmını ayırarak kendi mahallesindeki beş ailenin telefon numarasına düzenli ekmek yüklemesi yapıyor. Aileler her gün sabah fırına uğrayıp ekmeklerini alıyorlar; kimseye görünmeden, kimseye açıklama yapmadan. Fırıncı sistemin sadeliğinden memnun, aileler ise bu zarif yardımı her şeyden çok takdir ediyor. Öğretmen ise her ay içi rahat bir şekilde “birkaç çocuğun karnı doyduysa yeter” diyerek bu sessiz iyilik zincirini sürdürüyor.
Ekmekcell benzeri uygulamalar, sosyal yardımı sadece kolaylaştırmakla kalmıyor; aynı zamanda insan onurunu, mahremiyetini ve karşılıksız iyiliğin ruhunu koruyor. Her bireyin sadece bir ekmek mesafesinde unutulmadığını hissetmesi, bir toplumun en temel güvencesidir.
Bugün bu sistemin arkasında gönüllü fırıncılar, duyarlı vatandaşlar, bazı belediyeler ve az sayıda sivil toplum girişimi var. Temennimiz odur ki bu güzel uygulama, Türkiye’nin dört bir yanına yayılır. Daha fazla belediye, daha fazla fırın, daha fazla yardımsever bu sisteme dahil olur. Çünkü bir ülkenin geleceği, yalnızca büyük projelerde değil; sabah fırına giden bir çocuğun eline sıcak ekmeği onurla tutuşturabilmesinde gizlidir.
Ve belki bir gün, kimse “bugün ekmek alabilecek miyim?” diye düşünmek zorunda kalmaz.
Kalın Sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.