Engeller Sevgiyle Aşılmıyor
Bundan 1 yıl önce başlamıştım BBN HABER'deki köşe yazarlığı serüvenime. İlk yazım 4 Aralık 2020’de yayımlanmış ve ilk konumuz pandeminin en yoğun hissedildiği, kısıtlamaların yaygın, tedirginliklerin diz boyu olduğu günlere rast gelen engelliler haftasıydı.
Öncelikle, o günden bu güne, yazılarımı vakit ayırıp okuyan tüm dostlarıma şükranlarımı sunuyorum.
Geçtiğimiz 3 Aralık'ta ve önceki yıllardaki farkındalık günlerinde, beni çok gülümseten bir slogan var; billboardlarda, sosyal medyada ve günün anlam ve önemini anlatmak üzere yapılan konuşmalarda, sloganımız "sevgi varsa engel yok".
SEVGİ VARSA ENGEL DE VAR dostlar.
Kırsalda bir anne engelli çocuğunu kar kış demeden yıl olmuş 2021, halen sırtında okula götürüyorsa, şehirde çocuğunu servise bindiremiyorsa,
Bir öğretmen, sırf engelinden dolayı bunu benim sınıfıma vermeyin diyebiliyorsa,
Sırf spastik olduğu için diğer çocuklar onun taklidini yapıp dalga geçiyorsa ve daha üzücü olanı bu çocukların aileleri onlara bu hareketin yanlış olduğunu anlatmak yerine, aynı taklidi evdeki anne babasına yaptığında kahkahalarla gülüyorsa,
Geçtiğimiz 1 yıl boyunca üç, beş personel ataması sekiz, on tekerlekli sandalye bağışı dışında bir adım öteye gidilmemişse,
Halen kaldırımlar yüksek, ücretsiz ya da indirim tanımlayarak problemi çözdük zannedilmesi yerine, toplu taşıma araçları engelliye uygun modernize edilmemişse,
Kamuda tüm şartları yerine getirmesine rağmen ataması ve görevde yükselmesine ket vuruluyorsa,
Engelli bakım aylığı, evde bakım aylığı, elektrik destek ücreti gibi engelliye destek olması amacıyla bağlanan bu ve benzer biçimdeki sosyal yardımların halen olgunlaşmamış kriterleri net olmayan, bir ay bağlanıp ertesi ay kesilip, 3 ay sonra tekrar bağlanan her ay piyango misali bu ay yatacak mı acaba beklentisiyle çözüme muhtaçsa,
Ülkemiz genelinde, engelli bireylerin büyük çoğunluğunun maddi imkânları yetersizken, en ucuz tekerlekli sandalyenin 5 bin TL olup, eğer şanslıysanız ve mücadele gücünüz var ise 1 aylık bir bürokrasi savaşının sonunda 2 bin TL devlet ödemesi alınıyorsa,
Aynı şekilde neredeyse tüm medikal ortez, cihaz ve aparatlara tedavi yönetmeliğinde yer alan ödemelerin, piyasa şartlarının çok altında bir güncelleme yaparak belirleniyorsa,
Her yıl, ocak ayında belirlenen Yeniden Değerleme Oranı (YDO) diye belirlenen kriterle, 2020 yılı için 303.200 TL olan bu hesaplama şekliyle otomobil fiyatlarımın neredeyse her ay fiyat güncellemesi gören bu sektörden engelli yaşamını kolaylaştıracak bir araç sahibi olması nasıl ki mümkün değilse,
ATM cihazlarının önüne basamak koyarak markasına heybet kazandıran banka, engelli rampasına sıfır yanaşarak ehliyetini nasılda hak ederek aldığını ispatlayan şoför, garda, metroda, AVM’de, 1 metre ileride yürüyen merdiven varken sırf daha az kalori yakmak için asansörü tercih eden delikanlı...
Sayacak onlarca örnek var aslında. Gerek yürütme erkimizde, gerekse toplumumuzda engelliler için hayati önemi olan aksaklıklara dair.
Sevgili dostlar; yine bir 3 Aralık geldi, söylemler, vaatler, temenniler, sloganlar havada uçuşacak. 4 Aralık sabahı konu kapanacak. Ancak gördüğünüz üzere aradan geçen yıllarda, pansuman tedaviler dışında, engellilerin temel sorunlarında pek de ilerleme kaydetmemişiz.
Demek ki engeller sevgiyle falan aşılmıyor dostlar.
Yetkili ve yetkin yöneticilerimizden ricam, bırakın sevgiyi, engelli ailesinden, çevresinden alsın, siz erk sahibi olan erkan, bu yılı milat yapın ve vaatlerinizi icraatlarınızla taçlandırın.
Bu icraatları yapabilmeniz için muhtaç olduğunuz kudret, anayasamızda ve 5378 Sayılı Engelliler Hakkında Kanun' da mevcuttur.
Sadece engelliler kanununu bile dayanak alınsa giriş bölümünde şu ibare yer alır:
"Engellilerin temel hak ve özgürlüklerden faydalanmasını teşvik ve temin ederek ve doğuştan sahip oldukları onura saygıyı güçlendirerek toplumsal hayata diğer bireylerle eşit koşullarda tam ve etkin katılımlarının sağlanması ve engelliliği önleyici tedbirlerin alınması için gerekli düzenlemelerin yapılmasını sağlamaktır. Bu kanun engellileri, ailelerini, engellilere yönelik hizmet veren kurum ve kuruluşlar ile diğer ilgilileri kapsar.”
Bununla birlikte, 8 milyonu aşkın bir kesimin, hayır duasını alacak icraatlar yapıp, hayırla yad edilmek azımsanmayacak bir durum olsa gerek.
Hiç mi iyi şeyler olmuyor, yapılan hizmetleri neden göz ardı ediyorsun, diye sitem eden dostlarım olacaktır mutlaka. Elbette önemsediğimiz gelişmelerde var, ancak onlardan bahsetmiyor olmam muhalif bakış açısı değil, geçmişte yapılan faydalı işleri de yazılarımda aksettirmeye, hatta engellilerin tanınan ayrıcalık ve kolaylıkların kullanılmasındaki hatalarına da yer vermeye çalıştım.
Demem o ki, yara büyük olunca, pansuman küçük kalıyor.
Mevlana'nın Divan-ı Kebir’inden bir kesit ile bitirelim bu haftamızı da;
Her gün bir yerden göçmek ne iyi.
Her gün bir yere konmak ne güzel.
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Dünle beraber gitti, cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.
Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.