İbretlik Vasiyet
Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyeti, sadece mal paylaşımından ibaret olmayıp, halkının refahı, bilimsel ilerleme ve kültürel mirasının korunması için ne denli büyük bir vizyona sahip olduğunu gösteren bir belgedir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyeti, sadece bir mal paylaşım belgesi olmanın ötesinde, onun toplumculuk anlayışını, ileri görüşlülüğünü ve devlet adamlığı vasfını yansıtan önemli bir mirastır. 5 Eylül 1938 tarihinde kaleme aldığı bu vasiyet, Atatürk’ün kişisel servetini değil, halkın yararını ve bilimin gelişimini ön planda tutan bir yaklaşımın ürünü olarak kayıtlara geçmiştir.
Atatürk, sahip olduğu mal varlığını büyük ölçüde, ülkesinin geleceği için değerlendirmeyi amaçlamıştır. O dönemde sahip olduğu çiftlikler (Orman Çiftliği, Baltacı Çiftliği ve diğer tarım arazileri), gayrimenkuller ve nakit varlıklar arasında önemli bir yer tutuyordu. Ayrıca, yazarlık gelirleri (Nutuk’un telifi gibi) ve maaşı da onun gelir kaynakları arasındaydı. Ancak Atatürk, bu mal varlıklarını şahsi çıkarları doğrultusunda kullanmak yerine, halkının refahı için yönlendirmiştir.
Atatürk’ün vasiyetine göre, Türkiye İş Bankası’ndaki hisseleri ve diğer nakit varlıkları, Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) devredilmiştir. Bu varlıkların gelirleri, CHP tarafından nemalandırılacak ve elde edilen gelirler belirli kişi ve kurumlara aktarılacaktır. Atatürk, özellikle Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’nun desteklenmesi gerektiğini belirtmiş, bu iki kurumun bilimsel ve kültürel gelişimi için sürekli bir kaynak oluşturulmasını istemiştir.
Atatürk, vasiyetinde aile üyeleri ve manevi evlatlarına yönelik önemli düzenlemelere de yer vermiştir. Kız kardeşi Makbule Hanım’a aylık 1000 lira, manevi kızı Afet İnan’a 800 lira, Sabiha Gökçen’e 600 lira gibi yardım miktarları belirlemiştir. Ayrıca, Sabiha Gökçen için bir ev alınmasını da öngörmüştür. Bu yönüyle Atatürk, aile bağlarını da dikkate alarak onlara maddi destek sağlamayı sürdürmüştür.
Atatürk’ün vasiyetinde yer alan bilimsel ve kültürel destek, onun sadece siyasetçi değil, aynı zamanda bir kültür insanı olarak da vizyonunu ortaya koymaktadır. Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu gibi kurumlara yapılan katkılar, Türk milletinin kültürel mirasını koruma ve geliştirme amacı taşımaktadır. Ayrıca, Atatürk’ün mal varlığını halka hizmet için kullanma kararı, onun toplumculuk anlayışını en net şekilde gözler önüne sermektedir.
Atatürk’ün mal varlığına dair yapılan araştırmalar, yurt dışında herhangi bir mal varlığına sahip olmadığı yönündedir. Atatürk, tüm mal varlığını Türkiye’de bırakmış ve bu varlıkları, halkının refahı ve devletin kalkınması için kullanmayı tercih etmiştir. Yurt dışına herhangi bir ekonomik çıkar amacıyla mal varlığı taşıma veya birikim yapma gibi bir eğilimde olmamıştır.
Atatürk, kişisel servet birikimi yapmayı değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği için yatırımlar yapmayı amaçladığı her yönüyle açıktır.
Sonuç olarak, Atatürk’ün mal varlığı yalnızca Türkiye ile sınırlı kalmış, yurt dışındaki mal varlığına dair hiçbir somut bilgi veya belge bulunmamaktadır.
Atatürk’ün vasiyetnamesinin orijinal el yazısı metni, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü tarafından özel koşullarda muhafaza edilmektedir. Bu belge, 1989 yılında Devlet Arşivleri’ne teslim edilmiştir ve araştırmacılar tarafından incelenebilir durumdadır. Vasiyetin açılması, Atatürk’ün halkına olan bağlılığını, bilime ve kültüre verdiği önemi somut bir şekilde gözler önüne sermektedir.
Sonuç olarak, Atatürk’ün vasiyeti yalnızca bir mal paylaşımı değil, aynı zamanda onun halkını, bilimsel gelişmeyi ve kültürel mirası ön planda tutan bir lider olarak nasıl hareket ettiğini gösteren ibretlik bir belgedir. Bu vasiyet, onun toplumculuk anlayışının ve ileri görüşlülüğünün bir örneği olarak Türk halkının hafızasında kalacaktır.
Kalın Sağlıcakla.
Kaynaklar: Kültür ve Turizm Bakanlığı:ktb.gov.tr, Anadolu Ajansı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.