Mustafa ÇİMEN

Mustafa ÇİMEN

Bozkır’ın Sessiz Tanıkları: Kültürel Mirasın İzinde

Bozkır’ın Sessiz Tanıkları: Kültürel Mirasın İzinde

Tarih, her zaman yazıyla anlatılmaz; bazen taşlarda, sütunlarda, toprak altındaki izlerde dile gelir. Konya ve çevresi, Antik Çağ'da Lykaonia ve Isauria adıyla anılan ve Roma ile Geç Bizans dönemlerinde önemli yerleşimlere ev sahipliği yapan bir bölgedir. Bugün Anadolu’nun kalbinde, bozkırın ortasında sessizce ayakta kalmayı başaran bu kalıntılar, sadece geçmişe değil, geleceğe de birer mirastır. Aynı bu tarihe tanıklık eden yerleşimler dönemin doğu ile batı arasında geçiş güzergahı üzerinde olduğundan dolayı yine kültürel bir sentez içermektedir.

Iconium, Kilistra, Derbe, Lystra, Laodikeia Katakekaumene, Barata, Savatra, Amblada, Astra, Artanada, Vasada ve daha niceleri… Her biri, zamanında birer dini, ticari ya da askeri merkez olarak öne çıkan, Roma mühendisliğinin ve Geç Bizans mimarisinin örneklerini barındıran kentlerdi. Bugün ise çoğu, kırsal alanların sessizliğine gömülmüş durumda. Üzerlerinde hayvan otlatılıyor, bazıları tarla içinde kaybolmuş ya da definecilerin hoyrat kazılarıyla zarar görmüş. Oysa bu alanlar, yalnızca arkeologlara değil, herkese, yani yaşayan topluma da sesleniyor: “Unutmayın, biz buradayız.”

Kültürel miras sadece kazılarla gün yüzüne çıkan yapılarla sınırlı değildir. Aynı zamanda geçmişle kurduğumuz bağın, kolektif hafızamızın, kimliğimizin bir parçasıdır. Konya, Mevlana ile anılır, Selçuklu mirasıyla bilinir hep; ama bu topraklarda Roma lejyonlarının ayak sesleri de duyulmuş, Bizans'ın taş ustaları da iz bırakmıştır.

Bugün yapılması gereken, bu çok katmanlı tarihi bir arada görmek, korumak ve anlatmaktır. Yerel yönetimler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları, bu alanların hem bilimsel hem de turistik potansiyelini değerlendirmeli. Koruma, yalnızca restorasyonla değil, aynı zamanda bilinçlendirme ile de olur. Çocuklarımıza bu antik kentlerin hikâyelerini anlatmalı, onları sadece bir “taş yığını” değil, geçmişin yaşayan tanıkları olarak görmelerini sağlamalıyız.

Konya’nın kültürel mirası yalnızca geçmişin değil, geleceğin de inşasında önemli bir yer tutuyor. Unutmayalım: Kültürel mirası korumak, sadece tarihçilere veya arkeologlara düşmez; bu, hepimizin ortak sorumluluğudur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa ÇİMEN Arşivi