BİR GENÇ KADININ KOSKOCA ÖMRÜNE, GELECEĞİNE, HAYALLERİNE 14,5 YIL BİÇİLDİ!
Pınar Gültekin davasından bahsediyorum… Muğla’da üniversite öğrencisiydi, henüz hayatının baharındaydı. Ancak hem Pınar’ın hem de ailesinin ve sevenlerinin hayatı bir gecede karanlığa büründü…
Peki ne olmuştu?
Cemal Metin Avcı, Pınar Gültekin’i bayıltarak bedenini varile atmış ve diri diri benzin döküp yakarak öldürmüştü. Üstelik bu da yetmemiş varilin üzerine beton döküp nehre atmıştı.
Cinayetin ardından sanık Cemal Metin Avcı, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Mahkemenin on üçüncü duruşması geçtiğimiz günlerde görüldü. Son sözü sorulan sanık Cemal Metin Avcı, pişman olduğunu belirterek, cinayeti tek başına işlediğini söyledi. Karşı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, cinayeti tasarlamadığını savunan Avcı, maktulün kendisini ailesiyle tehdit ettiğini ve yüklü miktarda para aldığını öne sürdü. Geçmişinin temiz olduğunu ve sabıka kaydının olmadığını savunan Avcı, mahkemeden son isteğinin adaletin doğru tecelli etmesi olduğunu dile getirdi.
İŞTE O ACI KARAR…
3. Ağır Ceza Mahkemesinden davanın on üçüncü duruşmasında herkesi hüzne boğan şok bir karar çıktı. Üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i canice öldüren Cemal Metin Avcı’ya “haksız tahrik indirimi” uygulandı ve hapis cezası 23 yıla indirildi. Katil yalnızca 14,5 yıl hapis yatıp çıkacak…
Bu karar aslında tüm katillere cesaret kadınlaraysa ihanet oldu…
Peki Avcı’nın iddiaları doğru muydu? Varsayalım ki doğru sebep ne olursa olsun bir kadın bu şekilde canice öldürülmeyi hak ediyor muydu?
Maalesef ki Türkiye’de düşünmesi bile korkutucu olan bir profesyonel kadın katilliği müessesesi oluştu. Katiller “haksız tahrik indirimi” yasasından faydalanabilmek için cinayetin öncesinde, o anda ve sonrasında neler diyeceğini tasarlıyor. Tıpkı bu davada olduğu gibi… Davada nasıl kendini savunacağını önceden ezberliyor mükemmel bir şekilde kurguluyor hatta ve hatta kendini dahi bu kurguya inandırıyor… İşte bu savunmalar sayesinde cezalar minimalize edilerek haksız tahrik indirimi kararı alınıyor.
Şimdi ben bir kadın olarak soruyorum…
Bu karar tüm katillere ödül değil mi?
Bu karar Pınar Gültekin’e, Münevver Karabulut’a, Özgecan Arslan’a, Emine Bulut’a, Azra Gülendam Haytaoğlu’na, Başak Cengiz’e ve daha ismini yazamadığım katledilen binlerce kadına ve hali hazırda zorbalığa, saygısızlığa, psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalan kadınlara, sırf kadın olduğu için ötekileştirilen sırf kadın olduğu için başarısızlığa sürüklenen hepsi bir kenara aslında tüm kadınlara ihanet değil mi?
Şimdi bu cinayeti tasarlamadan işlediğini savunan ancak bir çocuğa bile sorsan bu cinayeti tasarlayarak işlediğini söyleyeceği sanık Cemal Metin Avcı, 14 buçuk yıl sonra topluma yeniden karışmış olacak…
Ben verilen kararın bir üst mahkemeden döneceğine inanmak istiyorum… Bu kararın yanlış olduğunun bir an önce farkına varılması ve Pınar’ın ailesini bir hüzne daha sürüklenmemesi gerektiğine inanıyorum. Ben bir genç kadının hayatına 14,5 yıl biçildiğine inanmak istemiyorum. Ben ülkemin adaletine inanmak istiyorum!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.