KONYA HABER
Konya
Açık
17°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3197 %0,23
48,8110 %0,44
4.909,85 % 0,51
Ara

AHLAK EROZYONU

YAYINLAMA:

Son 20-25 yıldır ülkemizde yeni bir erozyon olayı daha yaşanmaya başladı. Bu sefer sadece selle ve yelle kaybedilen kutsal vatan topraklarımızın yeni sahibi eller olmaya başladı. Her yeri büyükşehir sınırları içine alarak başlatılan kamulaştırma, imara açma, plansız kentleşme ve madencilik faaliyetleri ile havaalanı, oto yollar, enerji santralleri gibi yatırımlar nedeniyle verimli tarım toprakları insan eliyle yok edilmeye başlandı. Bu yetmiyormuş gibi bir de ülkemize yerleşen yabancılara satılan topraklar yine insan eliyle erozyona uğratıldı.

Ancak özellikle son 10-15 yılda bir başka erozyon karşımıza çıktı. AHLAK EROZYONU.

Yüce Türk milleti kadim geleneği, örf adet ve inancıyla asırlardır Anadolu topraklarında birlik ve beraberlik içinde yaşarken artık bir birinden korkar hale geldi. Dostluklar, arkadaşlıklar, komşuluklar maalesef bitti. Merhamet, acıma, güven, itimat, küçüklere sevgi, büyüklere saygı kavramları kısaca toplumsal ahlak çöküntüye uğramaya devam ediyor.

Bir zamanlar dükkânı açık bırakıp namaza giden milletten, camilere kamera taktıran millete döndük. Adaletin, hukukun, haklıdan yana değil de güçlüden yana uygulandığı duygusunu hissetmeye başladık.

Lütfen her gün gelen haberlere, yaşanan olaylara bir bakın. Kadın cinayetleri, çocuk istismarları, sokak kavgaları eksik olmuyor. Sapıkların, canilerin, magandaların kol gezdiği şehirler var artık. Şahsen ben sokağa çıkmaktan, yalnız başına yürümekten korkar oldum.

Küçücük çocukların kaçırıldığı, istismara uğradığı, hatta öldürüldüğü; kadınların tehdit altında yaşadığı, her gün yeni bir kadın cinayetinin duyulduğu; katillerin, sapıkların denetimli serbestlik, adli kontrol şartı gibi bahanelerle sokaklara salıverildiği bir dünyada güvende olduğunuzu düşünür müsünüz?

Ülkeye döviz girsin diye vatandaşlık verdiğimiz mafya örgüt liderinin, mülteci ya da sığınmacı adıyla aramızda dolaşan işsiz güçsüz takımının, insanlıktan nasibini almamış nüfus fazlası erkek milletinin kol gezdiği bir ortamda iyilikten, doğruluktan kısacası güzel ahlaktan bahsetmek mümkün mü?

Öte yandan her akşam bazı televizyonlarda yayımlanan dizilere bir bakın lütfen, orta öğretim çağındaki çocukların sevgili edinmesi, gençlerin nikâhsız birlikteliklerinin, aile olmadan çocuk sahibi olunmasının normalleştirildiği, özendirildiği konuların işlendiği ve bunların çok beğenildiği bir ortamda ahlak kavramından nasıl bahsedilebiliriz ki?

Magazin programlarında boy gösteren sanatçılarının, şarkıcılarının, sosyal medya fenomenlerinin hayatımızı etkilediği, milyonlarca takipçisi olduğu yediğini, içtiğini, giydiğini, giymediğini, oturduğunu kalktığını sosyal medyada paylaşan görgüsüz sayısının arttığı bir dünyada ahlak kavramının değeri var mıdır, acaba?

Mevcut iktidarı destekleyen, her icraatını alkışlayan bir grup medya mensuplarının her şeyi güllük gülistanlık göstermeye devam ettiği; iktidar muhalifi medyanın da öldük bittik edebiyatı ile yüreklere korku saldığı bir ülkede basın ahlakından söz edilebilir mi?

Enflasyonun ciğerlerimize kadar işlediği; zenginin daha zengin olmaya devam ettiği; fakirin daha da yoksullaştırıldığı, aradaki makasın giderek açıldığı, orta direk vatandaşlığın ortadan kalktığı bir ortamda; türlü istatistik verilerle memurun, işçinin, emeklinin, dar gelirlinin hakkının verilemediği; çok büyük bir ekonomik sıkıntı içine mahkûm edildiği bir yerde hangi ahlaktan bahsedilir ki?

Küçük esnafın yok edildiği, bir bir kepenk kapatıldığı, tarım çalışanlarının ürettiklerinin karşılığının maliyetini dahi karşılamadığı, çiftçinin toprağa küstüğü bir ortamda ticari ahlaktan söz edilebilir mi?

Çalışma hayatım boyunca her türlü erozyonla mücadele etmeye çalıştım. Toprak dedemiz Merhum Hayrettin Karaca’nın açtığı yolda kutsal vatan topraklarımızın sele ve yele kurban gitmemesi için hem resmi hem de gönüllü çevreci olarak; vatanını yürekten seven bir vatandaş olarak görev aldım.

Ancak son yıllarda yaşanan ahlak erozyonu ile nasıl baş edeceğiz? Bilemiyorum. Sizin bir fikriniz var mı? Kalın sağlıcakla.

Yorumlar
A
Arif örs 11 ay önce
Eline yüreğine sağlık Acı gerçeklerden bahsederken satır aralarında kurtuluş reçetelerinden de basetmişsin bütün sorun kendilerine ünvanlar yükleyen yöneticilerimiz bu tehlikenin farkındayım....
BEĞENME
0
CEVAPLA
T
Temel Arış 11 ay önce
Kalemine sağlık Namık yüreğinden geldiği gibi yazmış sin çözümde yazının içinde anlayana tabi
BEĞENME
0
CEVAPLA
U
Utku Sümer 11 ay önce
Ağzına sağlık Namık'cim. Herkesin konuşmaya korktuğu şu zamanda çoğu kişinin sesi olduğuna inanıyorum.
BEĞENME
0
CEVAPLA
M
Mustafa YARILAN 11 ay önce
Namık beykalwmine yüreğine sağlık biz okula giderken ahlak dersi vardı o ders bizi hala etkiliyor şimdi bu ders neden kaldırıldı İnşallah bu yazılar vesile olursa milli eğitim bu konuya önem verir saygılarımls
BEĞENME
0
CEVAPLA