Namık CEYHAN

Namık CEYHAN

AHLAK EROZYONU

AHLAK EROZYONU

Son 20-25 yıldır ülkemizde yeni bir erozyon olayı daha yaşanmaya başladı. Bu sefer sadece selle ve yelle kaybedilen kutsal vatan topraklarımızın yeni sahibi eller olmaya başladı. Her yeri büyükşehir sınırları içine alarak başlatılan kamulaştırma, imara açma, plansız kentleşme ve madencilik faaliyetleri ile havaalanı, oto yollar, enerji santralleri gibi yatırımlar nedeniyle verimli tarım toprakları insan eliyle yok edilmeye başlandı. Bu yetmiyormuş gibi bir de ülkemize yerleşen yabancılara satılan topraklar yine insan eliyle erozyona uğratıldı.

Ancak özellikle son 10-15 yılda bir başka erozyon karşımıza çıktı. AHLAK EROZYONU.

Yüce Türk milleti kadim geleneği, örf adet ve inancıyla asırlardır Anadolu topraklarında birlik ve beraberlik içinde yaşarken artık bir birinden korkar hale geldi. Dostluklar, arkadaşlıklar, komşuluklar maalesef bitti. Merhamet, acıma, güven, itimat, küçüklere sevgi, büyüklere saygı kavramları kısaca toplumsal ahlak çöküntüye uğramaya devam ediyor.

Bir zamanlar dükkânı açık bırakıp namaza giden milletten, camilere kamera taktıran millete döndük. Adaletin, hukukun, haklıdan yana değil de güçlüden yana uygulandığı duygusunu hissetmeye başladık.

Lütfen her gün gelen haberlere, yaşanan olaylara bir bakın. Kadın cinayetleri, çocuk istismarları, sokak kavgaları eksik olmuyor. Sapıkların, canilerin, magandaların kol gezdiği şehirler var artık. Şahsen ben sokağa çıkmaktan, yalnız başına yürümekten korkar oldum.

Küçücük çocukların kaçırıldığı, istismara uğradığı, hatta öldürüldüğü; kadınların tehdit altında yaşadığı, her gün yeni bir kadın cinayetinin duyulduğu; katillerin, sapıkların denetimli serbestlik, adli kontrol şartı gibi bahanelerle sokaklara salıverildiği bir dünyada güvende olduğunuzu düşünür müsünüz?

Ülkeye döviz girsin diye vatandaşlık verdiğimiz mafya örgüt liderinin, mülteci ya da sığınmacı adıyla aramızda dolaşan işsiz güçsüz takımının, insanlıktan nasibini almamış nüfus fazlası erkek milletinin kol gezdiği bir ortamda iyilikten, doğruluktan kısacası güzel ahlaktan bahsetmek mümkün mü?

Öte yandan her akşam bazı televizyonlarda yayımlanan dizilere bir bakın lütfen, orta öğretim çağındaki çocukların sevgili edinmesi, gençlerin nikâhsız birlikteliklerinin, aile olmadan çocuk sahibi olunmasının normalleştirildiği, özendirildiği konuların işlendiği ve bunların çok beğenildiği bir ortamda ahlak kavramından nasıl bahsedilebiliriz ki?

Magazin programlarında boy gösteren sanatçılarının, şarkıcılarının, sosyal medya fenomenlerinin hayatımızı etkilediği, milyonlarca takipçisi olduğu yediğini, içtiğini, giydiğini, giymediğini, oturduğunu kalktığını sosyal medyada paylaşan görgüsüz sayısının arttığı bir dünyada ahlak kavramının değeri var mıdır, acaba?

Mevcut iktidarı destekleyen, her icraatını alkışlayan bir grup medya mensuplarının her şeyi güllük gülistanlık göstermeye devam ettiği; iktidar muhalifi medyanın da öldük bittik edebiyatı ile yüreklere korku saldığı bir ülkede basın ahlakından söz edilebilir mi?

Enflasyonun ciğerlerimize kadar işlediği; zenginin daha zengin olmaya devam ettiği; fakirin daha da yoksullaştırıldığı, aradaki makasın giderek açıldığı, orta direk vatandaşlığın ortadan kalktığı bir ortamda; türlü istatistik verilerle memurun, işçinin, emeklinin, dar gelirlinin hakkının verilemediği; çok büyük bir ekonomik sıkıntı içine mahkûm edildiği bir yerde hangi ahlaktan bahsedilir ki?

Küçük esnafın yok edildiği, bir bir kepenk kapatıldığı, tarım çalışanlarının ürettiklerinin karşılığının maliyetini dahi karşılamadığı, çiftçinin toprağa küstüğü bir ortamda ticari ahlaktan söz edilebilir mi?

Çalışma hayatım boyunca her türlü erozyonla mücadele etmeye çalıştım. Toprak dedemiz Merhum Hayrettin Karaca’nın açtığı yolda kutsal vatan topraklarımızın sele ve yele kurban gitmemesi için hem resmi hem de gönüllü çevreci olarak; vatanını yürekten seven bir vatandaş olarak görev aldım.

Ancak son yıllarda yaşanan ahlak erozyonu ile nasıl baş edeceğiz? Bilemiyorum. Sizin bir fikriniz var mı? Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Namık CEYHAN Arşivi