Namık CEYHAN

Namık CEYHAN

ÇÖLLEŞMEYLE MÜCADELE MİLLİ BİR GÖREVDİR

ÇÖLLEŞMEYLE MÜCADELE MİLLİ BİR GÖREVDİR

Birleşmiş Milletler tarafından dünya üzerinde kuraklık ve çölleşmenin etkilerini azaltmayı amacıyla 17 Haziran 1994'te Paris'te kabul edilen “Uluslararası Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi” nedeniyle her yıl 17 Haziran günü Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü olarak anılmaktadır. Aralık 1996'da yürürlüğe giren sözleşmeye Türkiye dâhil taraf ülke sayısı 194'tür.

Sözleşmede ÇÖLLEŞME, kurak, yarı kurak ve yarı nemli alanlarda iklim değişmeleri ve insan aktiviteleri sonucunda oluşan arazi bozunumu olarak tanımlamıştır.

Türkiye, aynı zamanda sözleşme karşısında “Gelişmiş ve Çölleşmeden Etkilenen Ülke” konumundadır. Burada ülkelerin, sadece topraklarının çölleşme ve diğer etkenler nedeniyle tahrip olma düzeylerine göre değil aynı zamanda ekonomik gelişme düzeylerine göre de yükümlülükleri ve çeşitli mekanizmalardan yararlanma olanakları belirlenmektedir

Çölleşmeyle Mücadele konusunda Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde bulunan Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen faaliyetler kapsamında ülke genelinde topraklarımızda görülen çölleşmeyi izleyerek, öncelikli ve hassas alanları tespit edilmektedir. Bu doğrultuda, TÜBİTAK ile işbirliği içerisinde yürütülen "Türkiye Çölleşme Modeli ve Hassasiyet Haritası Projesi" kapsamında ülkemize özgü çölleşme kriter ve göstergeleri belirlenmiştir. Söz konusu çalışma ile 7 kriter ve 48 gösterge tespit edilmiştir. Böylece ortaya konulan çölleşme modeli; çölleşmeyi iklim, su, toprak, arazi örtüsü, arazi kullanımı, topoğrafya, jeomorfoloji, sosyo-ekonomi ve yönetim olarak tüm yönleriyle bütüncül olarak ele almıştır. (https://cem.csb.gov.tr/collesme-ile-mucadele-i-103579 )

Söz konusu proje kapsamında ülkemize uygun CBS tabanlı çölleşme modeli oluşturulmuş ve ulusal ölçekte çölleşmeye duyarlı alanlar tespit edilerek "Türkiye Çölleşme Hassasiyet Haritası" üretilmiştir. Bu çalışma ile çölleşme açısından Türkiye'nin sıcak noktaları tespit edilmiştir.

https://webdosya.csb.gov.tr/db/cem/icerikler/03-3.-20211109151922.jpgOluşturulan 'Türkiye Çölleşme Hassasiyet Haritasına” göre Konya-Karapınar, Iğdır-Aralık ve Urfa-Ceylanpınar çölleşmeye çok yüksek derecede hassasiyet gösteren bölgeler olarak görülürken, Tuz Gölü havzası, Ereğli-Karaman bölgesi, Urfa-Ceylanpınar-Mardin-Batman hattı ile Eskişehir çevresi çölleşmeye orta ve yüksek derecede hassasiyet gösteren grup içinde yer almaktadır. Yapılan doğrulama ve kalibrasyon çalışmaları sonucunda Türkiye alansal varlığının %22.5'u çölleşmeye yüksek derecede hassasiyet gösterirken, %50.9'u orta, ve %18'i de düşük düzeyde çölleşme hassasiyetine sahiptir.

Görüldüğü üzere Konya-Karapınar Bölgesi en hassas konumda yer almaktadır. Yani bu bölgede yaşayan vatandaşlarımızın sorumluluğu bir kat daha fazladır. Kimsenin umurunda olmasa da Dünya’da ve ülkemizde bütün insanlığın geleceğini doğrudan etkileyecek en önemli çevresel konulardan biride Çölleşme ve Erozyonla mücadeledir. Kutsal vatan topraklarımızın çöl olmaması ve erozyonla yok olmaması için hep birlikte mücadele etmeliyiz. Bu konu ihmale gelmeyecek kadar önemli ve milli bir görevdir.

Yazımızı Kızılderili atasözü ile tamamlayalım: “Son ırmak kuruduğunda, son balık tutulduğunda, son ağaç kesildiğinde paranın yenemeyeceğini anlayacaksınız”. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Namık CEYHAN Arşivi