Namık CEYHAN

Namık CEYHAN

Toprak Dedeye Vefa/Vefasızlık

Toprak Dedeye Vefa/Vefasızlık

Çocukların Erozyon Dedesi, pek çoğumuzun Toprak Dedesi, Hayrettin KARACA’nın vefatının üzerinden bir yıl geçti. Uğruna bir ömür verdiği toprağa sırlanan Hayrettin Karaca 20 Ocak 2020 de yalan dünyaya veda etti. Geçen hafta vefatının seneyi devriyesinde vefa ve vefasızlığın ne demek olduğunu bir kez daha yaşadık. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun inşallah.

Kısa adı TEMA olan Türkiye Erozyonla Mücadele ve Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfının kurucu onursal başkanı Hayrettin KARACA yol arkadaşı Ali Nihat GÖKYİĞİT’le birlikte 1992 de “TÜRKİYE ÇÖL OLMASIN” diye yola çıktıklarında bir elin parmakları kadar insan varken çok kısa bir süre içinde yüzbinlere ulaştı ve TEMA o gün için bir halk hareketi haline geldi.

Ne diyorlardı: “Öncelikle ulusumuza, onun temsilcilerine, siyasal partilere ve hükümetlere, resmi ve özel kuruluşlara, eğitim kurumlarına, basın yayın organlarına, toprak erozyonunun nedenlerini, vahim sonuçlarını ve ülkemizin çöl olma tehlikesini anlatmak ve erozyonla mücadelenin milli bir mücadele olduğu gerçeği ile devlet politikası haline getirmek.” hedefine çok şükür onun sağlığında ulaştı. Ağaçlandırma bir milli mücadele haline çoktan geldi. Bu konuda rahmetli Karaca’nın ve yol arkadaşı sayın Gökyiğit’in çabaları her türlü takdirin üzerindedir.

Peki böyle önemli bir milli meseleye sahip çıkan önderlik eden adeta erozyonla, toprakla özdeşleşen ülkenin yeşil alanlarının çoğaltılmasında ivme sağlayan böyle bir insanın ardından yapılanların ne kadarı vefa, ne kadarı vefasızlık?

Merhum Hayrettin Karaca’nın vefatının hemen ardından bundan bir yıl önce BBNHABER gazetesindeki ilk köşe yazımda da belirttiğim gibi Allah’ıma şükrediyorum böyle bir insanı karşıma çıkardığı ve onunla ülkeme hizmet etme imkanını verdiği için. Lütfen onu anlatan ve onunla özel anılarımı paylaştığım yazımı okuyun. (https://www.bbnhaber.com.tr/yazi/toprak-dedenin-ardindan)

Toprak Dedeye Vefa/Vefasızlık

 

Bu sene 16-23 Ocak 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilen Hayrettin Karaca’yı anma haftasında kendisine en büyük vefayı TEMA’yı size emanet ediyorum dediği gönüllüleri gösterdi. Ülkenin dört bir yanında geçmişte onun tedrisatından geçmiş ama ayrılmış temsilcileri, gönüllüleri ile günümüzdeki temsilcileri ve gönüllüleri gösterdiler. Her gün sosyal medyada onu andılar, anılarını paylaştılar. Tabii ki Vakıf Genel Merkezinin düzenlediği çevrimiçi anma töreninde ise TEMA Vakfı yönetimi, çalışanları, yüzlerce gönüllüsü ve Sivil Toplum dünyası tarafından derin saygı, sevgi ve özlemle anıldı.

Peki ne ulusal ne de yerel medyada hak ettiği yeri buldu mu? HAYIR. Ben Konya’da yaşayan bir gönüllü olarak kendinden özür diliyorum.  Konya, Karaman, Aksaray, Niğde, velhasıl KOP Bölgesi ve Konya kapalı havzasında 1996-2011 yılları arasında yapılanlara TEMA Vakfı aracılığı ve önderliğinde gerçekleştirilen projelere bizzat şahit olan ve içinde yer alan kişi olarak bu vefasızlığa çok üzülüyorum.

1996-2011 yılları arasındaki dönemde yapılanların en çok dikkatlerinin toplandığı KARAPINAR ilçesi ve Erozyonla Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü 1998’den itibaren yapılanlara şahittir. Altmışlı yıllarda inşa edilen erozyon sahası kaderine terk edilmiş vaziyette iken 1999’da zamanın Cumhurbaşkanını (rahmetli Süleyman Demirel) oraya getiren ve yaptığı etkinliklerle uyguladığı kalkınma projeleri, hatıra ormanı projeleriyle sahayı canlandıran hareketlendiren tabii ki rahmetli Karaca önderliğindeki TEMA Vakfı oldu. Karapınar’dan ve devletin ilgili birimlerden bir ses duydunuz mu?

Konya Valisi olarak 1996’da göreve başladığı ilk zamanlarında TEMA Vakfını Konya’ya kazandıran ve Temsilcilik görevini üstlenmemi sağlayan zamanın Valisi T. Ziyaeddin AKBULUT ve sonrasında göreve gelen tüm valiler (bilhassa sayın Ahmet KAYHAN Valimiz) TEMA’ya çok destek oldular. Allah var o zamanların (1996-2011) Büyükşehir ve İlçe Belediye Başkanları, Garnizon ve Askeri Birlik Komutanları, Selçuk Üniversitesi Rektörleri, Kamu kurumları yöneticileri, Ticaret odası, Ticaret Borsası, Ziraat odası Başkanları, STK’lar, Allah hepsinden razı olsun ellerinden gelen desteği gösterdiler.

Ayrıca bir teşekkürde zamanın Çevre İl Müdürü Mehmet BİLGİÇ ve sonraki Çevre ve Orman Müdürleri, müdürlük çalışanlarına borçluyum. İdarecisinden çalışanına o zamanlarda hep destek oldular. O dönemde Konya ve çevresine 3 milyonun üzerinde ağaç ve çevre ile ilgili koruma ve kalkınma projeleri ile farkındalık kazandırıldı.  200 Binin üzerinde öğrenciye çevre ve erozyon eğitimleri verildi. Hasılı konu milli bir seferberlik halinde devam etti.

Konya merkez ilçelerinin yanı sıra Karapınar, Çumra, Ilgın, Akşehir, Ereğli, Beyşehir, Seydişehir, Ilgın, Sarayönü, Hadim ilçeleri ve köylerinde ağaçlandırma ve kırsal kalkınma projeleri; atık kağıdın çöp olmadığı gerçeğinden yola çıkarak oluşturulan Kozağaç’taki TEMA Atık Kağıt Ağaçlandırma sahası gibi pek çok eserin varlığını  – her ne kadar bazılarının tabelaları sökülse de-  en azından Allah biliyor.

Son 20 yıldır ülkemizin gündemine pek çok kez ağaçlandırma seferberliklerinin gelmesi, orman varlığımızın artması, erozyonla kaybedilen toprak miktarının azaltılması, hatta pek çok kamu ve özel kişi kurum ve kuruluşun, yerel yönetimlerin, meslek odalarının, çevre derneklerinin ağaçlandırma seferberliğinin temelinde de merhumun katkıları olduğu gerçeğini kimse inkâr edemez.

Tüm bunlara rağmen ne vefat ettiğinde ne de seneyi devriyesinde siyasilerden, Belediye Başkanlarından, kamu kurumlarından, meslek odalarından, çevre ile ilgilendikleri düşünülen sivil toplum örgütlerinden ses çıkmaması doğrusu vefasızlık değil de nedir? Bir Allah rahmet eylesin demek, bir Fatiha okumak o kadar zor mu? Rahmetli bunlardan fazlasını hak etmedi mi?

Hoş kendisini sadece tanıtılmak istendiği haliyle tanıyanlardan vefa beklemem. Üzerinden çıkarmadığı kırmızı kazağına bakıp kendisinin mevcut düzenin karşı görüşünde olduğunu düşünenlerden de vefa beklemem. Peki halen tarımla, toprakla, ormanla, ağaçlandırma ile hatta çevre ile ilgili kişi kurum ve kuruluşlar, geçmişte bizzat kendisinin eserlerine şahit olanlar neden hiç ses çıkarmadılar?

Halbuki o güzel insanın bize ilk söylediği “Din ve Siyaset Konuşmayın”, “Şiddete baş vurmayın, sokaklara dökülmeyin, proje ve alternatif çözümlerle ortaya çıkın”, “Toprak herkese lazım, toprağın siyaseti olmaz” “Toplumsal Barış Topraktan gelecektir. “Toprağın kıymetini bilin, toprak vermezse gerginlik olur, çatışma çıkar”, “Olanın olmayana, bilenin bilmeyene borcu vardır, borcunuzu ülkenize hizmet ederek ödeyin” öğütlerinin altına imza atmayacak var mıdır acaba?

Merhum Hayrettin Karaca, hayat dolu, neşeli, merhametli, insan seven biriydi. Gerçek bir Türk milliyetçiydi. İnsani değerlerimizi, dilimizi, kültürümüzü korumanında en az toprağı korumak kadar önemli olduğunu söyler ve örnek olurdu. En büyük gururu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktı. Ömrünü toprağa ve ülkemize adamıştı. Hepimizin gönlüne doğa sevgisi, insan sevgisi, vatan sevgisi, bayrak sevgisi tohumları ekti. O’nu hiçbir zaman unutmayacağız, unutturmayacağız.

Son olarak, biliyoruz ki gerçek liderler karanlıkta ışık tutarlar, umut aşılarlar, geleceğe yol gösterirler. Toprak dede, vatan sevgisiyle eş değer tuttuğu toprak sevgisini, erozyonla mücadeleyi, toprak, yaprak, bayrak sevdasını, doğa aşkını milyonlarca çocuğa, gence ve yetişkine aşıladı ve bu aşı tuttu. Biz ondan razıyız, Allah’ta razı olsun, inşallah.  Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun. El Fatiha. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Namık CEYHAN Arşivi