Namık CEYHAN

Namık CEYHAN

YENİ AKIM “İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ PROJELERİ”

YENİ AKIM “İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ PROJELERİ”

Son yıllarda başta devletin ilgili bakanlık ve bağlı kurumları ile Üniversiteler, Belediyeler, Sivil toplum örgütleri maşallah yüzlerce proje üretip Dünya Bankası, Avrupa Birliği başta olmak üzere Kalkınma Ajansları, TÜBİTAK ve daha başka fon kaynaklarından destek alıyorlar. Ellerine emeklerine sağlık. Bu projelerin pek çoğunun içeriği iklim değişikliği ve etkileri ile ilgili olduğu görülüyor.

Doksanlı yıllarda başlayan ve iki binli yılların ilk on yılında pek moda olan Çevre ve Çevre koruma projeleri ardından kuraklık ve su tasarrufu ile ilgili farkındalık projeleri ve nihayet son beş-on yıldır iklim krizi ve iklim değişikliği ile ilgili projelerin sayısı arttı. Hayırlı olsun. Ülkemize ve bölgemize faydalı sonuçlara vesile olmasını diliyorum.

Tabii ki projelerin pek çok iş süreçleri oluyor. Açılış toplantısından eğitim uygulama ve anket çalışmaları ve çalışma toplantıları (çalıştaylar) ve nihayet kapanış toplantıları. Her biri ayrı değer ve ayrı emek harcanıyor. Ortak nokta ilk başta protokol geliyor daha sonra emek veren ve ilgili gönüllülerle tamamlanıyor olması, birde otellerde lüks salonlarda yiyip içilmesi. Ellerine emeklerine sağlık.

Birleşmiş Milletler bu işin en tepesinde; Çevre Programı (UNEP) ile Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) 1988’de ortaklaşa ihdas ettiği Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) ortaya koyduğu insan kaynaklı faaliyetlerin neden olduğu küresel ısınmanın iklim üzerindeki etkilerine karşı, 1992 yılında Rio de Janeiro’da düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda imzaya açılan BMİDÇS, uluslararası alanda atılan ilk ve en önemli adımdır.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) kapsamında, iklim değişikliğinin azaltılması, adaptasyonu ve finansmanı hakkında BMİDÇS’nin iki uygulama aracı bulunmaktadır: Kyoto Protokolü (2005-2020 yılına kadar) ve Paris Anlaşması (2015 de imzalandı, 2020 yılından sonra). Her iki antlaşmanın da temel amacı iklim değişikliğine neden olan karbon başta olmak üzere sera gazı emisyonlarını azaltmak. Türkiye Cumhuriyeti ’de bu antlaşmaları imzaladı.

Son olarak Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) Taraflar Konferansı‘nın 28. Oturumu (TK-28 ya da COP-28), Aralık ayının ilk iki haftasında Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Dubai şehrinde gerçekleştirildi.

COP-28’de, fosil yakıt (petrol, doğal gaz ve kömür) lobilerinin ve fosil yakıt (özellikle petrol) üreticisi ülkelerin ve bu arada başta petrol krallıklarından Suudi Arabistan temsilcilerinin ve ev sahibi BAE’li konferans başkanının fosil yakıtları öven, Dünya’ya hala fosil yakıtlı ve ‘fosil enerjili’ bir gelecek sunmaya çalışan, ciddi hatta moral bozucu girişimlerine ve bilimi dışlamayı hedefleyen kafa karıştırıcı sonuçları olduğu gözleniyor.

Konya’da da Çevre Şehircilik ve İklim değişikliği Bakanlığı, Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığının ortak ya da taraf olduğu İklim ve çevre ile ilgili proje toplantılarından haberdar olduğumuza katıldım. Çok güzel konuşmalar ve sunumlar oldu. Hayırlı işler yapılacağını işittik. Yaşayıp göreceğiz.

Bu arada; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı himayelerinde, Konya Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde Konyada kurulan TÜBİTAK Temiz Enerji, İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Araştırma Enstitüsü ile İklim krizine uyum için Konya merkez oldu. Enstitüye çalışmalarında başarılar diliyorum.

Basından ve Sosyal medyadan öğrendiğime göre en sonu Konya Karbon Sertifikasyon ve Proje Geliştirme A.Ş ile MÜSİAD Konya Şubesi öncülüğünde düzenlenen KTO Karatay Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen "İklim Değişikliği ve Şehirlerin Geleceği” Çalıştayı. Her ne kadar benimde uzmanlık alanım olan bu konuda davet edilmesem de umarım amacına ulaşmıştır.

Bu arada yürütülen projelerin, toplantıların çevre kirliliğinde, hava kirliliğinde su tasarrufunda, kuraklığın azaltılmasında, iklim krizinin veya iklim değişikliğini durdurulmasında ne kadar etkili oldu, yaşayıp göreceğiz. Hoş görüyoruz da. Belli kesimlere bir farkındalık oluştu. Ancak maalesef herkes topu başkasına atıyor. Projeler kapandığında ne kadar sürdürülebilir oluyor, tartışılır. Elini taşın altına koyup çözüm odaklı çalışan çok az, nereye kadar daha bekleyeceğiz? Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Namık CEYHAN Arşivi