Mübarek Ramazan ayını idrak etmeye devam ediyoruz. Bugün Ramazan ayının 6. Günü. Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda iftar sofraları için verdiğimiz mücadeleden başka bir şey de göremiyorum. Ramazan ayının arefesinde çarşı pazarda korkunç bir alışveriş seferberliği vardı. Bir dost paylaşmış “ülkeye savaş mı yoksa kıtlık mı gelecek?” diye. Hakikaten tam da öyle bir manzara vardı. Arabalar ağzına kadar doluydu ve insanlar ellerine ne geçirdiyse sepete atıyordu. Allah olmayana da versin ne diyelim. Bugün değinmek istediğim konu israf konusudur. Ne yazık ki günümüzde artan tüketim alışkanlıkları israfın küresel bir sorun haline gelmesine neden oluyor. Kaynaklar sınırlı olunca da israf dünyanın bugününü ve yarınını tehdit ediyor. Bu bağlamda, bireyler olarak israfı önlemek, sürdürülebilir bir gelecek için sorumluluk almak önemli bir vazife haline geliyor.

İsraftan kaçınmanın temelinde, kaynakları doğru ve etkili bir şekilde kullanma bilinci yatar. İlk adım, tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirerek gereksiz harcamalardan kaçınmaktır. İhtiyaçlarımızı ve isteklerimizi dengeli bir şekilde değerlendirerek, kaynakları daha sürdürülebilir bir şekilde kullanabiliriz.

Gıda israfı da küresel anlamda büyük bir sorun teşkil ediyor. Birçok insanın yeterli beslenemediği, çocukların açlıktan öldüğü bir dünyada, israf edilen gıda miktarı ise korkunç boyutlarda. Bu noktada, bilinçli alışveriş yapmak, gıda stoklarını düzenli takip etmek ve tüketim tarihine dikkat etmek önemli adımlardır.

Enerji ve su gibi doğal kaynakları israf etmemek de önemli bir konudur. Elektrikli cihazları gereksiz yere açık bırakmamak, suyu tasarruflu kullanmak, hem bireysel tasarruf sağlar hem de çevresel etkileri azaltır. Ayrıca, geri dönüşüm alışkanlığını benimsemek de atıkların doğaya zarar vermesini önleyerek israfı azaltmada etkili bir yoldur.

Her birimiz, günlük alışkanlıklarımızı gözden geçirerek, kaynakları doğru ve sürdürülebilir bir şekilde kullanma sorumluluğunu taşımalıyız. Bu sayede, israfın yarattığı olumsuz etkileri azaltabilir ve daha yaşanabilir bir dünya için katkı sağlayabiliriz.

Ramazan ayı da ne yazık ki toplumumuzda israfın hat safhaya ulaştığı bir dönem oluyor. Ramazan ayının ruhuna da aykırı olarak tüketim çılgınlığı içerisine giriyor sanki hiç doymayacakmış gibi alışveriş yapıyoruz. Sonucunda da çöpler yemek ve gıda artıklarıyla doluyor. Tek kelime ile yazık, günah. Oysa Ramazan ayının paylaşımcı yönüne eğilebilsek, elimizdekini paylaşabilsek hem ruhen biz doyuma ulaşırız hem de garibanların sofraları şenlenir onlar doyuma ulaşır. İftar sofralarımız israf sofrası olmasın diyor ve Ramazan ayının hayırlar getirmesini diliyorum.