Konyaspor yine elindeki bir maçı galibiyet alamadan tamamladı. Bu kaçıncı sayamaz olduk artık. Eskilerin bir deyimi var ya “benim oğlum Bina okur, döner döner yine okur.” Bina, medreselerde okutulan bir Arapça gramer kitabı olarak tarif edilebilir. Arapça öğrenmenin zorluğundan mı medrese tahsilindeki sıkıntıdan mı yoksa tüm emeklerin heba olmasından mı nedir bilinmez bu söz kullanılmış.

Konyaspor da dönüp dönüp aynı hikayeyi yazıyor, okuyor ve okutuyor…

Artık yeter! Şu Antalya maçında puan kaybedilmesi akıl alır gibi değil. Elbette hakem kararları, son dakikada VAR maharetiyle çalınan penaltı çok tartışılacak. Lakin Konyaspor bu maçta en az 3-4 gol atacak pozisyonu üretti. Akıl almaz goller kaçtı.

Sezon başından bu yana Konyaspor’un futbolcu kalitesinden bahsettik. Bu maçta bir kez daha görüldü ki kalitemizde sorun var. En başta da golcü kalitemizde.

Hem Umut hem de Kramer net bir golcü değil. Her ikisi de daha çok rakip savunmayı yıpratacak, deyim yerindeyse topu indirecek isimler.

Atanın ve tutanın iyi olacak sözü çerçevesinde Konyaspor’da “atan” sıkıntısı çok ciddi şekilde hissediliyor. Ne yazık ki devre arasına kadar da çok fazla değişecek bir şey gözükmüyor.

****

Gelelim Recep Hoca’ya… Maçtan sonra sosyal medyada hocaya yönelik eleştiriler had safhadaydı. Ancak ben bu maçta hocalık bir durum göremedim. Hoca takımı iyi hazırlamış. Son haftaların formda takımı Antalya’ya pozisyon vermedik. Buna karşın Konyaspor’un bir topu direkten döndü, kaçan 3 net gol fırsatı var. Ayrıca rakibin engellediği iki de önemli atak söz konusu. Hücum anlamında tek eksik skor sayısını artıramamak oldu. Ndao, saçma sapan bir penaltıya sebebiyet vermese Konyaspor üç puanı çok rahat hanesine yazdıracaktı.

****

Ve hakemler… Halil Umut Meler; ne yazık ki Ankaragücü maçındaki o elim hadisenin etkilerini halen iliklerine kadar hissediyor. Kendinden emin düdükler çalarmış gibi yapıyor ama kafasının bir kenarında şüphe var!

Maçta birkaç çok ciddi hata yaptı. Öncelikle Oğulcan’ın cezasahası dışında indirilmesi net bir faul ve kırmızı kart (minimum sarı) olması gerekirken Oğulcan’ın taban gösterdiğine hükmedip endirekt serbest vuruşa hükmetti. Birkaç pozisyonda da Antalyalı oyuncuların hızlı hücumu kesme girişimlerini kartsız geçti. Onun dışında maçta çok ciddi bir hata yaptığını söyleyemeyiz.

Ancak VAR’daki Emre Malkoç maçın önüne geçmeyi başardı. Verdirdiği penaltı evlere şenlik. O penaltıdan her maçta 10 tane oluyor. Madem buna penaltı çaldırdın, niye Jevtovic’in rakip ceza sahasında kafaya çıkacağı sırada çekilmesini es geçtin?

Ne yazık ki VAR hakemleri enteresan müdahalelerle maçlara damga vurmaya devam ediyor.