Konyaspor ilk yarı değerlendirmesi
Konyaspor sezonun ilk yarısında hiç kimsenin önceden tahmin edemeyeceği bir şekilde takım olarak mükemmel iş çıkardı. Konyaspor’da herhalde tarihinde ilk defa işler yolunda gözüküyor. Sezon başında takım olarak kadro bozulmayarak her teknik direktörün arzuladığı az da olsa kadro derinliği olan bir takım ortaya çıkmış. Giden futbolcuların yerine kaleci hariç daha kaliteli oyuncular alınmış. 27,6 yaş ortalamasıyla ligin tecrübeli bir takımı olmuş. Göreve devam eden teknik direktörle hazırlık kamplarını profesyonelliğin gereği çok çalışarak en güzel şekilde geçirmiş. Sezon başında Konyaspor takımının tek dezavantajı yeni transferlerin takıma uyum sürecide çabuk atlatılmış. Bu süreçle birlikte futbolcular açısından geçen sene yaşanan birlikte takım olma olgusu da daha çok gelişmiş. Konyaspor açısından bu kadar başarı ve artıların içerisinde Konyaspor yönetimi kurulu olarak eksikleri de doğru tespit ederek devre arası transferlerini gerçekleştirmeliyiz.
Yönetim, teknik heyet, futbolcular, basın ve taraftar zincirleme halkasının da birbirinden kopmamasına dikkat etmeliyiz. Buradan bu başarıda emeği geçen başta başkan, yönetim kurulu, teknik direktör ve heyetini, kulüp çalışanlarını tebrik etmek boynumuzun borcudur.
Bu bilgiler ışığında Konyaspor Kulübü’nün olmazsa olmazı, olması gereken altyapı gerçeğine değinmek istiyorum. Bakıyorum iki aydır Konyaspor’un çıkışına başarısına takılıp kalmışız. Basın, taraftar, yönetim, futbolcu, teknik heyet herkes mutlu sevincimiz doruğa ulaştı. Ancak geçici olan bu güzel günlerimizde artık gerçeklerle yüzleşmemiz gerekir. Aykut hoca zamanında elde edilen lig üçüncülüğü kazanılan kupalardan sonra küme düşmemeye oynama sıkıntılarını unutmayalım. Konyaspor’un henüz çözülmemiş çok önemli sorunlarının olduğunu, her sene dökme suyla değirmenin dönmeyeceğini, bir gün suyunda bitebileceğini unutmamak lazım. Her sezonda büyük mali külfetlere girip alan değil de yetiştirip futbolcu satan bir kulüp olma amaç olmalıdır. Bu amaçta ancak altyapıya verilecek önemle gerçekleşir. Günümüzde milyar dolarlarla ifade edilen futbolun önemli bir sektör olması da altyapılara verilecek önemi daha da arttırıyor. Bu nedenle Konyaspor’umuzun da altyapı eğitimcilerinin katkılarıyla altyapıda ki çocuklarımızın okul eğitimlerini de aksatmayarak futboldan heyecan ve mutluluk duyacakları uygun bir ortam hazırlanmalıdır. Bu gençlerin kendilerinde var olan bireysel becerilerini grup çalışmalarına katabilme yaratıcılıklarını geliştirmeleri öncelikli amaç olarak düşünülmelidir. Güzel futbol kaliteli oyuncularla oynanacağına göre kaliteli ve karakterli oyuncu yetiştirmek altyapı eğitimcilerinin ilk hedefleri olmalıdır.
Sportif başarının yanı sıra, altyapılarına büyük önem vererek tesisler yaparak sporcu yetiştiren ve okullar açan kulüplerin başarı kriterleri uzun vade olmaktadır. Ayrıca kulüplerde kurumsal yapıyı tamamlayıp ekonomik anlamda hazırdan yemeyip gelir gider dengesini iyi sağlayarak kulübe sürekli ek gelirler kazandırmakta önemli bir başarı kriteridir. Dünya da başarılı olan futbol kulüplerini de inceleyecek olursak bu kulüpler idari ve mali sportif anlamda kendini ispatlamış gelir ve gider dengesini kulübün menfaatlerine göre ayarlamış olan kulüpler olduğunu unutmamak gerekir.
Yazımı Aykut Kocaman hocanın Konyaspor’la ilgili sözleriyle bitirmek istiyorum; “Başarıda, başarısızlıkta yönetimlerin eseridir. Başarıda teknik adamı ya da bazı sporcuları kahramanlaştırıp, başarısızlıkta yönetimleri yeren anlayış artık bitmeli. Çünkü başarısızlıkları yönetime fatura edip, başarıyı teknik direktöre bağlayan anlayış değişmeli. Çünkü başarıda da, başarısızlıkta da başaktör teknik direktörü seçen, transferleri yapan, teknik heyet ve sporculara çalışma koşullarını sağlayan yönetimlerdir.”
Keşke her teknik direktör başarıyı kendine mal etmeyip Aykut hoca gibi çalıştığı kulübün başkanını, yönetimini onure edebilse, doğruları söyleyebilse daha güzel daha anlamlı olmaz mı diye düşünmek gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.