Sima Güleser Polat

Sima Güleser Polat

Katliamın 29. Yılı...  Hocalı... (Xocalı Soyqırımı)

Katliamın 29. Yılı...  Hocalı... (Xocalı Soyqırımı)

Katliamın en acı gerçeklerinden birini aynen aktararak başlayacağım... Orada yaşananları Ermeni Gazeteci Kheriyan soğukkanlılıkla şu şekilde anlatıyor...

"Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hala yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı, sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim bir şey yoktu, ben Şuşa’ya döndüm. Onlar Haç’ın hatırı için savaşa devam ettiler.”

Bu soykırım, bu sivil katliam, ne çocuk, ne anne, ne baba ne de aile bildi... Diri diri yandılar ve duyulan o çığlıklar gerçekti.  Yakın dönemde tarihe yüz karası bir vahşet olarak yazdırdı kendini bu soykırım. Üzerinden 29 yıl geçmesine rağmen hâlâ orada yakılan ateş sönmedi.

NE YAŞANDI?

Türklere yönelik katliamlarla dolu insanlık tarihi. Belki de Türkler kadar zulme uğrayan başka ırk yoktur. Hep derin ve sessiz çığlıkları ile var olmaya çalıştı Türkler. Yakın tarihte Bosna'da yapılan Türk ve Müslüman soykırımı asla unutulmayacak. Halihazırda hala devam eden Çin'in, Kaşgar'ın emanetçileri Uygur Türklerine yönelik zulmü de durmaksızın devam ediyor. Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde (Doğu Türkistan) Soykırımı işkencelerin dışında, doğum kontrolü baskısıyla (demografik soykırım) devam ediyor... Çin orada bizim köklerimize, medeniyetimize köklerimize darbe vuruyor.  Dünya ise zulme sessiz... Ermenistan'ın sivillere yönelik saldırıları hep devam etti. Geçtiğimiz yüzyılda, 1918'de, Ermenistan, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de, 10 bine yakın insanı katletti. Bu vahşet tarih sayfalarında kanıtlı bir şekilde duruyor.  Ermenistan'ın yaptıklarının hesabını verme zamanı geldi de geçiyor bile. Rusya başta olmak üzere arkasına dış güçleri alarak devam eden Ermenistan'ın yakın zamandaki Azerbaycan Türklerine bir diğer zulmü de 1948-1953 yıllarına dayanıyor. O yıllarda büyük göçe tabi tutulan 150 bin Azeri, tarihi yurtları olan Ermenistan'dan kovularak bir kez daha tehcire bırakıldılar. Son soykırım ve göçe zorlama ise günümüzün modern dünyasında herkesin gözleri önünde 1988 yılında yaşandı. Azeri ve Ermeni halkı arasında devam eden Karabağ Savaşı'nda, Dağlık Karabağ'ın Hocalı bölgesi, Ermeniler için, tek havaalanın da Hocalı'da olmasının da etkisiyle, stratejik öneme sahip, askeri bir hedef niteliğindeydi.  Karabağ'ın başkenti Hankendi'den sonra, Azerbaycan üzerinde sözde toprak iddiasında bulunan Ermeniler, 1991'in son günlerinde Hocalı'yı ele geçirmek için harekete geçti. Hava yolları dahil tüm yolları kapattı. 25 Şubat gecesi Sovyet Rusların da yardımıyla, Hocalı'ya üç koldan saldırı düzenledi. Bu saldırı sadece işgalle kalmadı. Saldırıdan bir gün sonra toplu vahşet gerçekleşti. Yapılan otopsilerde cesetlerin çoğunun insanlık dışı muameleye maruz kalıp, işkenceyle öldürüldükleri ortaya çıktı. 106'sı kadın, 70'i yaşlı, 63'ü çocuk,  613 Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybetti. Katliamdan 487 kişi ağır yaralı olarak kurtuldu, Ermeni güçleri 1275 kişiyi esir aldı, bunların 150'sinden bir daha haber alınamadı.

Diğer yandan gözden kaçmasın hemen ekleyeyim, katliamı yapan Ermeni kuvvetlerinin komutanlarından biri, ismi daima soykırımla anılacak olan, Ermenistan'ın önceki devlet başkanı Serj Sarkisyan’dan başkası değil. Hiç bir davanın tarafı olmayan çocuklar katledildi o gün... Savaştan yakından uzaktan ilgisi olmayan çocuklar bu dünyada büyümeden acımasızca öldürüldüler. Hangi vicdan kaldırır bütün bunları... Sözde komutan Sarkisyan yıllar sonra yaptıklarıyla gurur duymayı bilecek sözler söyleyebildi. "Karabağ’da, Azerbaycanlılar bizden böyle bir hareket beklemiyorlardı ama biz yaptık" dedi ve huzurluca nefesini almaya devam etti.

Yaptıklarının arkasında sadece kendisi durmadı, bunun hesabını sormayan tüm devletler durdu. Yaşadığımız son yüzyılın en acılı katliamı olarak tarihe geçti Hocalı... Yaptıklarını marifet sananların sözde intikamlarının, sözde davalarının ardında...

Yıllardır soykırım mı değil mi tartışmaları sürerken orada insanlık söndü. İşgal edilen yerler  Azeri Türklerinindi. Ermenistan'a bu meseleden dolayı fiilen yaptırım uygulayan tek ülke her zaman Türkiye oldu. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hocalı Katliamı’nı Dağlık Karabağ’ın işgalinden bu yana gerçekleşen en kapsamlı sivil katliamı olarak nitelendiriyor. Azerbaycan Meclisi, 1994 yılında düzenlenen bir oturumla, 613 vatandaşının katledildiği hadiseyi, 'Hocalı Soykırımı' olarak kabul etti. Katliamın uluslararası tanınması uzun yıllar aldı. Azerbaycan'ın soykırım olarak üzerine basa basa söylediği katliam,  günümüzde 10 ülke ve ABD'nin 21 eyaleti tarafından kabul edildi.

AZERBAYCAN KARABAĞ'DIR...

Dağlık Karabağ'da Azerbaycan ile Ermenistan arasında, 27 Eylül 2020'de başlayıp 9 Kasım'da Azerbaycan'ın zaferi ile sona erdi.

Nitekim 28 yıl sonra Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Şuşa'da ezan sesi duyulacak diyerek kritik öneme sahip Şuşa kentinin Azerbaycan ordusu tarafından işgalci Ermeni güçlerinden kurtarıldığını duyurdu. Aliyev, "Hocalı kurbanlarının kanı yerde kalmadı, şehitlerimizin intikamı alındı. İntikamımızı savaş meydanında aldık." ifadelerini kullandı.

Acını ve yıllar sonra kazandığın zaferini yürekten paylaşıyorum Azerbaycan....

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sima Güleser Polat Arşivi