Uğur Özteke

Uğur Özteke

Biz bu virüsü yeneriz

Biz bu virüsü yeneriz

Haydi gelin bugün şehir ve ülke insanları olarak yarına çok daha ümitvar olarak bakalım.

Bugünlerde yine hem ülke, hem de fert fert ağır imtihanlardan geçtiğimizin farkındasınız değil mi?

Dua edelim inşallah imtihanlarımız bundan daha ağır olmasın.

Önce bazı okurlarımızın ifadesi ile “şu çeşmelere takılan abimizin” bence de çok doğru ve de hayırlı bir işi, işten öte tarihi bir misyonu şahıs olarak görev edinen büyüğümüzün yine tarihi çeşmelerimiz için dikkat çektiği konu ile başlayalım.

BELEDİYELER GRAFİTY İÇİN DUVARLAR YAPABİLİR Mİ?

Abimiz yazmış;

Çeşmeler Selçuklu ve Osmanlı ecdadımızın büyük bir emek, hayır ve sanat eseri olarak yaptırdıkları bir güzel mimari obje olarak korunmalı, aslına uygun kullanılmalı, mezar taşları kadar çeşmeler de bizim Türk milletinin suya verdiği önemi gösterdiği kadar tarihe vurduğu bir damga ve tapu senedi olarak da baştacımız olmalı, halk, çocuk ve gençler ve yetişkinler kıymetini bilmeli ve böyle saçma sapan ve hoyratça duvar yazıları için kullanmamalıdır. Bu da bir tür tarihe saygısızlık ve vandalizmdir. Tamam grafity de bir ihtiyaç ve gençlerin kendilerini ifade ve dışa vurum kaynağı denilebilir.

Lakin duvar boyama ihtiyacı duyan çocuk ve gençler için kay kay trampleni ve boyama duvarı yapılsa ve oralarda deşarj olsalar daha iyi olur, yoksa belediye çeşme duvarını bugün temizler yarın yine boyanır yani...”

Biz bu virüsü yeneriz

Biz bu virüsü yeneriz

Biz bu virüsü yeneriz

Biz bu virüsü yeneriz

............

Abimiz yazmasaydı hiç aklıma gelmezdi.

Evet Konya’mızda böyle duvarlara yazı yazan üstelik de bayağı bir emek veren gençler ile Nalçacı Caddesi’nden tutun Alaaddin Tepesine kadar ana caddelerde belediye otobüslerinin, arabaların arasında kay kay yapan büyük bölümü de öğrenci olan gençler var.

Belediyelerimiz bu gençler için yeni alanlar oluşturursa hem gençlerimizi hayati tehlikeden kurtarırız hem de yeni alanlarda gençler enerjilerini daha sağlıklı bir şekilde boşaltırlar.

BİZ BU VİRÜSÜ YENERİZ İNŞALLAH

Dünya yeni salgın hastalık ile bir yandan kırılıyor bir yandan da milyonlar ölüm korkusu ile yaşamayı öğrenmeye çalışıyorlar.

Aslında bu son salgından herkes üzerine düşen dersi çıkarması gerekir.

Belki içinde bulunduğumuz ayrı ayrı cephelerde savaşmanın, içeride sessizce bekleyen yeni tehlikelerin tedirginliği, öte yandan ekonomide ışık yanmış gibi görünse de daha kimsenin hissedemediği bir ortamda biz de tüm dünya insanları gibi diken üstünde dikilmiş duruyoruz.

Sağlık Bakanı Koca ve ekibinin ilk günden bu yana gösterişten şovdan uzak ama inanılmaz titiz gayretli çalışmaları ile şu anda şükürler olsun bu ölümcül hastalık topraklarımızda yok. İnşallah da olmaz.

Ama bırakın benim gibi cahilleri, alanında uzman hekimlerin bile kafalarını karıştıran konular var.

Bir hekim büyüğüm önceki akşam özetle şöyle diyordu;

Son iki haftayı özellikle İran, Irak, Çin gibi ülkelerde geçirmiş olanların, aile hekimlerine müracaat etmeleri halinde 14 güne tamamlamak üzere izinli sayılmalarının kararlaştırılması ve bu şekilde virüsle mücadele edilmesi ne kadar doğru?

Varsayalım ki buralara gidip gelmiş, mübarek topraklardan dönmüş ve orada hastalığı kapıp kapmadığını bilmediğimiz insan öncelikle aile fertleri ile temasa geçecek.

Çoluk çocuk, yaşlı genç demeden milletin içinde olacak ve bir gün de ateşle, halsizlikle, sağlık ocağına çıkıp gelecek. Milletin içinde sıra bekleyecek.

Dahası aynı yerde hamileler de, çocuklar da bulunacak. Bu şahıs onlarla sıra bekleyecek.

Peki bu insan ya hasta ise ya mikrobu taşıyorsa o an.

Üstelik tek hekim tek başına hastaya 14 gün rapor veremez.

Ve SGK tarafından da bu hastaya rapor parası ödenecek.

Rapor alan kişinin evde karantinası nasıl olacak?

Bunu kim kontrol edecek?

Üstelik de bu bir Bilim Kurulu kararı..”

...............

Bu durumu o anlarda başka ortamda bir profesöre sordum.

Dahası bu tedirginliği kelime kelime açtım.

O da Türkiye’nin şu anda çok doğru ve zamanında kararlar aldığını böyle bir durumun yaşanmasının çok zor bir ihtimal olduğunu ifade etti.

İçimdeki ses bizim Türkiye olarak düşmanlarımızı dışarda cephede, içeride kafalarını ezerek, tıpta da ilahi güçle yeneceğimizi söylüyor.

Allah büyük.

Bizim dünyanın son yıllarda yaşadığı o tüm bilmem ne griplerinden salgınlarına kadar yaşadığı tüm toplu ölümcül olaylarda olduğu gibi bunu da en az hasar ve kayıpla aşacağımıza inanıyorum.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Gönlü sağlam olmayan adamdan bilim adamı çıkmaz

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Sadece kameraların olduğu alanda hızımızı düşürüp ardından gez pedalını topuklamadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Uğur Özteke Arşivi