Devletten Kaçış Olmaz
Bir hafta önce “Şu yaz ne zaman gelecek?” diyerek soğuklardan şikayetçi olan bizler bakıyorum da üç dört gündür “yandık anam, bu ne sıcak” diye yaygara yapıyoruz.
Mübarek günlere şu illet salgının istilasında, bir de bu kavurucu sıcaklar ile girseydik ne olurdu halimiz?
Hiç geriye dönüp şöyle bir düşünüyor muyuz?
Elbette bunu düşünenler için ayrı bir anlam var iken, düşünmeyenler için zaten hayat böyle bir şey işte deyip geçiyoruz.
Yeni bir dört günlük sokağa çıkma yasağının son gününde sizden gelen homurtularda iyiden iyiye yükselmeye başladı, farkında mısınız?.
İnsanlarımız şimdiden “bayramda da sokağa çıkma yasağı olacak mı?” endişesindeler.
Düne kadar bayramda da sokağa çıkma yasağı olması taraftarı idim.
Ama çevremdeki insanlara bakıyorum, sizlerin söylediklerini dinliyorum, yazdıklarınızı okuyorum yok hayır benim dost doktorlarımda dahil hiç kimse kusura bakmasın artık ben de sokağa çıkma yasağına karşıyım(!)...
..............
“Hayırdır başına taş mı düştü?” diyeceksiniz.
Ya da “Senin de dengen bozuldu galiba” da diyebilirsiniz.
Hele hele pandemi tehlikesinin azaldığına ve bu işin bitti tükendi denilmesine de asla katılmıyorum.
Peki niye mi sokağa çıkma yasağına karşıyım?
Şunun için;
“Kontrollü normalleşme süreci diye AVM’lerden otellere turizmi açmanın adı nedir?
Bilmiyorsanız söyleyelim “PARA”...
Eğer bu milletin sağlığı ve canı para karşısında yenik duruma düşmüş ise o zaman salıverin gitsin beyler bu zaten öldük demektir.
Deniz, kum, güneş, turizm, para diyeceksin sonra insanların 70, 80, 90 yaşlarındaki analarını babalarını mübarek bayram günü görmesine “yasak” diyeceksin.
Dün sabah bir abimiz bu konuda şöyle diyordu “Uğur abi bayramda da yasak olacaksa olsun ama hiç değilse birinci dereceden akrabalarımızı görebilelim. Allah bilir ama belki bu insanların bir kısmının bu son bayramı son görüşmesi de olabilir”....
.........
Doğru mu?
Doğru...
O zaman büyüklerimizden bir ricamız var.
Lütfen kontrollü normalleşmede dengeyi sağlayın sizce de daha iyi olmaz mı?
******
VEFA GRUPLARI YORULDU MU?
Dün bu konuyu bilerek yazmadım.
Hani hafta başına güzel dileklerle isteklerle girelim dedik ya.
Aslında bunu bugünde yazmayacaktım.
Ama pazar akşamı gelen bir başka istek bu konuyu geç de olsa yazmam gerektirdiğini düşündürdü.
Cumartesi öğle saatlerine doğru bir dostumuz aradı.
80 küsur yaşındaki anneanne ve büyükbabasına kargo ile şehir dışından bir gıda paketi gelmiş.
Paketin içerisinde gıda olduğu için de sokağa çıkma yasağının bitmesini bekleyememişler.
Sokağa çıkma yasağı olduğu için kendisi dışarıya çıkamayacağından dolayı bulunduğu ilçenin Vefa Grubunun telefonlarını aramış.
Öğlene kadar aramış.
Hiç cevap veren olmamış.
Bunun üzerine bizi arayıp ne yapması gerektiğini söylüyordu.
Ben de garip bir durum olduğunu o zaman bulunduğu ilçenin belediyesini aramasını söyledim. Dostumuz teşekkür ederek telefonu kapattı.
Tekrar dönüş yapmadığı için ben belediyenin bu sıkıntıyı giderdiğine inanıyorum.
Ama bugüne kadar örnek çalışmalara imza atan Vefa Gruplarının koordinesinde telefonlara “alo” denmesinin dahi ne kadar büyük önem taşıdığını bir kez daha hatırlatalım istedik.
******
POLİS İKNA EDİLMEZ, POLİS GÖREVİNİ YAPAR
İşte yukarıdaki örneği şimdi yazacağım durum için vermiştim.
Pazar akşamı gece yarısına doğru çok sevdiğim saydığım bir eğitimcinin yazdıklarını sizinle paylaşmak istiyorum.
“Abiciğim sana çok acil bir işim düştü anneme eczaneden acil bir ilaç alıp vermem lazım. 112’yi aradım polisleri ikna ederseniz, randevunuz olursa gibi şeyler söylediler. Net bir sonuç alamadım. Bu konuda bilgin var mı abim selamlar”
.............
Daha sonra yazışmalarımız devam etti.
Eczane durumu depodan gelecek bilgiye göre çözmeye çalışacağını olmaz ise eczaneden bir kağıt isteme alternatifleri gündeme geldi.
İş sonunda çözülmesine çözüldü amma velakin burada şu noktayı bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Hani olağanüstü durumlardan geçtiğimiz bu günlerde her sıkışan “Polisi ara”, “Polisi ikna et” derse sadece polis değil devletin hiyarejisi yandı! demektir.
Yahu polisi ikna etmek ne demek?
Polis yasaların kendisine verdiği yetkiyi ve kuralları uygular.
Polis elbette ikna olmaz yasa dışı hiçbir şeyi de görmezden gelmez, gelemez.
Yine bu vesile ile bir şeyi daha söyleyeyim de karnımın şişi iniversin.
Aylardır devletin polisinin, askerinin falanca istedi diye verilen adrese doğum günü pastası götürmesi, falanca mutlu olacak diye şunu bunu götürmesine de fena içerliyorum.
Yahu 80 yaşındaki anan baban bugünlere yaş pastalı doğum günleri kutlaması ile mi geldi?
İnsan biraz utanır.
El insaf yahu.
******
DEVLET ENİNDE SONUNDA YAKALAR
Bir hafta, on gün önce bir okurumuzun yaşadığı bir olaydan söz etmiştik.
Bir okurumuz Hıfzısıhha kanununun duruma göre farklı uygulandığını, şantiye alanlarına gidip gelirken servislerde fazla işçi bulunduğunu iddia ediyor ve şikayetini de şöyle noktalıyordu;
“Sayın Valim Cüneyt Orhan Toprak Bey yazımızı okursa ricam yasağa rağmen şehirden personel götüren devletin kanununu yok hükmünde gören bu densizlere gereken cevabı vermesi tek temennimizdir. Hayat Eve Sığar diyoruz ama eve değil insanlara zindan edenler hakkında derhal soruşturma başlatılmalı.”
..............
Evet yazının yayınlandığı gün öğle saatlerinde Konya Valiliği görevlileri Vali Sayın Toprak’ın talimatı ile düğmeye bastılar.
Emniyet ve Jandarma üç gün arka arkaya yaptığı operasyonlar ile işçi taşıyan servislerde kurallara uymayanlar hakkında yasal işlemler yapıldı.
Denetimler aralıksız sürdürüldü ve sürdürülüyor.
Yasalara ve genelgelere tam olarak uymayan işletmeler hakkında para cezası dışında yasal prosüdür de uygulanıyor.
Yani işçisinin böylesine zor günlerde hakkını ve sağlığını korumayanlara devlet gerekeni yaptı.
Hatırlayın o gün de yazmıştık.
Sabırlı olun ve inanın.
Türk polisi, Türk askeri zıplayan, zıpladığını sanan çekirgeleri eninde sonunda yakalar.
Biz de bu vesile ile duyarılılıkları ve hassasiyetleri için başta Sayın Valimiz Cüneyit Orhan Toprak Bey olmak üzere polisimize ve jandarmamıza teşekkür ederiz.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Başkalarının kalbini incitmeden sakının. Çünkü başkasına verdiğin acının zehri er ya da geç sana geri döner.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Seyir halindeki aracın camından maskeyi caddeye fırlatmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.