FETÖ, PKK’dan da, 28 Şubat’tan da...
Yeni bir ayın, mart ayının ilk yazısı ile sizlerle birlikteyiz. Atalarımızın o güzel sözü “Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır”... sözü bakalım bu martta neler yapacak?
Yalnız şu gidişat ile kazma küreği yaktırır mı yaktırmaz mı bilemeyiz.
Bildiğimiz tek şey bu martın diğer martlardan farkı “çok can yakacağı” gerçeğidir.
2021 Mart’ı corona ve coronadan etkilenen 7’den 77’ye insanlarımız ile tarihe geçecek bir şekilde yaşayacağız.
Ülke olarak bu akşam Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarına ve müjdelerine kilitleneceğiz.
Kilitlenelim.
Ama Sayın Cumhurbaşkanımızın Konya ile ilgili bir müjde vereceğini tahmin etmiyorum.
Niye?
Sağlık Bakanı Sayın Koca’nın açıkladığı tabloya göre Konya kıpkırmızı da ondan.
Böyle kırmızı ortamda okullar nasıl açılır, lokantalar ve kafeler nasıl açılır? Bilemem artık. En iyisini büyükler bilir.
...........
Bu arada şehir kıpkırmızı da olsa aşılama işi tam gaz ve eksiksiz gidiyor. Sırasına göre birinci ve ikinci doz aşı işi ekipler tarafından cumartesi, pazar merkez ilçe demeden yapılıyor. Allah’ın izni ile biz millet olarak bu zıkkım virüsün hakkından gelmeye geleceğiz ama fedakâr sağlıkçıların hakkını nasıl ödeyeceğiz onu da bilmiyorum.
******
TEKEL BİNASI NE OLACAK?
Geçenlerde de yazmıştık. Konya’mızın eskisi ile yeni Konya’sı ile Alaaddin Tepesi’nden Mevlana Caddesi üzerindeki eski TEKEL binasının ne olacağını kimse bilmiyor gibi.
Bilinen tek şey bu bina özelleştirmeden alındı. Daha sonra alan kişiye ulaşılmış. Burası vakıf denmiş. Sonrası dedikodu ve söylentiler ile bugüne kadar olduğu gibi durduğu şekilde duruyor işte.
Uğur Başkan tarihi tepenin çevresinde cephe güzelleştirme çalışmasının ikinci aşaması için caddeye de başlamış.
Dahası bunu hukukçu dostumuz Tevfik Buğdaycı abimizin cumartesi günü bize gönderdiği bu fotoğraf karesi ile öğreniyorduk.
Evet böylesine tarihi bir caddede bu binanın görüntüsü çok çirkin dahası iğrençti. Tevfik abi ile fotoğraf karesini gönderdikten sonra bina ile ilgili olarak sohbet ettik. Tevfik abi soruyordu, “Bu bina Büyükşehir’e mi geçti? Binanın restorasyonunu Büyükşehir mi yapacak?”...
Vallahi bu soruların cevabını bilemeyiz.
İnşallah bugün Büyükşehir’deki dostlara sorar öğreniriz.
Ama şuan da görünen Büyükşehir bu binanın çirkin görüntüsünü ortadan kaldırmak için bir çalışma yapıyor gibi.
******
BU ZİHNİYETİ NASIL YOK EDECEĞİZ?
İşte cumartesi gecesi şehir sevdalısı, duyarlı bir büyüğümüzün bize özelden gönderdiği fotoğraf kareleri
“Burası Fetih Caddesi. Yol ortasına rögar kapağı yapılmış. Ancak tamamlamadan böylece yarım bırakmışlar. Gitmişler. Bu kazaya açıkça davetiye çıkarmaktır. Alenen sorumsuzluk bu abim...”
Evet maalesef çok kötü dahası korkunç bir görüntü. Çünkü Uğur Başkan’ın ve ekibinin vizyonunu biliyoruz. Ama icraatlarda dün ile bugünün bir farkı yok değil mi?
Sonuçta bu görüntüler şehrimize ve yöneticilerimize dolayısıyla bize yakışmıyor değil mi?
.........
Rögar kapağı demişken geçenlerde bu sütunlarda fotoğrafı ile dile getirdiğimiz Özalkent PTT’sine yakın kavşaktaki rögar çukuru yapılmış. Kim yaptı ise teşekkür ediyoruz.
******
FETÖ’NÜN DERİNLİĞİNİ KİMSE BİLEMEZ
Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendisini gibi bilir. Bu sütunlardan tanıyanlar ise üç aşağı beş yukarı duruşumuza tanıktırlar.
Ülkede bu günlerde 28 Şubat ve 28 Şubat’ın insanlar üzerindeki travmaları konuşuluyor.
Mesela AK Parti milletvekili olan Habibe Öçal Hanımefendi “28 Şubat’ın ortaya çıkardığı tahribat başörtüsü zulmünden çok daha ötesindedir” diyordu.
Hanımefendi çok doğru söylemiş.
İnsanların yaşadıkları haksızlıkların ve sonucundaki tahribatı ancak yaşayanlar bilir.
..........
Geçtiğimiz hafta boyunca polis ve adliye arasında hukukçular ile yaşadığım bir olay ve bunun tahribatını da ancak yaşayanlar bilir. Diğerleri için bu ancak göstermelik sözler ve açıklamalardır.
............
Avcı değilim. Hiç ava çıkmadım. Ama 90’lı yıllarda aldığım bir tüfeğim var. İki üç ay önce tüfeği depoda bulunca bunun vizesinin geçtiğini hatırladım. Evet buldum vizesi 2002’de dolmuştu. Hemen apar topar eksiklerimi ve istenilenleri tamamlayarak tüfeğin vizesini yenilemeye gittim. Emniyetteki görevliler tek tek evraklarımı kontrol ettiler ve “tamam” dediler. “Bir aya kadar adresinize yeni kartınız gelir” dediler.
Bir ay geçti ne gelen var ne giden var.
Tekrar gittim. “Evrak gelmedi bizde mi bir hata var?” diye sordum.
Görevli ve yetkili polis “Evet örgüt üyesisiniz!” demez mi?
Oda başıma yıkıldı. Dünyam şaştı. Odada 5 polis var. Yanımda da bir arkadaşım. Ve hiçbir sabıka kaydım yok. Geçenlerde yeşil pasaportumun vizesini yeniledim. Şoktayım diyorum ki “Örgüt üyesi değilim”... Sürekli yurt dışına çıkıyorum. Sorun yaşamıyorum. Şimdi kaçak olan Emniyet müdürünün sayesinde öyle bir olay yaşadım ama dava çoktan kapandı”.
Rütbeli polis müdürü av tezkeresini veremeyeceklerini söylüyor çünkü “örgüt üyesi”yim...
..........
Evet evet şimdi yeniden geriye dönelim ve ne olur siz de tarihlere kilitlenin lütfen.
Yıl: 2007...
Uğur Özteke yani bendeniz “Örgütün basın yoluyla propagandasını yapmak”tan mübarek bir ramazan günü sahur sonrası evden alınmış, basına gösterilmiş, hücreye atılmış dahası 16 saat tuvalete bile gitmeme izin verilmemişti.
Ve hâlâ bugün bana “Örgüt üyesi” dedirten o günün Konya Emniyetinin 1 numarası şimdi ABD’de kaçak ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından kırmızı bültenle aranıyor.
O, 1 numaranın A takımı, 2 numarası, 3 numarası, 4 numarası... yani A takımı cezaevinde cezaları onaylanmış durumdalar.
.........
Bu millet dahası siyasiler ve bürokratların “HOCAEFENDİ” dediklerine bu garip Uğur Özteke 2007’den önce...... demişti. O gün, bugünün kaçak 1 numarasına ne dediğimin canlı şahidi de Hasan Angı abimiz ile rahmetli Muharrem Candan idi. (İkisi de o gün AK Parti vekilleriydi)
................
Olsun şimdi ben yine bir polis merkezindeyim ve teknolojide aya çıkmaya hazırlanırken rütbeli müdüre durumu anlatmama rağmen bana “Biz evrağınıza ulaşamıyoruz. Terör savcılığına gidin mahkeme kararınızı getirin” diyordu.
..........
AK Partili vekil hanımefendi diyor ya “ZULMÜN ÖTESİNDEKİ TAHRİBAT”...
..............
Bir hafta adliye-polis merkezi arasında gitgeller yaşıyoruz. Sinir sistemi eksilerde. O polislerin gözünde resmen “örgüt üyesiyim”
Hafta sonu yaklaşırken hukukçu dostlarımın yardımı ile Konya .... Ağır Ceza Mahkemisinin elektronik imzalı “BERAAT” kararını iki ayrı belge ile veriyorum.
Aldığım cevap ne biliyor musunuz?
“Diğer sanıkların mahkeme kararları yok ama”
........................
Tüfeği polise teslim etmeye karar verdim. O yetkili müdüre de bunu odadaki bütün polislerin huzurunda ifade ettim. Sürekli yurt dışına gidebiliyorum. Hiçbir yerde sabıka kaydım yok ama ben maalesef polisin gözünde hâlâ “örgüt üyesi”(!).” yim.
..............
Bir kere daha anlıyorum ki FETÖ denilen alçak örgütün bu milletin üzerinde ve içinde bıraktığı tahribatı kimse ama kimse önlemeyecek.
Bir kez daha anladım ki bu alçak FETÖ, PKK’dan da, 28 Şubatçılardan da çok daha tehlikeli.
Evet “BU ZULMÜN ÖTESİNDEKİ TARİFSİZ TAHRİBAT...” tır
.............
Hücreye atıldığım tarih 2007
Darbe girişimi 2016
Bugün 2021
.............
Anlayan anlıyor değil mi?
Allah beterinden korusun diyorum başka da bir şey demiyorum.
Ben şimdi kulluk hakkımı kime helal edeyim ya da etmeyeyim?
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Arada bir aynaya bakmalı insan, “güzel miyim diye değil, insan mıyım?” diye…
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Trafikte, bürokraside, özelde sabırlı olmayı becerebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.