İzninizle bugün hızla yine kısa kısa bilgi paylaşımı ve sizlerden gelen notları yazmaya başlayalım.

BİR MİLLETİN AKLI İLE BU KADAR MI OYNANIR?

Aşağıdaki yazıyı sizinle paylaşmak için epeydir bekledim hatta çok sevdiğim birkaç dostuma büyüğüme de sordum. Yazıyı okudum ve “Bu yazıyı okurlarımızla paylaşsam bana sıkıntı verir mi?” diye.

Kime sorsam “yaz çok acı ama adam doğru yazmış” dedi.

Ben de bu yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum.

Yalnız yazıdan önce şunu da demesem karnım şişer; 

“Ben kendimi bildim bileli birileri bu milletin aklı ile oynayıp kendi cenahlarında puan, para, servet makam ve şöhret kazanmaya devam ediyorlar”. Film hep aynı, film hiç mi hiç değişmiyor. Sadece aktörleri değişiyor o kadar”.

...............

Aslında aşağıdaki bu yazıyı görüp görmezden geçmiştim.

Çünkü bu işler milletin aklı ile resmen oynamaktır. Ama son günlerde kusura bakmasın ama Sayın Sağlar’ın iğrenç ifadeleriyle bu saf temiz koca yürekli milletin önünde yine birileri hâlâ başörtüsü tartışması yapıyor ya içim yanıyor içim.

Allah aşkına bu millet can derdinde. Bu millet ekmek aş iş derdinde. Arka arkaya her şeye gelen zamlar insanların canını yakıyor.

Bu milletin dünyasında başörtüsü ya da başı açık kadın diye bir mesele yok. Beyninde ve ağzında olanlar ise zaten sokaktan, semt pazarından, dolmuştan belediye otobüsünden uzak zihniyettir.

Şimdi gelin paylaşıp paylaşmamakta çok düşündüğüm yazıya.

Bunu solcu, kominist, ateist bir isim söylese yazsa benim de hiç umurumda olmaz idi.

Ama Yeni Akit Gazetesi eski yazarı Lütfü Oflaz, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çağrısıyla 81 ilde yapılan yağmur duasını eleştirmiş. 
Buyurun ister üzülerek, ister günaha girerek, isterseniz bildiğinizi yaparak Lütfü Oflaz Bey’in, Independent Türkçe’deki “DUAYLA YAĞMUR YAĞSA, ARABİSTAN ÇÖLÜ AMAZON ORMANI OLURDU!” başlıklı yazısı:
“Diyanet, yağmur duası çağrısından önce 81 ilde ağaç dikme çağrısı yapmalıydı. Düzensiz yapılaşma uğruna her Allah'ın günü binlerce ağacın kesilmesine, ormanların yok edilmesine, her yerin betonlaştırılmasına karşı çıkmalıydı. 'Ağacı sev, ormanı koru' diyerek, ağaçların, ormanın olduğu yerlere yağmurun yağacağını cemaate anlatmalıydı. Bunları yapmayıp sırf yağmur duası yapmakla yağmur yağar mı?” ifadelerini kullandı.
“Duayla yağmur yağsa, Arabistan çölü Amazon ormanları gibi olmaz mı?” diyen Oflaz şöyle devam etti:“Aklını kullanmazsan ormanları bile çölleştirebilirsin. Ama aklını kullanırsan çölleri bile ormanlaştırabilir, vahalaştırabilirsin. Nitekim İsrailliler akıllarını kullanıp bunu gerçekleştirdiler. İsrailliler çölü sebze meyve yetiştirilecek hale getirdiler.
Akıllarını kullanıp geliştirdikleri tarım teknolojileri sayesinde hemen her türlü meyve ve sebzeyi yetiştiriyorlar. Kavundan karpuza, üzümden hurmaya, domatesten bibere, patlıcana kadar her şeyi üretebiliyorlar. Ürettikleri ürünlerin yüzde 10'uyla kendilerini besliyorlar. Ürettikleri ürünlerin yüzde 90'ını ise ihraç edip Avrupa'yı, Amerika'yı besliyorlar. Çölde yılda dört kez ürün alabilmek gibi bir mucizeyi gerçekleştiriyorlar. Peki, bu mucizeyi nasıl gerçekleştiriyorlar? Yerin yedi kat altındaki tuzlu suları yukarıya çekip, bu tuzlu suları kurdukları güneş enerji panellerinde ürettikleri elektrik enerjisiyle arıtıp tarımda kullanılıyorlar. Kurdukları kapalı sera ortamında toprak altına döşedikleri borularla bitki köklerinin sıcaklığını 12 ay sabit tutuyorlar. Bu borular sayesinde kışın sıcaklığı arttırıp yazın sıcaklığı düşürüyorlar. Böylece yılın 12 ayı sürekli yeni ürünler alıyorlar. Sebze meyvenin yanında çiçek de üretip ihraç ediyorlar. Dahası, ilaç sanayiinde kullanılmak üzere bitkiler üretmek için de çalışıyorlar.
Özellikle de kan kanseri ile göğüs kanseri başta olmak üzere, kanser ilaçlarında kullanılacak bitkiler üretmek için çalışıyorlar. Ayrıca kemiklerde on kat daha hızlı tedavi sağlayacak ilaç için okyanus suyu ortamı hazırlanmış akvaryumlarda mercanlar yetiştiriyorlar.
Evet, aklını kullananlar çölü vahaya çevirip bu mucizeleri gerçekleştiriyorlar. Aklını kullanmayanlar ise ormanlık alanları bile çöle çeviriyorlar. Ondan sonra da yağmur duasıyla yağmurun yağacağı gibi bir akılsızlık sergiliyorlar. Oysa Allah insana aklı kullanması için verdi. Verdiği aklı kullanmayanlara, "Yağdır Mevlam su" diye dua etmekten başka hiçbir şey yapmayanlara Allah yardım eder mi?”

Kuruyan yeryüzü her zamankinden daha çok Rabbimizin rahmetine muhtaç

Bu konuda bir ayeti de sizinle paylaşarak bu sıkıntılı konuya noktayı koymak istiyorum;

Allah (cc) buyuruyor ki: "O’nun (kudretinin) delillerinden biri de, doğrusu senin yeryüzünü kupkuru görmendir; fakat onun üzerine o suyu (yağmuru) indirdiğimiz zaman, (yeryüzü, çeşit çeşit bitkiler ile) harekete geçer, kabarır. Şüphesiz ki ona hayat veren, elbette ölüleri de dirilticidir. Çünki O, her şeye hakkıyla gücü yetendir." (Fussılet suresi 39)

******

BUNA NE DERSİNİZ?

Dünya Sağlık Örgütü’nün incelemelerde bulunmak için gittiği Çin’in Wuhan kenti ile ilgili kritik bir açıklama ABD’den geldi…

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Matthew Pottinger, İngiliz mevkidaşları ve yetkililerle yaptığı görüşme sonrasında corona virüsü salgınının arkasında Çin’in olduğunu söyledi.

Pottinger, “Virüsün arkasında Çin hükümetinin Wuhan’daki laboratuvarının olduğuna dair kanıtlar giderek artıyor. Kayıtlar salgının Çin’deki hayvan pazarından çıktığına dair iddiaların da gerçek olmadığını gösteriyor” dedi.

******

İLK HASTA HALEN BULUNAMADI

ABD’de 2020 yılının ocak ayında corona virüsü salgını ile ilgili uyarılarda bulunan ve Çin’i daha önce de suçlayan Pottinger’ın açıklamaları o zaman tartışma yaratmış ve Dünya Sağlık Örgütü salgının kaynağını keşfetmek için bölgeye gitmişti. Henüz yapılan incelemelere göre Çin’de corona virüsü bulaşan ilk hasta henüz bulunamadı.

Geçen yıl Covid-19 ile ilgili incelemelerde bulunan Çinli uzmanlar Covid-19’un laboratuvar ortamında geliştirilen “insan yapımı bir virüs” olduğunu öne sürmüştü.

******

DEVLETİNİ VATANINI MİLLETİNİ SEVEN İŞ DÜNYASININ SIKINTISI

Bu bilginin en geniş halini BBN HABER MERKEZİ’miz sizler için haber yaptı. Ama bununla ilgili olarak bize ilk ışığı tutan iş adamımızın bu notunu da sizlerle paylaşmak bizim boynumuzun borcu.

Dostumuz şöyle diyordu; 

“Uğur abi malumunuz üzere bizler demir ticareti yapıyoruz. Maalesef sektörde son yıllarda naylon fatura denilen illetle tüm demirci arkadaşlarımızla muzdarip oluyoruz. Bu konuyu ayrıca Ticaret Odası Başkanı Seyun Selçuk Bey’e de ileteceğiz. Uğur abi saygılar sunarım iyi akşamlar...”

...........

Bizim Anadolu’nun insanı iş adamı hep böyle temiz ve kocaman yüreklidir.

Bu vesile ile bu insanlarımıza bir kez daha huzurlarınızda teşekür ederim.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Musibetler misafirdir evde sabrı görmezse yatıya kalır... Nimetler de misafirdir evde şükrü görmezse çeker gider.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Pandemi döneminde asansöre yine omuz omuz birbirimiziiteleye kakalaya binmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.