MİLLİ EĞİTİM’DEKİ SORUNLU(!) ..
Biz gazeteciler için en büyük mutluluk nedir biliyor musunuz?
Yazdığınız yazının, yaptığınız haberin kamuoyundan ilgi görmesidir.
Eğer her gün köşe yazısı yazmaya çalışan bir insan iseniz yazdığınız tepki görmüyor ve yazınıza yorum gelmiyorsa siz çalışmıyor ve kendi kendinize oynuyorsunuz demektir.
Haaa bir de işin profesyoneli iseniz (Yine yanlış anlaşılma olmasın birileri yine sen profesyonel misin diye çıkış yapabilir. Söyle ki ben profesyonelim çünkü yaptığım işin karşılığı olarak para alıyorum. Bunu kastettim) kesinlikle kendiniz çalıp kendiniz oynayamazsınız.
Yazınızın kamuoyundan ses getirmesi gerekir dedik yaaa Allah’a çok şükür en rahat yazılarımız bile her gün Allah’ın her günü iyi ya da kötü ses getiriyor. Biz de o gelen ses ile nefes alıp ya heyecanımıza heyecan katıyoruz ya da bir yerde durup kendimize yeniden çeki düzen veriyoruz.
..........
İki gün önceki bir velimizin şikayeti de Allah’ıma şükürler olsun iyi ses getirdi. Ve dün sabah bile hiç tanımadığımız, bilmediğimiz, eğitimcilerimiz bize BBN Haber’in santralinden ulaştılar. Ardından kendileri ile birebir telefon görüşmesi yaptığımız hocalarımız bize bu konuda çok daha sağlıklı bilgiler verdiler. Ve bize kızanı ile kızmayanı ile eğitimcisi velisi ile bugün ülkedeki eğitim sisteminin genel bir röntgenini çekme şansını bulduk.
Şimdi buraya gelmeden izninizle bir kaç farklı konuya değinelim.
*******
DEDİK YA ‘BİZİM OKURUMUZ ÇOK ÖZELDİR’ DİYE
Sık sık ifade ediyoruz. Biz her gün yerel ağırlıklı olmak şartı ile (Tabii ki şimdilik) yazı yazabiliyorsak bunun tek nedeni samimi okur kitlemizdir.
Buyurun geçtiğimiz haftalarda Galericiler Sitesi ana yolda plaka basım merkezinin yanındaki çift şeritli yolun yasal olmayan parklar ile tek şeritli olmuş halini bir okurumuz bizimle paylaşmıştı.
Bizim fotoğrafları yayınladığımız gün Trafik Müdürlüğü olaya müdahale etmiş ve tüm araçların parkını yasal hale getirmişti.
Biz de o gün teşkilatın samimi görevlilerine teşekkür etmiştik.
Ama dün saat 12.02’de aynı okurumuz buradan yine o zamanki görüntüleri hatırlatır cinsten yeni görüntüleri gönderiyordu;
Biz de yetkililere durumu bir kez daha hatırlatıyoruz.
*******
BİR KÜÇÜK DETAY DAHA
Hassas duyarlı okurumuz Abdullah Bey yazmış;
“Uğur Bey merhaba
Yazmışsanız teşekkürler, bugüne kadar görmedim, bu da benim takipteki eksiliğimdir.
Pandemi günlerindeyiz. Konya’da tramvay duraklarında güvenlik kabinin olduğu yönde dezenfektan konulmuş inen binen yolcular kullanıyor, bu güzel.
Güvenlik kabininin olmadığı karşı tarafta binen ve inen yolcu için dezenfektan yok. Mesela Sakarya Tramvay durağı örneğinde olacağı gibi.
Yöneticilerimiz küçük bir çaba ile düzeltilebilir
Teşekkürler iyi çalışmalar.
Abdullah ..............”
.............
İşte olay bu.
*******
SAĞLIK İL MÜDÜRLÜĞÜNE TEŞEKKÜR
Dün dile getirdiğimiz konu ile ilgili olarak ikindi saatlerinde Sağlık İl Müdürlüğünden bilgi geldi. Sağ olsun Sayın Müdür Prof. Dr. Mehmet Koç Hoca iki doktor ve iki görevliyi yazımız üzerine görevlendirmiş.
Belli yerlerin kontrolü yapılmış. Dahası konu fotoğraflarla belgelendirilmiş. İspatlanmış.
Biz hassasiyetleri ve duyarlılıkları nedeni ile başta Sayın Koç olmak üzere yöneticilerimize teşekkür ediyoruz.
*******
EĞİTİM SİSTEMİNİN SON DURUMU
Türkiye’de pandemi süresi ile birlikte hala netleşmeyen eğitim camiasından velilere kafalarda tam oturmayan düşüncelere karşı Milli Eğitim Bakanlığı, Reis’in de onayı ile alternatifli hazırlıklarını yapıp düğmeye basmış durumda.
Karatay’da bir velimizin dile getirdiği konuyu köşemize taşıyınca belli bir kesim eğitimci bir birden şahlandı. O şahlanışı saygı ile karşılıyoruz. Ama bir kötü yaşanmışlık için kimse asılsız yalan yanlış diyemiyorsa bize kızan insanlar oturup bir daha düşünecekler.
Hele hele bunlar örnek eğitimciler ise.
İkiiiii, sonra da şundan olmuştur bundan olmuştur diye mazeretler üretilmeyecek.
Tekrar ifade ediyorum bizim yazdıklarımız delilli ispatlı yaşanmışlıklardır.
Bu konu dün de böyle devam ederken ......... okulumuzun bilgisayar kullanımındaki uzman öğretmeni bize BBN HABER’in santralinden ulaşmak istemiş. Numarasını bırakmış. Biz ilk fırsatta bu hocamıza döndük.
Bire bir görüştük.
Hocamız bu konuda uzman olduğu için bize teknik konuları tüm samimiyeti ile aktardı. O aktardı biz not aldık.
Uzaktan eğitim konusundaki sıkıntının kaynağını hem öğrendik hem de o işin nedenini bulmuş olduk.
Şimdi gelelim yine alanında uzman bir eğitimcinin böyle yaşanmışlıklarla ilgili teknik bilgisine.
Hocamız diyor ki; Bu yoğunluk içerisinde istenmeyen durumlar çok az sayıda da olsa yaşanılabilir. Bırakın öğrenciyi veli de bizim eğitimci arkadaşlarımız da o an giremeyebilirler. Son üç günde bu işte tıkanan tam 9 cihaza bizzat ben müdahil oldum.
EBA sisteminden 12 saat süre ile 18 milyon öğrenci faydalanmak istiyor.
Bu ortalama bir saat içerisinde 800 bin öğrencinin sisteme girmek istemesi demektir.
Türkiye’de maalesef böyle bir internet alt yapısı yok.
Hatırlayın ÖSYM sonuçları açıklandığı zaman herkes aynı anda girebiliyor mu?
Bunu başaran dünyada bile başta Google olmak üzere sadece bir iki kurum ancak olabilir.
Bence çok az sayıda da olsa bu sıkıntı bu işten kaynaklanıyor” diyordu.
..........
Yani demek ki böyle bir şey o velinin aktardığı gibi yaşanmış mı? Yaşanmış. Ve de bundan sonra da yaşanılabilirmiş.
O zaman kimse bir konuya sadece kendi penceresinden bakıp gürültü çıkarmayacak.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Yaşarken öleceğini bilen tek varlık insan. Buna rağmen kalp kırar gönül yıkar kötülük yapar. Üstelikte hiç ölmeyecekmiş gibi hem de hiç umursamadan
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Trafiğin en yoğun olduğu saatlerde sıkı takip mesafelerinde sinyalsiz şerit değiştirmemeyi öğrendiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.