Orucu bozanlar, imanı bozanlar (!)
Bugün korkunç pandemi döneminde ikinci ramazan ayımızın ilk günü. Bir kez daha bu mübarek günler Konya’mıza, Türkiye’ye, İslam Alemine ve Dünya’ya hayırlar getirsin inşallah diyerek yazımıza başlıyoruz.
HER NİMETİN BİR KÜLFETİ VARDIR
Evet pazar günü Konya için, Türkiye için dünya bisiklet sporu için tarihi bir gündü. Sokağa çıkma yasağı olduğu için şehrimizde pek çok vatandaşımız bunun farkında değildi.
Ne var ki dün sabah sokağa çıkan, trafiğe giren neye uğradığını önce şaşırıp ardından da “ne oluyor yahu?” diye öfkelenmeye başlıyorlardı.
Eeeee tabi “Konya’nın gündeminden bana ne?” derseniz önce şaşırmakta sonra da kendinizce kızmakta haklı olabilirsiniz.
Ama Türkiye’nin bisiklet sporunda en eski ve en istikrarlı yarışı olan aynı zamanda Dünya Bisiklet Sporunun takvimine girmiş olan Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu vardı.
Ve bu noktada kim ne derse desin önce Sayın Cumhurbaşkanımıza sonra da Sayın Başkan Erol Küçükbakırcı’ya Konya olarak şehir olarak tarihi bir teşekkür borçluyuz.
Niye Cumhurbaşkanı?
Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı Konyalı 40 yıl öncesinin milli bisikletçisi, günümüzün örnek iş adamı Erol Bey’i kimsenin bilmediği ve tahmin edemeyeceği bir kulis yarışı içerisinde Başkanlığa layık görmüştü de onun için.
Elbette bu arada pek çok siyasi de bu işe aracı olmuşlardı.
Ve sonunda belki birileri için çok basit gibi görünen oysa Konya tarihi açısından dönem noktası olan Bisiklet Federasyonu Başkanlığı bu dokunuş ile Konya’ya geçiyordu.
Ve o gün bir milattı.
O miladın bugün meyvelerini yiyoruz.
Konya 100 küsur dünya ekranında gösteriliyordu.
Bunu para ile pulla nasıl ve kaça yaptırabilirsiniz oturun hesaplayın bakalım.
*****
EVET KONYA DÜN KİLİTLENDİ
Yukarıda ne dedik her nimetin bir külfeti olacaktı.
Dün böyle bir nimetin külfeti olarak sadece kapanan yollar değil kapanmayan yollar bile kilitleniyordu.
Alın size bir okurumuzun şehrin açık caddesinin hali
Abimize yazdım “Olacak abiciğim. Bir günlüğüne dişimizi hep birlikte sıkalım. Bugün uluslararası bir yarış var.”
Abim köpürdü “Ne bir günü. Ne bisiklet yarışı. Burası her gün böyle.”
...........
Dün Başkan Uğur İbrahim Altay’ın artık geleneksel hale getirdiği basın toplantısı vardı. Başkan üstüne basa basa bir şeylere dikkat çekmeye çalıştı.
“Metro olayında gecikme yaşandı ama sona gelindi…”
......................
“Konya bisiklet şehri dünyaya örnek olacağız.”
............
Başkanım sen nasıl bize inanıyorsan vallahi biz sana 100 kere daha fazla inanıyoruz.
Ama şu mevcut hali ile Konya’da bisiklet yolu olamaz.
Siz de dünyada on binlerin bisiklete bindiği şehirleri gördünüz biz de.
Bizim bu şu mevcut halimizde bin kişi bir saatte Meram’dan Valiliğe inmeye kalksa en az 100 kişi hastanelik olur.
Yani Konya’nın en büyük sorunu yine trafik...trafik..trafik...
******
HELİKOPTER NİYE HAVALANMADI
Cumhurbaşkanlığı bisiklet turunu 700 milyon insanın izleyeceği ve TRT’nin de bunu naklen yayımlayacağı günler önrcesinden açıklanmasına rağmen TRT bunu naklen yayımlamadı.
Dün de arıştırıp sordum.
Aldığım cevap TRT bilmen ne kanalından ya da web sitesinden vermiş.
Yine pazar günü TRT’nin naklen yayımlamaması nedeni ile gurdaladığım konu üzerinde dün de konu ile ilgililerin bana verdiği cevap;
“Helikopterin uçuşu için izin alınamamış”
Yahu etmeyin yapmayın ne olur.
Buna inanmak istemiyorum.
Eğer gerçekten turu naklen havadan yayınlayan helikoptere izin verilmedi ise vatandaşın okurumuz Ömer Bey’in dediği ben de aynı şeyi söylerim
“DEĞİŞEN TÜRKİYE, DEĞİŞMEYEN KONYA…”
******
FUTBOLA BİR KÜÇÜK GEÇİŞ YAPABİLİR MİYİM?
Dün uzun bir aradan sonra Konyaspor’un maçı şöyle rahatça izleyebilmek için ayaklarımı uzatıp televizyonun karşısına geçmiştim.
Konyaspor’umuz oyuna tutuk başladı, ardından golü yese de rakip penaltıyı kaçırsa da ikinci yarıda oyunda dengeyi kurmuştuk.
Beraberliği sağlamıştık.
Yavaş yavaş zorlayarak üç puana doğru giderken asla af edilemeyecek laubalilik ile kendi elimiz ile rakibin ekmeğine yağ sürüyorduk.
Oysa pazar günü öğle saatlerinde Konyaspor’un Sivas deplasmanından en kötü bir puanla döneceğine dair iddiaya bile girmiştim.
Bakmayın siz spor kamuoyunun yok Sivas şu kadar maçtır kaybetmiyor, yok sahasında şöyle aslan böyle kaplan dediklerine. Maçı hep birlikte izledik işte. Kişisel bencillik ve afedilmez hatalar yüzünden elin oğlu üçledi, gönderdi.
Sonuçta Konya’ya yazık oldu.
*****
ŞİMDİ GELELİM SADEDE
Aşağıdaki cümleleri ben kursam ya da bu durumu anlatsam beni önce bu şehirde ayaklarımdan asarsınız. Gerisini düşünmek dahi istemiyorum.
Amma velakin aşağıda sizlerle paylaşacağım konu TRT 1 ekranlarında yayınlanan bir diziden bir alıntıda geçen cümleler.
Buyurun bunu izlemeyenler varsa arama motoruna girdikleri zaman seyrederek izleyebilirler izlemezler ise önce bizden bir okusunlar ve sonrada yeniden söylenenleri düşünüp yorumlasınlar. Taptuk Emre kendisini dinleyenlere anlatmaktadır;
“Şeyh efendiler, müftü efendiler anlatırlar anlatırlar ki sanma ha ki din budur.
Dini öyle bir hale getirdiler ki sanki abdestin nice alınacağından orucu, namazı, neyin bozacağından başka bir şey değildir.
Oruç dediğin abdest dediğin, namaz dediğin, iman varsa var azizim.
Hele sen bize imanı bozan şeylerden bahset de abdestimiz tuta.
Anlat hele müftü efendi, orucu nelerin bozduğunu bilmek pek de zor bir şey değildir.
Sen hele imanı bozan haller nelerdir onu anlat.
Kul hakkı yemek, emeği hiçe saymak, işi ehline vermemek, adam kayırmak, işine ve tartısına hile karıştırmak, hırsa kapılmak, zayıf görünce zulmetmek, büyük görünce dalkavukluk etmek, topluluk içine fitne sokmak, bölüştürmek değil bölücülük yapmak, dostunu dahi kıskanmak, yalan söylemek buğzetmek.
Hep söyleriz bir kere daha söyleyeyim ne der ulu atamız, pirimiz Ahmet Yesevi,
Ağlaması göz boyar her gün ayağı kayar,
Kendini adam sanar ahir zaman şeyhleri.
Başına sarık sarar kendine mürit arar,
İlmi yok neye yarar ahir zaman şeyhleri.
Dünyaya kucak açar soru görende kaçar
Her yana küfür saçar ahir zaman şeyhleri.
İşte şimdi böyle bu işler bin bir günahı salıverir.
Aman ha abdesti bozan haller bunun nice alınacağı belli çaresi ilacı belli, namazı orucu kaçıranında ilacı belli.
Değil o vakit imanı bozan nice nice imanı bozan günahın ilacı nedir?
Buna reçete ne ola?
Nereden buluruz günahın reçetesini?
Hangi hekimdedir?
Günah hastalığının ilacı şudur ki;
Tövbe kökünü istiğfar yaprağı ile karıştırıp gönül havanına koyduktan sonra, tevhid topağı ile döveceksin. İnsaf eleğinden eledikten sonra gözyaşı ile hamur edip aşk ateşinde pişireceksin. Muhabbet balından da biraz karıştırıp sabah akşam kanaat kaşığı ile azar azar yiyeceksin”
............
Allah kabul etsin.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Önce hakkı öğren. Sonra haklının kim olduğunu öğreneceksin
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bizim bize yeteceğimize inandığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.