Dünya üzerinde 100 yılda 200 yılda bir rast gelebilecek felaketli günler başlayalı iki ay oldu değil mi?

Yani mikrobun falanca ülkesinde görülmesini kastetmiyorum. Bizim ülke insanı olarak gönüllü karantina döneminden söz ediyorum. 

İşte bu olağanüstü günlerin daha çok başında iken, dahası neyin nereye gideceğini bilmez iken bizde DELTA Group ve BBN HABER, BBN TV olarak kendi çapımızda bir dizi kararlar alırken gazeteci arkadaşlarımla nasıl bir yolun başında olduğumuzu da kestiremiyorduk.

Çünkü içlerinde en kaşarlısı olan ben bile işin sonunun nereye gideceği hakkında tahmin bile yapamıyordum.

O günlerden normalleşme sürecine geçerken şöyle bir geriye dönüp bakıyorum da çok şükür Grup yönetimi ve ekip olarak en sıkıntılı dönemde ekip arkadaşlarımız tarih yazmışlar.

Elle tutulur gözle görülür bir örnek vereyim mi?

Bu dönemde bizim gazetenin abone sayısı artmış.

Ve biz çalışanlarda en zor günlerde neler yapmamız gerektiği konusunda yeni bir tecrübenin sahibi oluyorduk.

Şimdi yazı konularımıza kısa kısa değinmeye başlayalım.

******

VALLAHİ BEN BU

TRUMP’I SEVİYORUM

Kimine göre ‘deli” kimine göre “artist” kimine göre de süper güç (!) Amerika’yı tarihinin en iyi yöneten isimlerinden birisi olan Trump’un son açıklamasını okuyunca kendisini bir defa daha sevdim(!)...

Eğer sizin gözünüzden kaçtı ise Amerika’nın liderinin son açıklamasından kısaca bahsedeyim.

Sam amca şöyle demiş, “Ekonomi yeniden faaliyete geçirilirken ölümler olabilir. Çünkü artık insanları evlerine kapatamayacaksınız.”

...........

Helal olsun bu adama.

Gerçekten yürekli adammış bu Trump.

Şu ana kadar dünyada ülkelerini yöneten liderlerin içeresinde en samimi açıklamayı Trump yaptı.

Şu virüs yüzünden biz de çaktırmadan son iki ayda hep bu konuya değiniyorduk.

Hepimiz için bir gerçek var.

Önce can. Yani sağlık.

Sonra canan. Yani para.

(Tabii bu arada özgürlüğü hiç hesaba katan yok)

Trump ne diyor?

Önce canan yani para.

Nasıl olsa Trump salgından ölmeyecek (Elbette bunu Allah bilir ama bu kapitalist sistem öleni bile yaşanmış gibi gösterir)

Peki kim ölecek?

Üretmek için çalışan, ekmek için çalışmak zorunda kalan Amerikalılar ölecek.

Bu Amerikalılar içinde de akıllarınca saf Amerikalılar değil başta göçmenler, sonra yaşlılar, sonra zayıf olanlar ölecek.

Çünkü onlar bu bahane ile ölmeli ki sözüm ona ülkenin sistemi de yükten kurtulmalı.

Neyse o onların bile iş.

Ama Trump’ı son açıklamasından sonra bir kez daha takdir ettim.

Adam herif gibi çıkmış hiç değilse kendi doğrusunu söylemiş.

Benim için insan değil para önemli deyivermiş.

Dünya düzen bu baylar bayanlar. İster kabul edin isterseniz isyan edin. Yerseniz yalan dünyada değişmeyen ve korkarım ki değişmeyecek düzen bu.

(Bugüne kadar hiçbir Amerikalıyı sevmedim zaten!)

*****

İNGİLİZLERE EL UZATAN DA KABAHAT

Atalarımız nur içinde yatsınlar birileri için öyle güzel sözler söylemişler ki. Yeri geliyor hepsi tek tek bir daha yaşanıyor.

Kimse unutmadı dün gibi aklımızda.

İngiltere’de sağlık çalışanları sağlık malzemesi bulamadıkları için çöp poşetleri ile hasta insanları iyi etmeye çalışıyorlardı.

Ve ilk önce de sağlık çalışanları hastalanıyorlardı.

Lafı uzatmanın bir anlamı yok.

Salgında sürü politikası izleyeceğim diyen çoban bile ölümden dönmüştü.

Dün sabah basına bir haber düştü;

Kaynağı da BBC idi.

“İngiltere Türkiye’den giden koruyucu elbiseleri standartlarına uymadığı gerekçesiyle iade edecekmiş...” 

............

İade etmezseniz ....... ülen etmezseniz .....

Daha biz devletten maske alamadık, size maske geldi değil mi?

Kendi vatandaşımıza maske veremez iken dünyaya maske dağıttık.

Tamam bu maske konusunda kızıyorum ama olaya yukarıdan baktığımız zaman Sayın Cumhurbaşkanımız ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak doğruyu iyi yaptık. Bunu da biliyorum.

Çünkü bir tarihçi hocam ile geçen gün bu yardım konusunu konuşurken ben yine isyanları oynuyordum.

Hocam şöyle dedi;

“Şu işi karıştırma lütfen.

Amerika’ya maske gitmiş, bize gelmemiş.

Bana da maske gelmedi. Vallahi gelmedi. Ama Amerika’ya giden üzerinden kahretmiyorum. İnsani diplomasi önemli.

Tarih, ekonominin tarihi, uluslararası ilişkilerin tarihidir bana göre daima.

İç işleri ile dış ilişkilerin konularını birbirine karıştırmamak gerek diye düşünüyorum.”

............

Hocam bunları dedikten sonra bende isyanımı bırakmıştım.

*****

VALİ TOPRAK’IN PAZAR FIRÇASI

Hani biz bu şehirde bizi yöneten siyasetçi, bürokrat ya da iş adamını veya herhangi birine ne zaman iyi desek hemen “yalaka” oluruz yaaa.

Daha geçen günlerde Rahim Özkaymak’ın vefatından sonra rahmetlinin iş disiplinini iki satır ile yazmıştım.

Hemen biri yazmış “Ölmüş adamdan hala nemalanmak için yalakalık yapıyorsun”...

Sayın Valimiz ile ilgili bu sütunlarda kaç kez sizlerden gelenleri paylaştım.

Ve Konya’nın şansına dikkat çektim.

Buyurun ben yazmıyorum konuyu da bilmiyordum. Bir okurumuz yazıyor;  

“Sayın Valimiz, 27 Nisan Pazartesi günü öğleden sonra Büyük Sinan Mahallesi’ndeki şehrin önemli pazarlarından birisi olan Araplar Pazarı’nı ve yine bölgedeki ekmek fırınını teftiş eder. Özellikle pazar yerindeki düzensizlik, yoğunluk ve karmaşadan rahatsız olan Vali Bey, derhal önlem alınmasını ister.

Nitekim bu hafta yani 4 Mayıs Pazartesi günü Araplar Semt Pazarı giriş çıkışlarıyla, dezenfekte işlemleriyle örnek bir Pazar olmuş. Pazar yerine sırayla ve gruplar halinde alınan vatandaşlarımız alışverişlerini daha rahat ve hijyenik koşullarda yapma imkanı bulmuş.
Bölge sakinleri bunun için Sayın Valimize ve pazar yerinde önlem alan zabıta ekiplerine teşekkür ediyor. Demek ki istenince oluyormuş!”

Teşekkürler Sayın Valim.

Sayenizde bugün de başımızı öne eğmedik.

******

GELELİM CAMİLERİMİZE

Dün haber yapmıştık, “Almanya’da KORONAVİRÜS salgını nedeni ile kapalı olan ibadethaneler açılıyor. Uzun süredir ibadete kapalı olan ibadethaneler 9 Mayıs’tan itibaren tekrar açılacak. Yapılan açıklamaya göre “tüm ibadethanelerde; 2 metre kuralı, maske, hijyen kurallarına uyulacak ayrıca girişlere dezenfektanlar konmak zorunda olacak. Camii cemaati için de herkes kendi seccadelerini yanlarında getirmek zorunda olacak.
İnsan sağlığını tehlikeye atılmaması için ibadethaneler solo şekilde denetlenecek.
Almanya’da şu anda 2750 cami, 45.000 kilise ve 130 sinagog inananların hizmetinde bulunmakta.”

.............

Bizde de AVM’lerden bazı sektörlere normalleşme süreci başladı ya.

Bir dostumuz dün yazmış;

“Yetkililere sesleniyoruz.

Duyun sesimizi.

Alınan tedbirlerle pazarlar, AVM’ler, marketler açılabiliyor seyahatler gerçekleşebiliyorsa  aynı şekilde alınabilecek tedbirlerle camiler açılmalı ve koyulacak kurallar çerçevesinde  insanların camilerde ibadet edebilmeleri sağlanmalıdır.”

.............

Zaten dünkü sosyal medya paylaşımlarında bu çağrıları da görebilirsiniz.

.............

Biz sizlerin sesi olmaya çalıştık.

Büyüklerimiz ne derse o olur.
 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

İnsanları tanışırken değil tartışırken tanırsın. Çünkü öfke saklanan kişiliği ortaya çıkarır.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Temizlik başta olmak üzere yolda kaldırımda insanların yoğun olduğu yerlerde birbirimize karşı daha saygılı olmayı becerebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.