Yılmaz TAŞÇI

Yılmaz TAŞÇI

En dehşetli korku: “Ey cehennemlikler! Ölüm yok, ebediyet var…”

En dehşetli korku: “Ey cehennemlikler! Ölüm yok, ebediyet var…”

Hafızanın taşıyıcısı birey ve içinde yaşanılan zamandır. Toplumsal bir hafızadan bahsedeceksek işin içine mekân da girmek zorundadır. Toplumsal hafıza sürdürülebilirliğini bireylerle değil, önemli bir olaya tanıklık etmiş hafıza mekânlarıyla aktarır. Yaşanan her olay bir mekânda gerçekleşir ve buralarda şekillenen toplumsal hafıza toplumun bugünü doğru yaşamasını, birlik ruhunu ve geleceğini ona göre şekillendirmesine katkı sunar.

Her toplumda insanların hayatlarını derinden etkileyen olaylar olmuştur ve olacaktır. Toplumun geleceğini etkileyen/tehdit eden de facto durumlar karşısında toplumsal bilincin kendiliğinden devreye girmesi bu milletin vatan sevdalıları için şaşılacak bir durum değildir. Kurtuluş savaşında yaşanan direnişçi ruh, 15 Temmuz Gecesi yeniden ortaya çıkmıştır.

Eski adıyla Boğaziçi Köprüsü yeni adıyla 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde, Taksim Cumhuriyet Anıtı’nda, Genel Kurmay Başkanlığı’nın çevresinde, Jandarma Genel Komutanlığı’nda, Kızılay Meydanı’nda, Türksat Gölbaşı Yerleşkesinde, Gölbaşı’ndaki Özel Harekât Daire Başkanlığı’nda, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde, Cumhurbaşkanlığı Külliye Çevresinde, TRT, MİT, TBMM’de ve ülkenin birçok meydanlarında:

“Osmanlı adı her duyana lerze-resândır;

Ecdâdımızın heybeti ma'rûf-ı cihândır

Fıtrat değişir sanma! Bu kan yine o kandır

Gavgâda şehâdetle bütün kâm alırız biz

Osmanlılarız, cân veririz, nâm alırız biz.” (Namık Kemal)

Beyitlerinde belirttiği gibi kanının ve imanının değişmediğini bir kez daha tüm dünyaya göstermiştir.

Dünyayı memleketi bilen bu millet, tek bilek, tek yürek olmayı da her daim bilmiştir.

 

"Savaş yalnız sınırlarda olmaz. Savaş bir milletin topyekûn ateşe girmesidir.

Eğer bu bütünlük sağlanmamışsa zafer tesadüfi, yenilgi kaderdir "der Sultan 2.Abdülhamid...

İslam’la şereflenmiş, ‘’ölürsek şehit, kalırsak gazi ‘’oluruz ruhuna sahip bu milletin evlatları!

“İzzetle gelecek bir kılıç darbesi, zilletle gelecek bir kamçı darbesinden daha hayırlıdır.’’

Anlayışından hareketle şanlı ecdadına yakışır şekilde vatanını korumasını bilmiş, hain, alçak darbe girişimine müsaade etmemiştir.

15 Temmuz bir destandır. Bu destanın da ana teması, tıpkı eski destanlarımızda olduğu gibi, Türk Milletini tarihten, Türk Devletini coğrafyadan silmek isteyen iç ve dış hainlere karşı verilen unutulmayacak bir savaştır.

Şu nu asla unutmayalım:

Bin yıldır üzerinde yaşadığımız bu topraklar, milletimizin canları pahasına gösterdiği onurlu mücadele ile vatan olmuştur, olmaya da devam edecektir.

Bizler elif gibi olmazsak,

Yaratılış gayemizi bilmezsek,

Doğru kaynaklardan bilgi sahibi olamazsak,

Uyanık olmazsak,

Birbirimize adil olmazsak,

Birlikte olamazsak,

İlim, İman, Ahlak, Niyet ve Samimiyetle dolu gönül birliği ve zenginliği sağlamaya yönelik adımlar atmazsak ve bu tür konularda gayret göstermezsek;

Rahmetli M. Ş. Eygi’nin ifadesiyle:

Önceden olduğu gibi, bu milletin içine bir sürü, kripto, eyyamcı, din sömürücüsü, münafık, aktivist, arivist, hergele, çapulcu sızdırılmaya devam edecektir.

Bu manada Allah bu millete esaret vermesin.

Özgürlüğün yolu "Özü gür" olmaktan ve mukaddesat sahibi nesillere sahip olmaktan geçer.

 Aksi durumda yurdunu kaybeden bir insan için, kendi hürriyetinin bile bir manası kalmaz...

Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.

Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.

Tüm şehitlerimizin Ruhu şad olsun.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yılmaz TAŞÇI Arşivi