Merede-i Şeyâtînler Zincirlendi; Ya Diğerleri?
İçimizde şeytan yok... İçimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey:
Hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var… Sabahattin Ali
Sabrın, hoşgörünün ve iç huzurun hayat bulduğu ramazan ayında tartışmalardan ve toksik insanlardan uzak durmak, ruhsal yönden sizi rahatlatırken Rabbinizle olan samimiyetinizi arttırmak içinde fırsatlar sunacaktır.
Peygamber Efendimiz (asm) "Ramazan ayı girince Cennet kapıları açılır, Cehennemin kapıları kapanır ve merede-i şeyâtîn zincire vurulur." (Buhari, Savm, 5) buyurmuştur.
Hadiste geçen "Merede", inatçılar, direnenler, saldırganlar demektir. Bu ifadeyle, şeytanların en azgınları, ipe-sapa gelmezleri, gözü dönmüşleri kastedilmektedir. Evet, bu mübarek ayda, "merede-i şeyâtîn" zincire vurulmaktadır. Peki ya diğerleri?
İnsan etkileyen ve etkilenen bir varlıktır. En çok etkilendiği de yine kendi türüdür. Hiçbir varlık insan kadar etkili olamaz. Bu sebeple insan şeytanların veya şeytanlaşmış insanların etkisi de "merede-i şeyâtîn"lerden fazla olsa gerektir.
Malik b. Dinar’ın şu sözü oldukça açıklayıcı:
“İnsan şeytanlar bana cin şeytanlardan daha müessir ve benim için kendilerinden korunması daha güç varlıklardır. Zira eûzu besmele çekerek, Allah’a sığındığım zaman, cin şeytanlar benden uzaklaşmaktadırlar. Halbuki insan şeytanlar bana musallat olur ve beni göz göre göre günah işlemeye sevk ederler.”
Şeytan hizbinin beşer cephesinin askerleri insan şeytanlar ya da şeytanlaşmış insanların zincirlenmediği gerçeğinden hareketle insan farkındalığını arttırması gerekiyor.
Sabahattin Ali’nin deyimiyle içimizde şeytan olmadığına göre etrafımız da hakikatlere bizleri kör eden ne kadar bahse konu şeytan varsa onlarla da usule uygun şekilde, mücadelemizle bile onları memnun etmeyecek şekilde mücadele etmek gerekiyor.
Eskilerin güzel bir uyarısı vardır: "Sakın ola bir domuzla güreşmeğe kalkışma!"
"Domuz kısmıyla çamurlara gark olmadan güreşemezsin. Kirlenmeden domuzu mağlup edemezsin. Bil ki, sana mağlup olmak domuzu kederlendirmeyecektir. Bilakis, senin kirlenmiş olman onun hoşuna gidecek ve güreşirken kendisinin biraz daha kirlenmesi domuzun memnuniyetini kat be kat artıracaktır."
Zor insanlarla/ şeytanlaşmış insanlarla cedelleşmeyi bırakmak için kişi çare üretmediği sürece yukarıdaki benzetmede olduğu gibi onların memnuniyetlerini kat be kat arttıracaktır.
Bazı çözüm önerileri:
Acelecilik şeytandan, teenni Rahmandan…
İtikadi, fiili, bedene ve ruha zarar verecek konularda öncelikle Rabbine sığınmak, sabırlı olmak, kendi iç huzurunu korumak, sözlerini dikkatli seçmek, sakin kalmak, dua etmek, imana, irfana ve özüne dönmek…
“Gerçekte, şeytanın, iman etmiş ve Rablerine güven bağlamış olanların üzerinde bir nüfûzu/etkisi yoktur.” (Nahl, 16/ 99)
…Çünkü şeytan insana, “İnkâr et” der; insan inkâr edince de, “Şüphesiz ben senden uzağım. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım” der. (Haşr suresi 16)
Şeytanın /insanlaşmış şeytanların en büyük oyunlarından biriside ümitleri zedelemek, insanın kötü düşünceleri düşünmesinin yolunu açarak, onları gerçek olarak kabul ettirmeye çalışmasıdır. İnsanı en çok yoran hususlardan birisi de bu olsa gerek.
Hayat serüvenimizde bu konuda iki yol var: Ya şeytan bizi yoracak, yada biz şeytanı yoracağız…
Akıl, irade ve basiret yetisini kullanabilecek potansiyelde yaratılan insanoğlu Allah’tan gafil olmadığı sürece şeytanı yorup zayıf düşürebilir.
Hakikatleri görmekten uzak kalmamak temennisiyle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.