Yılmaz TAŞÇI

Yılmaz TAŞÇI

Post Truth

Post Truth

Gerçeği söylemek zordur çünkü, aslında, tek bir gerçek vardır ama bu gerçek canlıdır; bu nedenle de çehresi bir canlınınki gibi durmadan değişir. Franz Kafka

Gazze Şeridi, Filistin’in batısında bulunan, Akdeniz’e 40 kilometre kadar uzunluğunda kıyısı olan bir bölgedir. Yüz ölçümü yaklaşık 365 kilometre kare ve nüfusu yaklaşık iki milyondur. Güneybatısında Mısır, kuzey ve doğusunda ise İsrail ile sınırları bulunmaktadır. İsmini en büyük şehri olan Gazze’den almıştır. Geçmişte Mısır ve İsrail’in yönetimi altında bulunan Gazze, 2005’de İsrail’in bölgeden çekilmesinin ardından seçimlere gitmiş, 2006 yılında Hamas sandıkta kazanan parti olarak bölgenin yönetimini üstlenmiştir. Fakat bundan memnun kalmayan İsrail, 2007 yılında Hamas’ı düşman varlık ilan ettikten sonra Gazze Şeridi’ni abluka altına almıştır.

Gazze, İsrail tarafından uygulanan yasadışı bir abluka sebebiyle uzun yıllardır sağlık, eğitim, ekonomi, enerji, ulaşım, barınma, beslenme ve sosyal hayat gibi birçok temel gereksinimden mahrum bırakılmaktadır. Bunlardan bir yenisi daha eklenerek Gazze ‘’ Dijital Abluka’’ altına da alınmaktadır. Ancak bu abluka sadece Gazze’ye yönelik kalmayacağa benziyor. Çünkü Elon Musk’ın gönüllü/gönülsüz yaptığı İsrail ziyareti ve ziyaretten çıkan sonuçlar bize durumu bu şekilde okumamız gerektiğini de gösteriyor.

X, SpaceX ve Tesla'nın sahibi Elon Musk'ın Yahudi lobisinin baskılarına ve küresel gücün tehditlerine boyun eğdiğinin göstergesi sayılacak İsrail ziyaretinden çıkan sonuç:

"SpaceX'in İsrail izni olmadan Gazze'ye uydu internet hizmeti veremeyeceğidir…"

İnsani yardım kuruluşlarınca yapılan destek talebinin ardından,28 Ekim 2023 tarihinde Gazze’ye uydu desteği sözü veren Elon Musk’ın bir açıklama yaparak, Gazze Şeridi’ndeki uluslararası tanınmış yardım kuruluşlarına iletişim hizmeti sağlaması için Starlink uydularının devreye gireceğini bildirmesi geçtiğimiz aylarda gündem olmuştu.

Sahibi olduğu sosyal medya platformu X'te anti-semitizmi (Yahudi halkına karşı önyargı) yayma eleştirileri ile karşı karşıya olan Elon Musk anlaşılan o ki ticari kaygılara boyun eğerek geçtiğimiz günlerde İsrail'i ziyaret etmiş/ettirilmiştir…

İsrail Devlet Başkanı Herzogun, Musk'a "sizin yönettiğiniz de dahil olmak üzere, sosyal medya platformları anti-semitizm hastalığına liman oluyorlar" söylemine karşı sessiz kalması ve Musk’ın İsrailli yetkililerle, sahibi olduğu uydu interneti hizmeti Starlink'in İsrail hükümetinin onayı haricinde Gazze'ye internet sağlamayacağı konusunda da anlaşması vb. boyun eğiş değil de nedir…

ABD, AB ve Yahudi lobisi Elon Musk'ı hedef tahtasına oturttuktan ve başta reklam gelirlerinin kesilmesiyle ve açılacak davalarla tehdit edilmesinden sonra yapılan bu geziden çıkarılacak sonuç ve İsrail’in asıl korkusu nedir?

Bu durumu, Hz. Musa kıssasında anlatılan bir olayla ele alırsak: Dönemin Firavunu, Sarayından çıkarıp halkın huzuruna davet eden Hz. Musa’nın amacının, görünmezlik zırhına bürünen Firavunu, halka görünür kılarak içlerindeki korkuyu yıkma çalışmasına benzetirsek İsrail’in korkusunun da bundan farksız olmadığını söyleyebiliriz.

İsrail’in istediği tek şey bura da gerçekleri ancak benim istediğim kadarıyla benim sunduğum şekilde dünyaya duyurabilirsiniz düşüncesinden başka bir şey değildir. Açıkçası “Post Truth” savaşı verilmektedir.

Post truth, nesnel olan bir gerçeklik karşısında toplumların kişisel duygular ve çeşitli çıkarların ağırlık kazanması ile nesnel gerçekliğin silikleştirilmesi ve kamuoyunu etkilemesi olarak tanımlanır.

Savaş sadece sınırlarda yapılmamakta, kelimeler, görüntüler eşliğinde hakikat savaşı da yapılmaktadır. Savaşta ilk kaybedilen gerçeğin Hakikat olduğunu da burada hatırlatmakta fayda vardır.

Bir nevi dijital uyuşturucular aracılığıyla zihinlerde de söylem savaşları gerçekleştirilmektedir. Bu savaşta hiçbir askeri, insani ve hukuki sınır tanımayan İsrail terör örgütü, önce batı dünyasını sonra tüm dünyayı ve kendi kamuoyunu etkilemek ve yönlendirmek amacıyla inanılmaz bir algı savaşı oluşturmaktadır.

İletişim bilimlerinde bu savaşın bir diğer adı da “Post Truth” olarak geçmektedir. Yani “hakikatin, gerçeğin istenilen şekilde kurgulanması oluşturulması ve inşa edilmesi”…

Nesnel gerçekliğin göz ardı edilerek, istenilen duruma yönelik yeni bir gerçeklik oluşturulması. İsrail; hakikati, “nesnel gerçekliği” de katlederek tüm dünyayı olanlara seyirci kılarak bir savaş yürütmektedir. Yaşattığı katliamı dijital dünyada “barış için mücadele” diye sunmaktan da utanmamaktadır. İsrail, masum Filistin halkını katlederken bile Dijital Panoptikon sahiplerini de kullanarak barış için mücadele ettiği yalanını tüm dünyaya bir sinema filmi gibi izlettirmektedir.

Algı operasyonları bugün tüm dünyada sistematik olarak uygulanmaya devam etmektedir. Geçmişten günümüze farklı isimler ve tanımlar altında uygulanıyor olsa da özellikle dijital çağda, algı operasyonlarının içeriği ve boyutunun da değiştiğini görmekteyiz.

Propaganda, kamu diplomasisi, dezenformasyon, psikolojik savaş gibi uygulamaların dijital medyanın sağladığı imkânlarla akıl almaz boyutlara ulaştığı günümüz dünyasında, gerçekle algılanan gerçek arasındaki uçurumun derinleştiğini görmek zorundayız.

Misenformasyon, dezenformasyon başta olmak üzere bu konularda da dijital okuryazarlık becerisinden mahrum kalan toplumlar da bu içeriklerin doğru bir değerlendirme süzgecinden geçirilemediği zamanlarda bireylerin ve devletlerin ciddi tehlike altında olması, bir girdabın içinde sürüklenmesi “Post Truth” a boyun eğmesi kaçınılmaz olacaktır.

Hakikatin yolu, feraset ve basiretten geçer. Hakikati ve sahte olanı ayırabilmek temennisiyle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Yılmaz TAŞÇI Arşivi