2021 Edebinle Gel, Adamı Hasta Etme!
Bugünkü yazıma dostum Fatih Tuncel’in bir paylaşımıyla başlamak istiyorum.
Bakın Fatih kardeşimiz ne paylaşmış,
“Sevgili 2021 gelmeden önce Covid19 testini yaptır. Ateşini ölçtür, HES kodunu al, edebinle gel, adamı hasta etme!”
Doğru yazmış. Dünya 2020 yılını iyi hatırlamayacak. 2020’ye salgın damgasını vurdu. 2021’e bulunan aşıların umuduyla giriyoruz.
Aşının tüm insanlara ulaşması ve virüsün ortadan kalkması en büyük dileğimiz.
Salgın hepimizi derinden etkiledi. Bireysel, toplumsal, yönetimler olarak herkesin, kendini sorgulaması gereken unsurlar var.
Bir yıl önce hastaneye gidip, doktor beğenmiyorduk. Peki, doktorlar, onlar da hasta beğenmiyordu. Kimse, kimseyi beğenemiyordu. Peki, bir yıl sonra ne oldu? Ne doktor kaldı ne normal hasta, korkudan hastaneye bile gidemiyoruz.
Bir yıl önce okul beğenmiyor, okula gidince de, öğretmen beğenmiyorduk. Tabii ki öğretmen de öğrenci beğenmiyordu. Peki, bugün; ne öğretmen kaldı ne öğrenci. Çünkü okula da gidemiyoruz artık.
Bir yıl önce camiye gidip, hoca beğenmiyorduk. Hoca da cemaat beğenmiyordu. Peki, bir yıl sonra ne oldu? Ne hoca kaldı ne cemaat. Çünkü camiye de gidemiyoruz.
Bir yıl önce AVM’ye gidiyor, AVM ve esnaf beğenmiyorduk. Esnaf da müşteri beğenmiyordu. Ya bugün ne esnaf kaldı ne müşteri, AVM’ye bile gidemiyoruz. Bir yıl önce baba evladından memnun değildi, evlat babasından. Hanım kocasından memnun değildi, koca hanımından. Komşularımızdan memnun değildik. Akrabalarımızdan memnun değildik. Ne komşu kaldı ne akraba. Bugün dışarıya çıkamıyor, ziyarete gidemiyoruz.
Bir yıl önce, her ay oturduğumuz sohbet ettiğimiz bir arkadaş grubumuz vardı, çok basit sebeplerle gereksiz tartışmalarla birbirimizi kırıyorduk. Bugün o da kalmadı, tek kalan “özlem” oldu.
Bu dönemde yalnızlığı öğrendik. Hastalanınca ya da ölüm döşeğinde tek başına kalmanın zorluğunu gördük. Sevdiklerimize dokunamamanın, tartışamamanın, büyüklerimizi görememenin, onlara sarılamamanın ne büyük eksiklik olduğunu anladık.
Umarım bu eksikliklerin yarattığı boşluğu tamamen unutmayız ve bundan sonra birbirimize daha çok değer veririz.
İşlerimizi bir cep telefonundan idare ettik, toplantılarımızı bilgisayarlardan yaptık. Çocuklar uzaktan eğitime geçtiler. Salgın bizi teknolojiye mecbur etti. Teknolojinin tutsağı olduk. En kısa sürede normal hayatlarımıza dönmek istiyoruz artık.
Peki, tüm bunlar bize ne gösterdi;
Dünyanın bundan sonraki yıllarda biz insanlar nedeniyle daha çok felaketlerle karşılaşacağını ve bunun mutlaka önlenmesi gerektiğini gösterdi.
Tüm dünya, sağlık sektörüne yatırımın önemini gördü. Hastane kapasitesi, altyapı kadar aşı ve ilaç çalışmalarında da öncü olabilmenin ne kadar hayati olduğunu gösterdi..
Umarım 2021’in ilk aylarında aşıların da etkili olmasıyla salgının yarattığı karanlık dağılmaya başlar. Önemli olan yola dersler çıkararak ve hataları tekrar etmeden devam edebilmektir.
Aslında keşke bir sihirli değnek olsa ve sorunlu alanlara dokunsa, düzeltse.
Sen-ben, biz-siz ayrımı, yani siyasetin körüklediği, hakaretlerle, trollerle çevrili kutuplaşma son bulsa. Kendinden olmayanı düşman gibi görme, kendinden olmayana her türlü çirkin yakıştırmayı yapma, kısır siyasi tartışmalar, kavgalar son bulsa.
Bir yıl önce kıymet bilmez ve şükretmez olmuştuk. Şimdi, değerini bilmediklerimize kıymet verme zamanı,
Zaman, şükretme zamanı,
Zaman sevdiklerimize sahip çıkma zamanı
Zaman, muhasebe zamanı,
Ölümlerimize neden olan korona virüsten ders çıkarma zamanı,
Tövbe etmeden, aklımızı ve kalbimizi temizlemeden sadece ellerimizi yıkayarak bu beladan kurtulamayız. Onu da öğrenme zamanı.
Başkalarından önce değişmesi gereken kendimiz olduğunu bilelim.
2020 geride kaldı artık 2021 de hayatımızda bir şeylerin değişme vakti gelmedi mi?
Kurallara uyalım,
Evde kalalım,
Dua edelim,
Af dileyelim,
Tövbe edelim.
Hayırlı, huzurlu ve sağlıklı bir yıl diliyorum.
Yeni yıılınız mübarek olsun. Sevdiklerinizle huzur, mutluluk, sağlık, afiyet dolu bir ömür diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.