Bu yazımızı okuduktan sonra Televizyon kanallarında yayınlanan Reklamları, Dizileri, Yabancı filmleri, yarışma programlarını ve gün içinde yayınlanan kadın programlarını birde bizim bakış açımızdan izleyin derim.

Reklamların %80'i dış kaynaklı, yöneticilerimizin ve sivil toplum kuruluşlarının bizden BOYKOT etmemizi istediği tüm ürünlerin reklamı,

Bunda bir çelişki yok mu?

Elbette var.

Televizyonlarda dizi konularının yarısı, yarışma programlarının tamamı yurtdışından.

Bu programlarda BOYKOT etmemiz gereken ürünleri üreten ülkelere ait çakma programlar.

Yabancı filmlerinin tamamına yakınının da Avrupa Kiliseler Birliği’nin hediyesi olması ayrı bir konu tabii ki.

Bir dizi düşünün;

Ayet, hadis konuşuluyor, namaz kılınıyor, konuşmalarda dürüstlük dersleri veriliyor. Ancak; tecavüzden çarpık ilişkilere kadar her tür temayı bol bol kullanıyor.

Bir evde eski karısı, yeni karısı ve yeni karısının sevgilisiyle beraber yaşanabileceğini gösteriyor.

Kısacası bu dizi reyting için hiç sınır tanımıyor.

Peki iktidar partisi ve RTÜK ne yapıyor?

Biz gibi onlarda izlemekle yetiniyor!

Bir başka dizi aynı evde karısı sevgilisi ve gayrimeşru çocuğuyla yaşanabileceğini göstererek, geleneksel Türk aile yapısını ve dünyaya örnek ahlak anlayışımızı temelinden dinamitleyen bir başka dizi, televizyon ekranlarında.

Bu kadar mı?

Tabii ki değil,

Cinsel öğeleri sonuna kadar istismar eden 10’larca dizi, reyting garantisi olarak gördüğü bu yöntemle her türlü yozlaşmaya meşruiyet kapısı açıyor.

Peki iktidar partisi ve RTÜK ne yapıyor?

Biz gibi onlarda izlemekle yetiniyor!

Bir de başka bir saçmalık bu tür çarpık diziler başlamadan ekranlarda ‘genel izleyici’ yazıyor. Genel izleyici yazarak çocuklarında seyretmesi sağlanıyor.

Çocukların psikolojisi bozuluyor, bilinçaltı zararlı unsurlarla dolduruluyor.

Peki iktidar partisi ve RTÜK ne yapıyor?

Biz gibi onlarda izlemekle yetiniyor!

Sonuç;

Siyonizmin istediği ahlaksız toplumun temelleri atılıyor! Aileler yok ediliyor.

Ahlaksızlık meşrulaştırılıyor. Muhafazakar bir iktidar zamanında Kendi ayağımıza kurşun sıkılıyor!

Toplumsal kabul görmeyen algılar dizilerle, filmlerle, yarışmalarla bizlere dayatılıyor.

Şiddetten tecavüze varıncaya kadar her türlüsünün yer aldığı, çocuklara karşı cinselliğin normalleştirildiği, parçalanmış ailelerin, birbirlerine ihanet eden aile fertlerinin anlatıldığı dizi ve filmler, her yıl olduğu gibi 2025 yılında da televizyon aracılığı ile toplumun temel değerlerini sarsacak diziler yapılmaya devam ediliyor.

Bizlerin gençlik yıllarında tek kanalda aile içi ilişkiler bir zamanlar yabancı dizi Dallas ile gündeme gelmişti.

Şimdi ise, Dallas adlı diziyi mumla aratan yerlileri çekiliyor.

Ayrıca gündüz saatlerinde yayınlanan malum programlar. Bir de NARİN haberindeki anlatılanlar.

Sağlık konulu filmlerde, Rüşvet, İltimas, Entrika konuları işleniyor.

Çocuklarımız, para aklamayı da hırsızlığı da insan öldürmeyi de dizi ve filmlerden öğreniyor.

Diziler toplumu yok sayıyor, özellikle de küçük çocuklar üzerinde olumsuz tesirler yapıyorsa bunları yayınlamak yayınlanmasına müsaade etmek bu ülkeye yapılan ihanet değil midir?

Toplumda her türlü çarpık ilişkiler meşrulaştırılıyor. Toplum bunalıma sürükleniyor. Bunlar ülkeye yapılan ihanet değil midir?

Acaba bizi yönetenler bunları biliyorlar mı?

Acaba kendilerini muhafazakar olarak tanıtan muhalefet partileri bu rezil dizilerin verdiği zararlardan haberleri var mı?

Özellikle ahlaki değerlerimiz ve milli kültür değerlerimizi yok eden programlar, diziler, filimler ve haberler bizim kanunlarımıza göre de suçtur.

Ama bunlara kimse bakmıyor, ilgilenmiyor.

RTÜK son günlerde bazı dizileri engellemeye başladı ancak çook yetersiz. Atı alan Üsküdar geçmek üzere.

Bunları gören bilen sessiz çoğunluk, öncelikle Yeniden Refah Partisi, Saadet Partisi ve tüm muhalefet partilerimizin yapay gündemleri bırakıp bu konularla ciddi olarak ilgilenmelerini istiyor.

Peki bunları seyreden bizler ne yapıyoruz?

Biz de, dizikolik olduk izlemekle yetiniyoruz.